Eğleniyor muyuz Türkiye!

Pazar günü yine sandık başındayız, 7 Haziran’da birilerinin istediği sonuç çıkmadığı için yine oy kullanacağız, bakalım bu kez sonuç ne olacak? Seçime giderken ekonomiyle ilgili gelişmeleri kısa kısa notlar halinde sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü itiraf etmeliyim ki, bu ortamda oturup ne ekonomiyle ilgili aklı başında bir şey yazmak mümkün ne de zaten ortada aktarılacak yeni bir gelişme, haber var...

Sondan başlayalım... Pazartesi günü AKP’nin bir zamanlar içtikleri su ayrı gitmediği ‘paralel yapı’ ile mücadelesinde yeni bir dönemece girildi. Akın-Koza Grubu şirketlerine kayyum atandı. Bu olay sadece paralel yapıya değil tüm iş dünyasına net bir mesaj veriyor: Canım isterse savcıdan bir karar çıkarır sizin de mallarınıza el koyarım. Yani artık Türkiye’de ‘Adalet mülkün temeli’ değil. Bu ülkede üç dönem ekonomiyi yönetmiş olan Ali Babacan bile “Ekonomiyi etkilemez” diyor ama arkasından da eklemek zorunda kalıyor: “Yargıya güven sorunu var”.

Millilik meselesi
Gelelim başka bir konuya, millilik meselesine... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebiyle başlayan yerli araç üretimi... Ortaya bir model çıkarıldı, otomotiv editörü gazeteciler bu modelin Saab’ın başarısız olan bir modelinin aynısı olduğunu ortaya çıkarınca, Bakan Fikri Işık, “Evet Saab’la işbirliği yapıyoruz” dedi. Birkaç gün sonra Saab’ın CEO’su, “Lütfen bizim adımızı kullanmayın, Türk hükümetiyle hiçbir işbirliğimiz yok” açıklaması yaptı. Gerçeği ortaya çıkaran gazeteciler ‘milli’ olmamakla suçlandı.

Seçim dönemi haliyle siyasi partilerin toplumun değişik kesimlerine vaatlerine bolca rastlıyoruz. CHP, asgari ücret ve emekli maaşlarına zam yapacağını bir önceki seçimde açıklamıştı. AKP yöneticileri ve havuz medyası “Kaynak nerede?” yaygarası kopardı. Bir ay sonra Davutoğlu çıkıp aynı vaatlerde bulundu, bu kez kimse kaynağı sormadı hatta Babacan “Biz söyleyince halkımız inandı” diyerek eleştirileri savuşturmaya çalıştı.

Milli gelir 9 binden 19 bine çıktı
Yine kısa bir süre önce ekonomik tabloların hesaplanması yönteminde değişikliğe gidildi ve 9 bin dolarlara düşen milli gelirimiz 19 bin dolarlara çıktı. Rusya’yı unutmayalım. Suriye nedeniyle Erdoğan ve Putin arasında gerilim yaşanmaya başlandı. Doğalgazda bağımlı olduğumuz Rusya’ya kafa tuttuk “Gerekirse başka yerden gaz alırız” dedik, bir gün sonra Rusya ek doğal gaz talebimizi geri çevirdi. Aksilik bu ya meteorolojiden de iyi haberler gelmiyor, bu kış oldukça soğuk geçecek...

200 bin kişi çek davası bekliyor
BDDK ve Bankalar Birliği’nden gelen rakamlar protestolu senet ve kredi kartı borç takibine uğrayan kişilerin oranının hızla arttığını gösteriyor. Çek davalarını hiç söylemiyoruz, 200 bini aşkın hapis cezası yargıda... Kısaca piyasada nakit para yok, varsa da kimse önünü görmediği için harcamıyor. Hane halkı bütçesini kredi kartı borcuyla çevirmeye çalışıyor. Nitekim hükümet daha önce sınırlandırdığı kredi kartı taksitini yeniden 12 aya çıkarma kararı aldı.
İşsizlik oranı gittikçe artıyor, üniversite mezunu genç işsizlerin yanı sıra orta yaşta olan deneyimli işsizlerin sorunu gittikçe artıyor. Orta gelir tuzağına saplanıp kaldık, ihracat son yılların en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Döviz oynaklığı ne kadar sürecek bankacılar da bilmiyor... Dolayısıyla ülkede siyaseti hiç hesaba katmadan ekonomide büyük bir karmaşa var, her kafadan bir ses çıkıyor ve ülke olarak eğlenmeye devam ediyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar