'Ne olacağı'nı ben size söyleyeyim!..

Artık neredeyse iyice emin olmuş durumdayım. Görünürde her şey “barış”, “kardeşlik” ve “bölünmemek” için yapılıyor. Lakin ben sürecin dinamiklerinin -tarafların iradesini de aşan biçimde- kaçınılmaz olarak “çatışma” ve “bölünme” getireceğini düşünüyorum. (Hoş, zaten fiilen ve ruhsal olarak bölündüğümüz ama bunun “resmen” ilan edilmediği anlaşılıyor!) Dolayısıyla gerçek tartışma aslında “barış” ya da “savaş” değil kopuşun “kanlı” mı “kansız” mı olacağı üzerinedir.

Herkes “Kürt hareketi siyasallaşacak, iyi şeyler olacak” diye sevinirken (Sanki dün ve şu an “siyasal” değil. Siyasi amaçlar dışında silahlar patlatıldı!) o siyasallaşmanın nasıl bir “tablo” ortaya çıkartacağını doğru düzgün tartışan fazla kişi bile yok.

25.03.2013 tarihli “Öcalan’ın yeni çizgisi: Pankürdizm!” başlıklı bir yazı yazmış ve orada “Büyük Kürdistan” planı gereğince şu tespitlerde bulunmuştum; “Önce ‘Türkiye’yi büyütüyoruz’ aldatmacasıyla Türkiye küçültülecek miydi?.. Bu seçenek şayet gerçekleşirse ufukta ‘Önce Uzlaş/Sonra Kop’ siyaseti görünmektedir. Yolun dozeri de sözüm ona bir ‘Türk/Kürt barışı’ olacaktır. Bu anlamda ‘Kürt sorunu’ bitmemiştir. Sadece yeni bir biçim ve aşama kazanmıştır o kadar!..”
Dolayısıyla Karayılan’ın Kandil’den yaptığı açıklamalar ve “Kürtlere statü” talebiyle sarmalanmış önerileri bu “arayış”ı pekiştirir yöndedir. Gösterilmek istendiğinin tersine arada “çelişki” yoktur. İkisi birbirinin tamamlayıcısıdır.

Peki başlıktaki sorumuza dönersek ne olacaktır?

1)    “Baskılanmış barış” yanıltıcı bir şekilde “bir süreliğine” gelir gibi olacaktır!

2)    Taraflar bu arada kısa vadeli “hedefleri”ne ulaşacaklardır. AKP ve Erdoğan “Başkanlık” hayaline, PKK ise nasıl formüle edilirse edilsin fiili “özerkliğe” kavuşacaktır.

3)    Irak benzeri bir durum oluşacaktır. Irak’ta görünürde tek devlettir ama fiilen parçalanmıştır. Pamuk ipliğiyle bağlıdır.

4)    PKK/Kürtler bölgede kendi iktidar organlarını oluşturacaklardır.

5)    “Burası başka bir yer” esprisiyle yasalar da fiilen “başka türlü” işleyecektir. Zaten “T.C.” nin adı gibi bir “yaptırım gücü” de kalmayacaktır.

6)    Sınır kontrolü tümüyle PKK’nın eline geçecektir. Kaçakçılık daha da artacaktır.

7)    “Geri kalmışlık sorununu hallediyoruz” söylemiyle batının ekonomik olanakları bu bölgeye “yatırım amaçlı” aktarılacak ama gerçekte hiçbir şey değişmeyecektir. Bu kaynaklar Kürt “feodal burjuvazisi”ne ve yeni “PKK’lı işadamları”na gidecektir. Batıya göç durmayacaktır!

8)    Bu durum batıdaki Türk ağırlıklı nüfusa yeni vergiler ve diğer sorunlar olarak yansıyacaktır. Rüşeym haldeki Kürdistan’ın bütün altyapısı “Türk kaynakları” ile oluşacaktır.

9)    Atılan petrol yemi ve “hamilik” senaryosu ile “Barzani Kürdistanı” da “Gevşek Federasyon” adı altında Türkiye’ye bağlanacaktır. Onlar da “Türk kaynakları” ile serpilecektir.

10)  “Terör” sanıldığının aksine bitmeyecektir. Sözüm ona  “çözüme tepkili”, PKK’dan kopan bir grup şantaj ve taviz koparma amaçlı eylemler tertipleyecektir. Terör dağdan şehirlere inecektir. Molotoflar, kitlesel Vandalizm metotları konuşacaktır!

11)  Sonra bir şekilde “maraza” çıkartılacak ya da bir tür “referandum” ile kopma sağlanacaktır.

12)  Bu süreçte asıl aldatılan “Türkler” olarak gözükmektedir. 

Tam bir  “Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” misali yani!.. 

NOT: İlginçtir ki Türkler zaten “illallah” noktasına gelecekleri için kopuşu en çok onlar destekleyeceklerdir!

Önceki ve Sonraki Yazılar