Erdal, bildiğiniz Erdal... Erdal Acar... Gece kulübü çıkışı mankenin kafasına kar maskesi geçirten o ‘muzip playboy’. Bir dönem ‘cemiyet’ piyasasında ne kadar kadın varsa hepsinin peşine takılmıştı. Bahşiş olarak 100 dolarlık banknotlar dağıtmasıyla da bilinir. Parayı kolay kazananlardan çünkü. Kardeşi Erdinç de, zamanında Ece Erken’e hava atacağım diye adını lazerle Bodrum’un karşı tepelerine yazdırmış, on binlerce avroluk saatini de denize fırlatmıştı. Öyle güzel para var bunlarda...
Nereden geliyor para?

Bunların babası Yol-İş sendikasında genel sekreterdi. İşçi parasıyla zengin oldu. İşçi parasıyla nasıl zengin olunacağını bana değil, gidin İsmet’e sorun.

İsmet enteresan ilişkilere girdi. Bugün Acarkent diye bildiğimiz ormanlık arazi bir şekilde bunun üzerine geçti. Uzun hikaye, sıkmayayım şimdi sizi. Turgut Özal döneminde şahıs mülkü olan ormanlık arazilere yüzde 6’lık inşaat izni çıkar çıkmaz bu Acargiller koskoca ormanı katletti. Yasal oranın neredeyse on katı araziye inşaat yaptılar. Milyonlarca ağaç kesildi...
Sonra... O zamanki Orman Bakanı’nın Acarkent’te 13 villası ortaya çıktı! Dönemin Orman Bölge Müdürü daha sonra Acarlar’ın yanında işe girdi. Sonra ne olduysa, adam “Kafama silah dayadılar, beni öldürecekler” diye ortaya çıkıp Acarlar hakkında bir sürü ifşaat yaptı. Falan...

***

Bunları niye mi anlattım. Acar Ailesi’nin ne menem bir aile olduğunu göstermek için değil. Öyle bir maksadım olsa, kitap yazmak icap ederdi. Konu biraz daha farklı...

***

YURT’a ilk yazıyı İzmir’le, daha doğrusu İzmir’in iki kulübü Karşıyaka ve Göztepe ile ilgili yazmıştım. AKP’nin İzmir’de siyasi bir etki yaratmak için bu iki kulübü kullanmak istediğini, Göztepe için İmam Altınbaş’ın görevlendirildiğini, Binali Yıldırım’ın ise Karşıyaka’ya dünya kadar vaatte bulunduğunu, bunlara kanmamak gerektiğini vurgulamıştım.
AKP’nin birkaç yıl önceki o salvosu tutmamıştı. Şimdi yine benzer bir süreç yaşanıyor... Göztepe’nin başına AKP’li bir müteahhidi geçirdiler. Bayram değil, seyran değilken, İzmir’le, hele Karşıyaka’yla hiçbir alakası olmayan Erdal Acar da, geçtiğimiz Mayıs’taki kongre öncesi Karşıyaka Spor Kulübü’ne ilgi duymaya başladı! Öyle böyle bir ilgi değil, epey ciddi bir borç yükü olan ve transfer yasağına ramak kalan kulübe dünyanın parasını nakit olarak indirdi. Hayatında ilk defa yaklaştığı kulüple aşk yaşıyordu.
Erdal Acar’daki spor aşkı bambaşkaydı!

***

Malumunuz, Karşıyaka basketbol takımı geçtiğimiz günlerde Türkiye şampiyonluğunu kazandı. Üstelik kendi bütçesinin 10 katı bütçeye sahip Fenerbahçe ve Efes’i geçerek...
Dün Karşıyaka’nın yeni yönetimi, yanlarına ‘sponsor’ sıfatlı Erdal Acar’ı da alarak, o şampiyonluk kupasını KaçAk Saray’da ikamet eden unsura götürdü!
Bir kulüp niye yolsuzluklarla anılan ve toplumun önemli bir kesimi tarafından tepki gören böylesi bir unsurun ayağına şampiyonluk kupası götürür ki? Bugüne kadar bu tür ziyaretlere ‘sponsor’ namıyla katılan olmuş mudur? Erdal Acar’ın ve para verip yönetime getirdiği adamların derdi nedir?
Ne olacak, tamamen duygusal!..
Bayram değilken, seyran değilken, Erdal’ın Karşıyaka Spor Kulübü’nü öpmeye kalkışması ve iktidar katında bağlamak istediği işler konusunda rivayetler muhtelif. Rivayetlerin her biri mide bulandırıyor. Yeni doğa katliamı riskleri taşıyor...

***

Bak Erdal, şimdi sana iki çift sözüm var...
Karşıyaka Spor Kulübü 1912’de kurulmuş. Emperyalistler Anadolu’yu işgal ettiğinde kulübün tamamı savaşmak için dağlara çıkıp Kuvayı Milliye saflarına katılmış. O dönem bölgede Kuvayı Milliye parolası bile “Biz Karşıyalıyız!” Karşıyakalılar ne işgalci kurşununu takmış, ne Padişah fermanını.
Sen şimdi Beşiktaş’ta yapamadığın numaraları burada yapabileceğini, 100 yıllık çınarı iki villa parasına satın alıp, kulüp yönetimiyle birlikte Padişah özentisi bir unsurun KaçAk Saray’ında Karşıyaka’ya takla attırabileceğini sanıyorsan, çok yanılırsın.
Siz taklanızı yine atın. Ama bir asırlık çınara takla attıramazsınız.
H H H
Bundan sonra gözümüz Erdal Acar’ın üzerindedir. Her ticari projesinin, girmek istediği her ihalenin takipçisiyiz. Vuracağı her kazmanın hesabını verecek. Her hukuksuz işinde önüne halk çıkacak.
O vakit bir takla da halkın önünde atar, kim bilir...