Ateşte futbol

Adı Süper kendisi hiçbir süper özellikle taşımayan STSL’nin 3.haftasını geride bıraktık. Hadi süperi bıraktık, görünen o ki futbolun sahip olduğu ortalama nitelik ve nicelikleri de veda etmişiz.
Bundan sonrası için kısa vadede iyileşmeye dair bir beklenti içinde olmak manasız. Bu ülkede futbol neredeyse her kurumda olduğu gibi virüs, bakteri ne varsa bulaşmış hastalıklı bir bedenden öte değil.
Siyasetin bulaştığı her alan böyledir. Dünyada onun için bu kurumlara üstüne basa basa özerklik verilir. Çünkü bu kurumlar toplumu bir arada tutan, dengeyi koruyan, sosyal ihtiyaçlarına cevap veren yapılardır. Çok değerlidir. Birilerinin özel kullanım alanı değildir. Olduğu anda da ortaya bizdeki gibi bir görüntü çıkar.
Penaltı kararı tartışmak, bir oyuncunun kötü performansını, bir hocanın taktik hatasını, bir transferin doğruluğu tartışmak giderek anlamsız geliyor. Çünkü sahada gördüğümüz her şeyi de haklılık, haksızlık, bir yerlere yakınlık mesafesi, adamcılık vb. üzerinden görüyor, yorumluyoruz. Keşke yanlış olsa, ama değil.
Yayıncı seçeceği kelimeleri imtina ile seçiyor, aman bir yerlere dokunmasın, yönetici atacağı adımın uzunluğunu kısalığını tedirginliğine göre belirliyor aman başıma bir şey gelmesin. Yazar yazını aynı duyguyla oynuyor.
Peki, futbolcunun, teknik adamların, futbol insanlarının bu cenderenin dışında kaldığını düşünebilmek mümkün mü? Hayır…
Toplumu saran kalitesizlikten başka bir şey değil sahada gördüğümüzde.
Tribünlerin hali de malum. Futbolun taraftar için oynandığını, sponsorun taraftar için para verdiğini, yayıncının taraftara yayın sattığını, taraftarın tuttuğu takımı her şeyin üstünde baş tacı ettiğini bilmeyenler, bilmek istemeyenlerin ortaya çıkardığı bir tablo var şu anda tribünlerde. Belki bununla ilgili de bir planları vardır. Belki o tribünleri doldurmayı başaracaklardır. Ama futbolu da tribünlerin de gerçek sahipleriyle olmayacak bu.
Futbol, Türkiye’de şu anda gölgede ve güneşte değil ateşte oynanıyor.
Ne yapalım bize de uzaktaki futbol gibi futbolu izlemek kalıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar