Sağlık harcamalarının GSYH'den aldığı pay düştü

Sağlık harcamalarının GSYH'den aldığı pay düştü

Ülkedeki piyasa vurgununun esiri olan sağlık sistemi, sağlık harcamalarının GSYH’den aldığı payın son 10 yılda yüzde 5,8’den yüzde 4,6 seviyesine indiğini gösteriyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün 7 Nisan Dünya Sağlık Günü kapsamındaki bu yılki özel teması sağlık hizmetlerine ulaşmanın temel bir insan hakkı olmasından hareketle “evrensel sağlık güvencesi” oldu.

"Evrensel sağlık güvencesi" bireylerin maddi gerekçelerle kısıtlanmadan, yeterli düzey ve nitelikte temel sağlık hizmetlerine erişmesi olarak tanımlanabilir.

Türkiye'de nüfusun yüzde 13'ünün herhangi bir sağlık güvencesi kapsamında olmadığı belirtiliyor.

Ülkede hane halkı gelirinden sağlığa ayrılan harcamanın payı, 2002’den bu yana yüzde 1,8 ila yüzde 2,4 arasında değişim gösteriyor.

Sağlık güvencesinin kapsayıcılığı açısından dikkat çekici bir diğer parametre ise, kamu sağlık harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYH) oranı.

Türkiye’de kamusal sağlık harcamaları 2003’ten bu yana yıllık 24 milyar lira seviyesinden 120 milyar liraya kadar ulaşmakla birlikte, sağlık harcamalarının GSYH’den aldığı pay 2008'deki yüzde 5,8 değerinden, bugün yüzde 4,6 seviyesine indi. Bunun ardında yatan sebeplerden biri, yurttaşların kendi ceplerinden yaptığı sağlık harcamasının yüzde 13 oranında artışı.

Uzmanlar, performansa dayalı sağlık sisteminin de bu harcamayı tetiklediği görüşünde. Öyle ki hastaneye başvuran kişiler, yapılan her başvuru ve tetkik için ayrı ayrı katkı payı ödüyor. Performansa dayalı sistemin daha fazla tetkik ve ilaç reçetelendirmeyi beraberinde getirdiği de bir sır değil.

İktidara yakın grupların onlarca hastane açtığı Türkiye'de, sağlığın kamusal bir hak olmaktan çıkıp satın alınan bir hizmete dönüşmesi, sağlık harcamalarında yurttaşa düşen yükü arttırmış görünüyor.

Öte yandan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) üye ülkeler ortalamasında, cari sağlık harcamasının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının yüzde 9 olduğu belirtiliyor.