Öğretim Birliği'nin yıldönümü ve 4+4+4

Bugün 3 Mart, devrim yasalarının yıldönümü.

Bilindiği gibi kurtuluştan kuruluşa geçilirken, 3 Mart 1924’te TBMM’de 3 devrim yasasının ardı ardına kabul edildiği günün yıldönümü bugün.

Hilafet, din (şer’iyye) bakanlığı kaldırıldı, Öğretim Birliği (Tevhid-i Tedrisat) kabul edildi.

Devlet, toplum düzeni, en önemlisi eğitim sistemi bilimsel bir temele dayandırıldı; din işleri vicdanlara bırakılarak dünya işlerinden ayrıldı.

Şu işe bakın ki aradan 88 yıl geçtikten sonra AKP iktidarı, var olan eğitim sistemini, öğretim birliğini hiçe sayarak 4+4+4’e göre düzenlemek için TBMM’ye bir yasa önerisi verdi.

İlköğretimin 4. sınıfından sonra dinsel eğitime yol açan bir yasa önerisi.

Birisi devrimci bir anlayışın, ikincisi karşı devrimin bir ürünü.

            ***

Bir oldubittiyle hazırlanan yasa önerisi, kamuoyunda haklı tepkiler görünce Milli Eğitim Alt Komisyonu’na gönderildi; tepkileri azaltmak için orasından burasından düzeltilmeye çalışıldı.

Önce, açık öğretime geçmeyi 8. yılın sonuna bıraktılar.

Avrupa Birliği’nden, ILO’dan eleştiri gelir diye çıraklık eğitimine geçmeyi 11’den 14 yaşa çıkardılar.

Önerideki ilk imzanın sahibi AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, “Bizim bu teklifte 3 ana hedefimiz var. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarmak, katsayı düzenlemesi ve eğitimi kademeli hale getirmek. Bunlar aynen duruyor” diyor. (1 Mart 2012 tarihli gazeteler)

            ***

Önce “kesinti ya da kesintisizlik” kavramında birleşmek gerekir. Kesintisizlik, bilimsel bir program bütünlüğünü öngörür. Eğitim ister 4. sınıftan, ister 8. sınıftan sonra kesilip başka bir anlayışla sürdürülüyorsa o eğitim “ kesintili” olur.

Dolayısıyla bu düzenleme bu biçimiyle de “kesintili” bir eğitimdir, öğretim birliğine aykırıdır.

                *** 
   
Durum açık, 4+4+4, bilimsel Cumhuriyet eğitiminden keskin, kesintili bir geriye dönüş.

Bu düzenlemeyle son yılların en önemli eğitim kazanımı 8 yıllık kesintisiz eğitim,  bir oldubittiyle ortadan kaldırılıyor.

Sayın Başbakan 28 Şubat 2012 tarihli grup konuşmasında, “8 yıllık kesintisiz eğitimin Türkiye’ye büyük zararlar verdiğini” söylüyor. Ancak bu zararların ne olduğunu belirtmiyor. 15 yıldır uygulanan 8 yıllık kesintisiz eğitimle okullaşma oranının arttığı ortada.
  
Ayrıca 8 yıllık kesintisiz eğitimi yalnızca 28 Şubat’ın ürünü saymak, öncesinde sonrasında yapılan birçok emeği boşa saymak demektir.

            ***     

Kimse zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasına karşı değil. Karşı çıkılan bilimsel bütünlüğün bölünmesidir. Bilime, eğitime aykırı düzenlemelerdir.

Asıl olan çocuğun okul öncesi de içinde olmak üzere18 yaşına kadar sağlıklı olarak korunması, nitelikli olarak eğitilmesidir.

Zorunlu eğitimin tamamının okulda olması gerekir. Açık öğretim yönteminin kullanılarak eğitimin 8. sınıftan sonra da olsa bölünmesi, çocuğun seçmeli derslerle dinsel eğitime yönlendirilmesi doğru değildir.
  
Anayasa’ya, altında devlet olarak imzamız bulunan Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne, ILO ilkelerine, en önemlisi Cumhuriyet eğitiminin temeli olan Öğretim Birliği’ne aykırı bir yasa önerisidir 4+4+4.

Orasından burasından düzeltilerek bu öneri doğrulmaz.

Tümüyle geri çekilmeli, eğitimcilerle, uzmanlarla, toplumla tartışarak, konuşarak yeni bir düzenleme yapılmalıdır.

Söz konusu olan çocuklarımız, geleceğimizdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar