1940 yılında Amerika'da arabaya fast-food servisi yapan, daha çok gençlerin tercih ettiği, salaş taburelerde hizmet veren restoranlar popülerdi. Dick ve Mac McDonald kardeşler de bu akıma uyarak kendi restoranlarını açtılar. Restoranları başarılı olsa da kendileri ile aynı tarza sahip diğer restoranlar ile yarışmak ve ayakta kalabilmek için farklı bir yöntem bulmaya karar verdiler.

Kendi sistemlerini geliştirip müşterilerini artırdılarKendilerine yeni bir sistem geliştirdiler böylece meşhur hızlı servis restoran sistemi de bu şekilde ortaya çıktı. Bu sistemde menülerini hamburger, patates kızartması, içecek ve tatlı ile sınırlandırdılar. Hamburgerlerini küçülttüler böylece fiyatları da aşağı çekebildiler. Hızlı servis ile aynı zamanda self-servis politikasına da geçince garsonlara ihtiyaçları kalmadı.

Belki de aldıkları en doğru karar yeni bir sisteme geçmek oldu. Eleman azaltma, servisi hızlandırma ve uygun fiyatlı menü seçenekleri sayesinde McDonald's müşterileri artmaya başladı.

Yeni McDonald's konsepti sayesinde restorana gençlerin yanı sıra aileler de ilgi göstermeye başladı. Bunu fark eden kardeşler stratejilerini çocuklara yönelttiler. Onlara özel menüler ve menü ile verilen hediyeler hazırlamaya başladılar. Böylece aileler çocuklarının McDonald's isteklerine dayanamadı ve düzenli müşteri haline geldiler.

Restoranın namı gittikçe büyüdü ve cirosu artmaya başladı. Öyle ki milk-shake makineleri bile yetersiz geliyordu. Herhangi bir restorana 2-3 adet makine yeterken, makine sayısını 10'a çıkarmak isteyen McDonald's milk-shake satıcısı Ray Kroc'un ilgisini çekti. Kroc bunun üzerine McDonald's ziyaretini gerçekleştirdi ve restoranın isim haklarını almak üzere anlaşma yaptı.Önlenemeyen yükseliş bu şekilde başlamış oldu. Kroc ilk restoranı kendisi açtı ve şirketin temel politikası olan 'kalite, temizlik ve servis' sistemini yerleştirdi.  

Yaklaşık 10 yıl sonra Kroc, McDonald's isim haklarını tamamen satın aldı ve franchising sistemini oturttuğunu anlayınca hisseleri halka açtı.1970'li yıllara gelindiğinde artık ABD sınırları içerisinde en popüler fast-food markası haline gelen McDonald's dünyaya açılmaya başladı. Şirket, politikalarını kendileri ile sınırlı tutmadı ve pek çok sosyal sorumluluk projesinde ön sırada yerini aldı. Kroc'un şirketi tamamen satın aldıktan sonra işletmecileri ve çalışanları yetiştirmek üzere açtığı Hamburger Üniversitesi sayesinde McDonald's standartları her zaman korundu. McDonald's artık uluslararası bir kuruluş olmuştu ve hisseleri önemli borsalarda yer alıyordu.