Erdem müfredattan çıkarıldı

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in iade ettiği Mercedes’in yerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi havuzundan bir Mercedes vermesi üzerine çevremdekilere şu soruyu sormuştum:
“Ya Görmez reddederse?”
Anlamamışlardı. Açıklamıştım:
“Ya, Diyanet İşleri Başkanı, Cumhurbaşkanı’nın ikramını nazik bir şekilde geriye çevirirse. Ülkenin koşulları ve bulunduğum makam gereği böylesi daha uygun olur derse…”
“Erdoğan’ın verdiğini reddetmek ha? Hemen icabına bakarlar. İşten atarlar.”
“Atsınlar, ne olur ki? Böylece, sıradan bir bürokrat değil, israf ve gösterişten uzak durma konusundaki dinsel ilkelere uyan bir manevi lider olduğunu kanıtlamış olur. Kuşaktan kuşağa anılır, çocukları ve torunları onunla iftihar
ederler…”
İnsan karakteri konusundaki romantizmimden her şeye rağmen vazgeçmediğimi görüp, buruk buruk gülümsedi dostlarım. “Olmaz öyle şey,” dediler.

***

Ve tabii haklı çıktılar. Olmadı. Şimdi Görmez’e Mercedes’in ötesinde uçak tahsis edilmesi konuşuluyor.
En cıvığından israf ve gösteriş kültürü bir çok kişi tarafından savunuluyor.
Öyle görünüyor ki, “erdem” kavramı, doğduğu bu topraklardan çok uzaklara sürülmüş…
Maddi çıkarlara ters düşmesine rağmen ilke ya da inanç uğruna istifa, itiraz, iade, jest... Öyle şeylere hemen hiç rastlanmıyor…
Bilgelik, ruhi yetkinlik, doygunluk, ölçülülük… Bizim buralardan tehcir edilmiş.
Erdem ya da eski dildeki haliyle “fazilet” sözcükleri sözlükten çıkarılmış.
Böyle bir duyarlık olmadığı gibi, korkarım böyle bir talep yok.
Etraf tamahkar, görgüsüz, kaba, yalancı, ahlaksız ve madrabaz “başarılı” insanlarla dolu. İliklerine kadar iki yüzlü ama dindarlık taslayan, insani kalite yoksunu bir kadro…

***

12 yılllık AKP iktidarının Türkiye’ye verdiği en büyük zarar işte budur. Bir yandan din istismarında sınır tanımazken , öbür yandan “iyi ahlaklı bir insan” olma arayışını silip atmasıdır. “İyi hayat” ülküsünü anlamsızlaştırmasıdır. Din derslerini zorunlu kılarken, erdemi müfredattan çıkartmasıdır. Amaca varmak için her türlü aracı makbül gören bir “manevi Makyavelizm” ülkeyi kasıp kavuruyor. Hırsızlıklar, kabalıklar, zulümler inanç istismarı ile meşru gösteriliyor.
Kötü insanların sözünün geçtiği tinsel bir çöküntü içindeyiz.
Bu adamlar gittikten sonra Türkiye’nin bir de bu alanda kalkınma kampanyasına ihtiyacı olacaktır. Etiği, inceliği ve erdemi hayatın ve eğitimin merkezine koyan bir kampanya.
Umarım bir yerlerde birileri bunun da planlamasını yapmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar