Erdoğan'a takıntılı mıyız?

Koalison görüşmeleri sonrası AKP kanadı topyekün 'CHP'nin Erdoğan takıntısı olduğunu' ifade etti.

Benzeri ifadeleri, Habertürk'te katıldığım bir programda AKP'li Reşat Petek'te ifade etmişti.

'Sizin Erdoğan takıntınız var' ifadesi üzerinden, koalisyonun kurulmama nedeninin 'CHP'nin bu tutumu olduğu' algısını yaratarak, AKP koalisyonu istedi, CHP yan çizdi noktasına getirmeye çalışmıştı.

Madde madde durumu izah edelim.

- Bizim bir Erdoğan takıntımız yok. Hiç olmadı.

- Bizim, anayasanın çiğnenmesi yönünde bir takıntımız var. Hep oldu.

- Erdoğan'ın 'partili Cumhurbaşkanlığı' anayasal sisteme aykırıdır.

- Efendim, Erdoğan'ı halk seçti, bu yüzden 'anayasayı ihlal edebilir' söylemi, anayasal demokrasiye aykırıdır.

- Yine her fırsatta, 'anayasal meşruiyet' tartışması başlatan AKP'nin, partili Cumhurbaşkanını savunarak 'anayasayı tebdil, tağyir ve ilgaya' alenen teşebbüs ettiği çok açıktır.

- Mevcut Anayasa gereği, Erdoğan'ın anayasal sınırlarına çekilmesi talebinin reddi, gülünç ve saçmadır.

- CHP'nin Erdoğan'ı anayasal sınırlarına çekme talebi ile, bir manavın doktor elbisesi giyip ameliyata girme teşebbüsüne karşı çıkmak birbiri ile örtüşen iki denk örnektir.

- Anayasada 'Cumhurbaşkanının tanımlanmış yetkilerini değiştirmeden' alenen anayasaya aykırı fiillere meşruiyet katmak, anayasanın farklı şekillerde ayaklar altına alınmasına meşruiyet katar.

Peki hangi algı operasyonuyla bu gerçek bertaraf ediliyor;

- 'Erdoğan'ı halk seçti. Dolayısı ile durumu farklıdır' deniliyor. Çelişki şu ki; 'Erdoğan'ın seçilme metodu değişmiş olabilir. Sadece 'nasıl seçileceği hususunda bir değişiklik yapılmıştır.' Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı, anayasayı ihlal eder şeklinde bir anayasa maddesi yoktur.

-'Erdoğan bizim önderimizdir. Dolayısı ile onu yedirmeyiz' deniliyor. Bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü 'meczupların ağzına sakız yapanların' böylesi bir yaklaşım üzerinden lider kültü yaratarak, anayasaya karşı mücadele içerisinde olmalarına ne demeli?

***

CHP masadan kaçmamıştır.

Aksine, ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için sonuna kadar mücadele etmiştir.

Erdoğan'ın anayasal sınırlarına çekilmeme ısrarı, bir hükümetin oluşmasını engelleyen tek faktör olmuştur.

Düşünün, AKP Erdoğan'dan hükümet kurma görevi alıyor, ve şu ana kadar 'hiçbir partiye koalisyon teklifi yapmıyor.'

Yani 7 Haziran seçiminden sonra, AKP hiçbir partiye koalisyon hükümeti kurma teklifi yapmamış, görüştüğü her partiyle 'erken seçim mutabakatı' arayışı üzerinden görüşmüştür.

Bu mu milli iradeye saygı?

Böyle bir 'milli irade gaspı' nasıl meşru ve ahlaki görülebilir.

***

Kasım 15 ya da 22, olası bir erken seçimden çıkacak tablonun benzer bir tablo olacağı açıktır. Şimdi o tabloda 'yetki yeniden AKP'ye verilip, yine böyle bir strateji üzerinden seçime mi götürülecek ülke..'

Biz, AKP iktidar olana kadar 'sandık mı kuracağız?'

AKP'nin bu tutumunu dikkate aldığımızda, önümüzde 'seçimlerle dolu bir dönem olduğunu öngörmek anlamsız olmayacaktır.'

Bakalım kaç seçim sonra AKP tek başına göreve gelebilecek...

Allah bu millete sabır ihsan eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar