Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Elim kaleme gitmiyor!

Diyeceğim ama artık kalem değil tuşa basarak yazıyoruz.

Bazen olan bitene o kadar kızıyor, öfkeleniyoruz ki, hıncımızı tuşlardan ve acıyan parmak uçlarımızdan çıkarıyoruz.

Hele şu yandaş havuz tetikçi medya yok mu?

Seyrederken veya okurken h a k a r e t suçu işlememek için ancak sağır ve kör olmak gerekiyor.

Aynı sahibinin sesi gibi derler ya!

İşte aynen öyleler.

Ne kadar da benzeşiyorlar.

Bunun sebebi de asiller değil, vekaletsiz tetikçi vekiller.

Boynuzlar, kulakları fersah fersah geçmiş!

***

Nasıl tuşa basalım ki?

Ülkemiz insanı ile resmen dalga geçiliyor.

Koca millet aptal yerine konuluyor.

Her şey algı yaratma üzerine kurgulanıyor.

Hafızalar zaten h a m s i n i n k a p a s i t e s i n e indirilmiş durumda.

Ancak hadsizlik, pervasızlık ve kara düzenin uzvu hırsızın eli milletin cep - mide - küçük çıkarlarına kadar uzayınca, millet hooop bir dakika demeye başladı.

Dedi de hokkabazın elinde tavşan çok.

Aslında bu da bir algı.

***

İstedikleri kadar tavşan çıkarsınlar, artık milletin gözü açıldı.

Müsriflik, saray ve yandaşlık düzeni inanılmaz boyutlara ulaşmış.

O koltuktan kalkınca ortalığı fena kokular saracak.

Çünkü ortalığı b.k götürecek.

İşte bundan dolayı halkımız d u r diyecek.

Ve:

İnsanlarımızdan çalınan, gasp ve çarçur edilen, sistemin ve egemen siyasi partinin besin kaynağı haline gelen İstanbul’un kaynakları yine tüm İstanbulluların kardeşçe bölüşecekleri kaynaklar haline gelecek.

***

Hırsızlık deyince birileri, oyların çalındığını söyleyenlere baktıkça tuşlara daha hiddetle vuruyorum.

Bu kadar riyakarlık, pişkinlik ve demagoji tarihte görülmüş müdür bilmem doğrusu.

Belki Hitler Almanyası’nda.

Ama o zamanlarda ve orada bile bu kadar medya yoğunluğu ve bombardımanı yoktu.

***

Ama her şeye rağmen.

İsraf ve saray saltanatı ülkesinin denizinde, kara göründü.

Sakın kimse korkmasın.

Yeter ki s a n d ı k l a r a g i d e l i m ve s a h i p ç ı k a l ı m.

O y ç a l m a ve s p e k ü l a s y o n ustalarına aman vermeyelim.

Bunun için on binlerce insan sandıkların başında namus ve demokrasi nöbet görevinde bulunacaklar.

Ve toplumu her alanda bölen, cehalet ve ötekileştirme ustalarına sandıklar hak ettikleri cevabı verecektir.

Aslında bir yerel seçimi uyduruktan sözde beka sorunu haline getiren, bir nevi sistem referandumu haline getirme hatasını yapan saray güçleri, kendi ayağına adeta kurşun sıkmıştır.

***

Abbas yolcu.

Kar topu yuvarlanmaya başladı.

Hızla büyük bir çığ gibi büyüyor.

U m u d u m u z ve g ü l ü m s e m e m i z i kaybetmeyelim ve gözlerimizi açalım.

O y u n l a r a, t e r t i p l e r e ve p r o v o k a s y o n l a r a g e l m e y e l i m.

Sakin ve barışçıl bir şekilde geldikleri gibi bunları gönderelim.

Haydi, komşularınızı da alıp gelin sandık başına.

Sahip çıkın kentinize, ülkenize , birliğimize , demokrasi ve Cumhuriyet’imize.

Ben orada olacağım.

Kalemimle, klavyemle, aklımla, vicdanım ve kararlılığımla.

Parmaklarımın ucu acısa da!

Önceki ve Sonraki Yazılar