Dolardaki yükseliş olanı da olmayanı da vuruyor

Dolardaki yükseliş olanı da olmayanı da vuruyor

Dolar 3.89'u aşarak tarihi zirvesini gördü. Dolar kuru dünden bugüne 19 kuruşluk bir artış yaşadı. Euro da 4 TL'yi aştı. Kurun yükselmesi doları olanı da olmayanı da etkiliyor. Olmayanı etkiliyor çünkü hayat pahalanıyor.

Ekonomik durumu vatandaşa anlatırken 'Ayşe Teyze' tanımını kullanan yazar Güngör Uras yaptığı açıklamada, doların artışının hayatı pahalandıracağını belirtti.


Türkiye petrolde yurt dışına bağlı bir ülke. Petrolün varil fiyatı bugün 55 dolardan satılıyor. Dün 55 dolardan satılan 1 varil petrol Türkiye’ye (kur: 3.77) 207 TL’ye geliyordu. Bugün ise bir varil brent petrol almanın fiyatı doların rekor seviyesinden bakıldığında 214 TL’ye çıktı.


sozcu.com.tr'nin haberine göre; 2016 yılı rakamları henüz açıklanmadı fakat İlaç Endüstrisi İşveren Sendikası’nın 2015 rakamlarına göre Türkiye 2015’te 1.8 milyar kutu ilacın üzerinde ilaç ithal etti. İthal edilen ilaçlar için 2015’te 15.87 milyar TL harcandı.


EURO İLACA ZAM GETİRDİ

 

İlaçlar ithal olduğu için piyasa euro ile dönüyor. Euro kuru ilaç için sabitlenmiş durumda. Pazartesi günü ilaçlar için belirlenen euro kuru 2.1166 TL’den 2.3421 TL’ye çıkarıldı. Otomatik olarak ilacın kutusuna ödenen 1 euro başına 2.25 kuruş zam geldi.

 

DIŞ BORÇ ARTIYOR

 

Hazine Müsteşarlığı’nın rakamlarına göre Türkiye’nin 30.12.2016 itibariyle 416 milyar dolar dış borcu bulunuyor (kamu+özel). TL cinsinden bu borç dün 1 trilyon 568 milyar 320 milyon liraydı.
Bugün ise borç 1 trilyon 622 milyar 400 milyon TL oldu. Dün ve bugün arasında kamu ve özel sektörün dış borcu doların zirvesini gördüğü andan bu güne kadar 54 milyar TL arttı.


DUAYEN YAZAR ENFLASYON VURGUSU YAPIYOR

 

Duayen ekonomi yazarı Güngör Uras sozcu.com.tr’ye yaptığı açıklamada doların bu denli yükselmesinin vatandaşın hayatına direkt yansıdığını önümüzdeki dönemle enflasyonun artacağını belirtti. Uras, “Firmaların önemli ölçüde durumları zayıflayacak. Ekonomide bir ayarlama dönemi olacak” dedi. Vatandaşın harcamaları azalttığına değinen Uras, “İnsanlar önümüzdeki dönemle belli yükler altına gireceklerini görüyorlar. Harcama da olmaz böyle bir ortamda” ifadelerini kullandı.

 

ENFLASYON HENÜZ ORTAYA ÇIKMADI

 

Kapital FX Araştırma Uzmanı Enver Erkan yerel paramızın değer kaybetmesinin enflasyonu ciddi oranda artıracağına değindi. Erkan ithal malların girdi fiyatlarının artmasına dikkat çekerken, “Yerel parada değer kaybı ithal girdi fiyatlarını da yükselteceği için; karşımıza çıkacak temel sorunlardan bir tanesi kur geçişkenliği etkisi üzerinden enflasyonda oluşacak yukarı yönlü harekettir. Yani artan maliyetler üzerinden bir enflasyonist baskı söz konusu olacaktır. Bu etki; tüketici fiyatlarına 2-3 ay gecikmeli olarak yansımaktadır, yani henüz enflasyonun içine kur etkisi tam anlamıyla girmiş değildir” diye konuştu.
Erkan önümüzdeki dönemde enflasyonun yüzde 8.5-9.5 bandı içerisinde olabileceğini ifade etti.

 

FİRMALARIN DÖVİZ BORCU 212 MİLYAR DOLAR

 

Erkan firmaların dış borçlarına değinirken sözlerini şöyle tamamladı: TCMB verilerine göre finansal kesim haricindeki firmaların net döviz yükümlülükleri 212 milyar 602 milyon USD tutarındadır. Kısa vadeli döviz borçlarının toplamı da 80 milyar 369 milyon USD'dir ve kısa vadeli net döviz pozisyonu da 1 milyar 446 milyon USD açık vermektedir. TL – YP kredi payları açısından döviz riski en yüksek sektörler ise holdingler, enerji sektörü, ulaştırma sektörü, gayrimenkul sektörü ve madencilik sektörü olarak görünmektedir.

 


Tabii kredi ve gelirlerin vade-kur yapısı birbiri ile uyumsuzluk gösterdiğinde önümüze çıkan tabloda bilanço uyumsuzluğundan doğacak olan finansal riskler yer alacaktır. TL'deki değer kaybının devamı halinde reel sektör yavaş yavaş kredi borçlarını ödeyememeye başlayabilir, bu da finans sektöründe riski gündeme getirecektir.

 

Bankaların takipteki krediler kalemi şişecek ve kredilerin takibe dönüşüm oranı da artacaktır. Bankacılık sektörünün 2001 yılından sonra yapılan yapısal düzenlemeler ile sağlam kaldığını düşünecek olursak, oluşma emareleri gösteren bu dışsallığın etkilerinin belirsiz olduğunu söyleyebiliriz.

 


Son açıklanan enflasyon oranıyla beraber Türkiye'nin reel faizi %-0,50 seviyelerine gerilemiştir. Negatif reel faiz pozisyonundayız yani, emsal ülkelerin reel faizleri ise hali hazırda bizimkinin çok üzerinde. Bu durum kur oynaklığı ve kırılganlık katsayısının artması olarak bize geri dönebilir. Bu yüzden Türkiye'nin ya enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürmesi gerekmektedir, bunu yapamıyorsa daha fazla getiri sunması gerekmektedir. Bu olmazsa, sermaye hareketleri Türkiye aleyhine bir şekilde gerçekleşmeye devam eder.


‘İSTİHDAMDA SIKINTI YAŞANIR’

 

Kurdaki artışın firmaların yatırımlarını da direkt olarak etkileyeceğini anlatan Işık FX Başanalisti Gizmen Nalbantlı, “Kurdaki artış ithal ürünlerdeki girdi mallarını artırıyor. Kurun yükselmesi enflasyonu yükselteceği için alım gücü düşüyor. Devlet dış borcu dövizle ödediği için yükümlülükleri artıyor. Açık döviz pozisyonları şirketlerin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 25. Şirketler yatırımdan çok borç ödemeye odaklanacak. Yatırımlar etkilenecek. Şirketler yatırımları kısacağı için istihdamda sıkıntılar yaşanacak” diye konuştu.