Betonlaşmaya karşı kampanya: Bırakın Muğla cennet kalsın!

Betonlaşmaya karşı kampanya: Bırakın Muğla cennet kalsın!

1’inci derece doğal SİT alanlarını betonlaşmaya açan rapora karşı kampanya başlatıldı

Yetmişe yakın yerel sivil toplum kuruluşunu temsil eden Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Muğla kıyılarında 50 bin dönüm 1’inci derece doğal SİT alanını turizm yatırımlarına açan; 12 bin 500 dönüm 1’inci derece doğal SİT alanını tamamen koruma kapsamı dışına çıkaran ve 550 bin dönüm 1’inci derece doğal SİT alanını da günübirlik tesisler adı altında betonlaşmaya açan rapora karşı kampanya başlattı.


Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) 2016’nın son günlerinde açığa çıkan ve Muğla kıyılarındaki Doğal SİT korumasını alt üst eden projeye karşı bir imza kampanyası başlattı. Yetmişe yakın yerel sivil toplumu ve bağımsız bireyler tarafından kurulan MUÇEP, kampanyayı kamuoyuna şöyle sundu:

“Muğla’da eşsiz ormanların, bakir koyların, denizlerin betonlaştırılmasına neden olacak ‘bilimsel’ raporu hazırlayan bilim insanlarına açık çağrıda bulunuyoruz: İmzanızı geri çekin! Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da bir çağrımız var; “Muğla 4 Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu” ile ilgili çalışmaları sivil toplumun kaygı ve önerilerini de göz önünde bulundurarak geri çekin; yerel halkın ve yönetimlerin katılımı ile ekolojik temelli, bütünleşik bir yönetim planını birlikte oluşturalım.”


 
Hangi bilim insanlarına çağrı yapıldı?


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde “Muğla 4 Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu”nu hazırlayan ve imzalayan 14 kişilik uzman ve akademisyen heyeti şu isimlerden oluşuyor:

Proje Yöneticisi-Ekolog Prof. Dr. Hayri Duman (Gazi Üniversitesi), Proje raportörü-Biyolog Nilay Aygüney (KianaBiological&EnvironmentalConsulting), Proje Raportörü-Coğrafi Bilgi Sistemi Uzmanı Umut Cırık (CRK Planlama), Harita Mühendisi Kadir Genel, Peyzaj Mimarı Alper Venedik, Jeolog Doç. Dr. Hakan Nefeslioğlu (Akdeniz Üniversitesi), Deniz biyoloğu Yard. Doç. Dr. Cevher Özeren (Ankara Üniversitesi), Deniz Biyoloğu Prof. Dr. Murat Bilecenoğlu (Adnan Menderes Üniversitesi), Kuşbilimci Prof. Dr. Zafer Ayaş (Hacettepe Üniversitesi), Sürüngenbilimci Prof. Dr. Yusuf Kumlutaş (Dokuz Eylül Üniversitesi), Memeli Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Hasbenli (Gazi Üniversitesi), Bitki Uzmanı Prof. Dr. Murat Ekici (Gazi Üniversitesi), Omurgasız Uzmanı Prof. Dr. Selma Seven Çalışkan (Gazi Üniversitesi) ve Biyolog-Ekolog Prof. Dr. Selim Sualp Çağlar (Hacettepe Üniversitesi).


MUÇEP’in proje heyetine yaptığı çağrıda ise şu ifadelere yer verildi:


“Sayın akademisyenler, teknik uzmanlar, farkında mısınız? Türkiye’nin bugüne kadar görmediği duymadığı büyüklükte bir doğa tahribatının sorumluları olarak tarihe isimleriniz kara harflerle kazınmak üzere! Henüz vakit varken Türkiye’nin gördüğü en büyük doğa tahribatı hazırlığından imzanızı çekin!Sizlerin iyi niyetle hareket ettiğinize eminiz. Ama imzalarınızın, Türkiye’nin en büyük doğal yaşam ve peyzaj mirasının ölüm fermanı anlamına geldiğini fark edin.”

MUÇEP kampanyasında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da çağrıda bulunuldu. “Muğla 4 Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu” ile ilgili çalışmaların sivil toplumun kaygı ve önerilerinin de göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilmesi ifade edilen çağrıda, “Yerel halkın ve yerel yönetimlerin katılımı ile ekolojik temelli, bütünleşik bir kıyı yönetim planını birlikte oluşturalım” önerisi dile getirildi.

 

Proje hayata geçerse neler olacak?

 

MUÇEP’in kampanya ilanında bu projenin uygulanması halinde yaşanacaklar şöyle sıralandı:


1- Özel Çevre Koruma Bölgeleri (ÖÇKB) içinde kalan bu bölgelerdeki söz konusu arazilerin tümü, düne kadar 1’inci derece SİT alanı idi. Şimdi 14 kişilik bir heyetin gözlemleriyle 2’inci derece nitelikli koruma alanı ya da 3’üncü derece sürdürülebilir turizm alanı olarak tanımlanıyor veya tamamen koruma statüsü dışına çıkarıldı.

2- Bu rapor kabul edildikten sonra ÖÇKB çevre düzeni revizyonu, revize imar planları yapılacak ve bu eşsiz doğa mirasımız yerine konulamaz şekilde yok olacak.

3- Gökova’nın neredeyse %75’i, Bodrum'daki sit alanlarının %77'si, Karaada, Kissebükü kullanıma açılacak, Datça Yarımadası’nın ve Hisarönü Körfezi’nin yarısına yakını, Gökova Körfezi kıyılarının tamamı ve körfeze bakan yamaçları; hatta Fethiye’deki Göcek kıyıları-adaları, Ölüdeniz kıyıları ve Kelebekler Vadisi gibi Türkiye Turizmi denince akla gelen ilk 10 fotoğraf karesi içinde yer alan doğal zenginlik miraslarımız beton kamyonlarının insafına terk edilmek üzere.

4- Bu projenin gerçekleşmesi halinde, Muğla’nın kıyılarında, eşsiz ormanlarında, bâkirkoylarında, doğa dostu köylerinde 50 bin dönümlük arazi turistik yapılaşmaya,550 bin dönüm doğa mirası da “günübirlik turistik tesisler” adı altında betonlaşmaya açılabilecek. Proje kapsamında 12.500 dönüm 1’inci derece doğal SİT alanının da koruması tamamen ortadan kaldırılacak.

5- Bu değişiklik ile;Mavi Yolculuk, Doğa Gezileri, Bahçecilik, Zeytincilik, Doğal Tarım, Arıcılık, gibi ekonomik açıdan sürdürülebilir sektörler ve yerel ekonomik faaliyetlerin yaşam alanları daralacak.

6- Kıyılarda ve Muğla karasal kesimindeki doğa tahribatı nedeniyle, hedeflenenin aksine kitlesel turizm, agro turizm, eko turizm ve yat turizmi hem Muğla hem de tüm ülkemiz açısından büyük bir kayba uğrayacak.


 
Onbinlerce sayfa bilimsel rapor bu projeye karşı


 
MUÇEP Bilim, Hukuk, İletişim Komisyonu üyeleri bu imza kampanyası öncesinde Bodrum, Akyaka, Marmaris ve Milas’ta 4 çalıştayda bir araya geldiler ve 14 kişilik heyetin hazırlamış olduğu Doğal SİT alanları değişiklik projesi tüm boyutlarıyla tartışıldı.
 
Milas, Bodrum, Yatağan, Datça, Marmaris, Köyceğiz-Dalyan, Göcek veFethiye’yi kapsayan değişiklik paftaları üzerinde yapılan inceleme sonucunda çalışmalarda yer alan komisyon üyeleri şu noktalara kamuoyunun dikkatinin çekilmesini kararlaştırdılar:
 
- Bu alanların tümü Birleşmiş Milletler doğa koruma envanterlerinde tescilli.
 
- Getirilen doğal sit derecelendirme değişikliği ile bakan düzeyinde imza konulmuş uluslararası sözleşmeler, Bakanlar Kurulu kararı ile onanmış “Özel Çevre Koruma Bölgeleri” düzenlemeleri fiilen yok sayılacak.