S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Eğitim ve geleceğimiz

Yeni öğretim dönemi dün başladı.

Öncelikle tüm öğrencilerimize başarılar dilerim. T

ürkiye son yıllarda çağdaş eğitimden uzaklaşmış, eğitim kalitesi düşmüştür.

Kısa adı PISA olan “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı Testleri” yapılan 72 ülke arasında Türkiye 50. sırada yer aldı.

Kısa adı OECD olan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün “2016 Tek Bakışta Eğitim” adlı yıllık raporunda, Türkiye OECD üyesi 38 ülke arasında 35. sırada yer aldı. Sondan dördüncü sırada yer alan Türkiye’nin arkasında Güney Afrika, Brezilya ve Meksika takip ediyor.

Türkiye, ortaöğretim ve üstü derecelerden mezun olanların iş gücüne katılım oranlarına göre belirlenen eğitim refahı kriterinde ise “10” üzerinden sıfır “0” puan aldı. Türkiye PISA testlerine ilk kez 2003 yılında katılmıştı.

Türkiye, Matematik ve Fen Bilgisi test sonuçlarına göre Türkiye 36. sırada sondan 6.sırada yer almıştı. PISA Testleri, dünya ve ulusal kamuoyları- nın her kesimince dikkatle izlenmekte ve 15 yaş grubu öğrencilerin hayata atılma hazırlıklarının değerlendirilmesinde temel gösterge olarak alınmakta.

Türkiye, ilk kez 2003 yılında katıldığı PISA Testlerinin sonuçları ile ‘Temel Eğitim Sistemimiz’in durumunu objektif bir değerlendirme ile görme olanağına kavuşmuştur.

Bu testlerle Temel Eğitim sistemimizin gö- rülen eksik yönleri uluslararası ölçekte belirlenmiştir.

Bu gün gelinen noktada 2003 yılı test sonuçlarına göre daha iyi durumda olmayı isterdik. Ancak PISA Testleri sonuçlarına bakınca Temel Eğitim’de üzülerek daha da geriye gittiğimizi görüyoruz. Testler; eğitim alanında ülkemizce zaman kaybedilmeden ciddi adımlar atılması gerektiği gerçeğini ortaya koymuştur.

Eğitimde neden geriledik?

Son 15 yılda koalisyon hükümetleri olmadı. AKP tek başına iktidar olarak, eğitim politikalarının belirleyicisi oldu. AKP’nin tek başına iktidar olduğu dönemde altı “6” Milli Eğitim Bakan’ı görev yaptı.

Her bakan döneminde eğitim sistemimizde köklü değişiklikler yapıldı. Yapılan değişiklikler bilgi ekonomisi oluşturmamızı sağlayacak değişiklikler olmadı.

Ya ne oldu?

Eğitim Yap-Boz oldu. Sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanması ve refah düzeyinin arttırılabilmesi için bilimsel-sosyal öğretilere dayalı eğitim sistemine geçmemiz gerekiyor.

Raporlarda Finlandiya modeli ve başarısının gerçekleri analiz edilmiş.

Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya ülkelerinin bilgi ekonomisine geçişte nasıl sıçramalar yaptıkları ve bilimsel eğitimle kaydettikleri aşamalar ayrıntılarıyla yer alıyor.

Türkiye Cumhuriyet’in ilk on beş yılında bunları gerçekleştirmiş bir ülke. O dönemde Milli Eğitim’de izlenen politikaları birer cümle ile belirten yöneticilerimiz neler demiş ve hangi hedefleri koymuşlar.

Dönemin Milli Eğitim Bakanlarından Hasan Ali Yücel “İnsan olarak yaşayabilmek için hava, su gibi doğal koşullar arasında eğitim öğretim ve kültür de bulunacaktır” derken, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir” diyerek bilimsel eğitimin önemini,

“Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı yüksek bir topluluk halinde yaşatır, ya da esaret ve sefalete terk eder” diyerek bağımsızlığın ve refahın iyi bir eğitimle gerçekleşebileceğini, “Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı bü- tün güzellikleriyle gelişir” diyerek okullarda bilimsel ve sanatsal eğitime önem verilmesi gerektiğini, “Geleceğin savaşı beyin savaşı olacaktır. Bu savaşın zaferi eğitim yoluyla kazanı- lacaktır” diyerek eğitimin ne denli önemli olduğunu ve ülkelerin geleceğini belirlediğini vurgulamıştır

Yalnız eğitim değil eğitim veren öğretmenlerimiz için, “Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır” diyerek Onları nasıl kutsadığını ifade etmiştir.

Bugün ücretli öğretmenler asgari ücret altında çalışırken, kadrolu öğretmenler geçim zorluğu yaşarken, binlerce öğretmen adayı atamaları yapılmadığı için başka işlerde çalışırken, fen liseleri, meslek liseleri, normal liseler kapatılıp öğrenciler imam hatip liselerine gitmeye zorlanırken eğitimde başarı elde etmemiz mümkün mü?

Bugün eğitimde alacağımız olumsuz sonuçlar yarın ülkemizin gelişmesini olumsuz etkileyecek.

Cumhuriyet kurulurken nasıl gerçekleştirdiysek bugün de gerçekleştirebilmemiz için Atatürk’ün koyduğu hedefler doğrultusunda yürümeliyiz.

Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar