İmam hatip mücadelesini kazanan veliler YURT'a konuştu

İmam hatip mücadelesini kazanan veliler YURT'a konuştu

İsmail Tarman Ortaokulu velilerinin okullarının ortaokul olarak kalması için 2 yıldır kesintisiz verdikleri mücadele sonuç verdi ve açılan dava kazanıldı. Davanın kazanılmasının ardından iki yıl boyunca okulun dönüşümün karşısında yer alan veliler verdikleri mücadeleyi YURT Gazetesine değerlendirdi

Ayşegül BAŞAR / YURT

İstanbul Beşiktaş ilçesinde yer alan İsmail Tarman İmam Hatip Ortaokulu'nun mahkeme kararıyla kapatıldığı belirtildi. 2 yıl boyunca okullarının dönüşümüne karşı mücadele veren veliler, 'Bilimsel ve Laik eğitim mücadelemiz devam edecektir" mesajı verdiler.

Bilimsel ve laik eğitim kazandı

YURT Gazetesi'ne verdikleri mücadeleyi ve kazanımlarını değerlendiren İsmail Tarman velilerinden İrfan Arslan, Sonunda adalet tecelli etti ve biz kazandık, çocuklarımız, bilimse ve laik eğitim kazandı. Bu okul yoksul bir muhit olduğu için buradaki velilerin olmassa olmazıydı. Bundan sonra beklentimiz okulun mahkeme kararına direnmemesi. Sınıf öğretmenlerinin sık sık değişmemesi. Sosyal etkinlik ve aktivitelerin bilimsel niteliğinin dışına çıkmaması" dedi.

'Direnişimiz karartılan eğitim sisteminin simgesi oldu'

Bir başka veli Orhan Üstündağ da, "Öncelikle kasıtlı olarak karartılan eğitim sistemine karşı direnişimizin simgesi olan davamızı kazandığımız için çok mutluyum. Emeği geçen herkesi kutlarım. Mücadelemiz sırasında okul önünde basın açıklamaları ve yürüyüşün yanı sıra okul açılışında düdüklü protestomuz çok etkili oldu ancak kendimizi daha geniş kitlelere duyurabilmek için her platforma katılmaya ve mücadelemizi anlatmaya başladık. Bir tanesi Akatlar Kültür Merkezinde diğeri TMOB da olmak üzere 2 panel yaptık. Tüm siyasi partilerin il ve ilçe teşkilatlarına giderek derdimizi anlattık, MEB il ve ilçe müdürlükleri ile Valilik ve Kaymakamlık ziyaretlerimizin yanı sıra tüm partileri TBMM de ziyaret ettik. TBMM eğitim komisyonu üyelerine durumumuzu anlatan mektuplar yazdık. 100 den fazla basın mensubuna, köşe yazarına mektup yazarak okulumuzun ve eğitimin durumunu anlatmaya çalıştık. Okul önünde düzenli olarak masa açtık ve bu süreçte imam hatip velilerinin saldırısına uğradık ama bu bizi yıldırmadı aksine daha da direncimizi artırdı" dedi.

Üstündağ mücadele serüvenlerini anlatmaya şöyle devam etti, "Uğramış olduğumuz haksızlıklara okulda yapılan hukuksuz okul aile birliği seçimine itirazımız ve yürütmeyi durdurma kararı aldırmamız da yeterli olmadı ve yürütmeyi durdurma kararını uygulamayan okul müdürü hakkında suç duyurusunda bulunduk. Bizimle aynı veya benzer durumdaki okullar ve proje okulları ile irtibata geçerek kendilerine destek olduk. Eğitim sendikaları, Halkevleri, veli-der, Haziran hareketi gibi Eğitim ile direkt ilgisi olan kurum ve kuruluşlar ile iletişime geçtik. ÇYDD nin önderliğinde oluşturulan 30'un üzerinde kurumun da bileşeni olduğu LABEP'e ( Laik, bilimsel egitim platformu ) kabul edildik. Benzer durumdaki okulların velileri ile Bilimsel ve Laik Eğitim hareketini kurduk ve kamuoyunu bilgilendirmek amacı ile yürüyüş, panel, basın açıklaması, broşür dağıtmak gibi aktiviteler gerçekleştirdik."

Devlet imam hatiplere birçok yardımda bulunuyor

Devlet okullarının ihmal edilmesine karşı devletin imam hatip okulları için bir çok fırsat sunduğunu dönüşüm aşamasında deneyimlediklerini belirten Üstündağ durumu şöyle anlattı: "Mücadelemiz sırasında gördük ki imam hatip okullarına söylendiği gibi talep olmadığı bu talebi yaratabilmek için kayıt yaptıracak öğrenciler için servis ücreti ve yemek ücretlerinin kaymakamlık tarafından verildiği, imam hatip mezunları derneği, agd gibi derneklerin propaganda amaçlı çalışmalar yaptığı ve bunları devlet imkanlarını kullanarak yaptıkları, Beşiktaş ilçesindeki bir okul icin kağıthane ilçesinde bir ozel okul reklamı yapar gibi pankartlar asmak sureti ile talep oluşturmaya çalıştıkları görülmüştür. İstekleri sadece ülkesini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için çocuklarının çağdaş, bilimsel ve laik eğitim almasını isteyen veliler özelde okullarındaki mücadeleyi kazanmış olmaları milli eğitim sorunlarına duyarsız kalacakları anlamına gelmemektedir ve öncelikle okulumuzun kazanılan dava sonucunun uygulamasının takipçisi olacağız".

Bilimsel laik eğitim mücadelemiz devam edecek

Üstündağ şöyle devam etti: "16 yıllık AKP iktidarı boyunca gerçekleşen 6 bakan ve onlarca sınav ve sistem değişikliği ile dikiş tutmayan eğitim de yaşanan yıkım yetmezmiş gibi tarikat, cemaat okulları, özel okullar ile niteliksiz, bilimsellikten, Atatürk ilke ve devrimlerinden uzak kendi kaderine terk edilmiş kamu okulları arasına sıkışmışken bizlerin duyarsız kalması mümkün görünmemektedir. Tarikatler ile yapılan protokollerin iptal edilmesi, milli eğitim içerisindeki yapısal düzenlemeler ve sınav sistemlerinin olabilecek en uygun hale getirilmesinin yanı sıra ülkemizin ihtiyacı olan ve fen, sosyal bilimler, spor ve gerçek anlamda anadolu liseleri ile yeniden yapılandırılacak meslek liselerinin oluşturulması, okulların nitelikli & niteliksiz ayrımının ortadan kaldırılması, öğretmenlerimizin özlük haklarının üst düzeye çıkarılması gelecek nesillerin teminatı olacaktır ve biz tüm bunların takipçisi olmaya devam edeceğiz."

Sessiz çığlıkların sesi olduk

Bir başka veli Oya Üstündağ ise, "Dini olmayan bir millet olmaz ama devletin de dini olmaz bünyesinde her dinden insanı barındıran bir ülkede din eğitimi ailelerin sorumluluğunda olmalı, din dersi okullarda din felsefesi olarak verilmesinin gerektiği kanaatindeyim. İHO ve İHL lerinin artırılması bu okullardaki başarı oranının düşük olması ülke geleceğine endişe ile bakmamıza neden olmaktadır. Mücadelemize 30 mayis 2016 ta başladığımızda bir öğretmene değirmene tek başına su taşınmaz. Siz ne yaparsanız yapın başaramazsınız demişti. Bilmiyordu ki biz sessiz çığlıkların sesiydik ve başardık. Oğlum mezun olsada okulumuzu geleceğimiz olan çocuklara geri kazandırdığımız için çok mutluyum" dedi.