Erdoğan’ı hangi parti çizdi?

O, şu sıralar Türkiye’nin tek adamı. Meclis o, hükümet o, yargı o, ordu o, polis o…

Gel gör ki artık doruktan inişe geçti. Tepenin öbür yüzünden aşağıya, hiçliğe doğru gidiyor. Bunun gerçek anlamda farkına varan parti de kendi partisi AKP…

Evet, Erdoğan’ı ilk çizen parti, kendi partisi olan AKP oldu.

Nasıl mı?

31 Mart seçimlerini hatırlayın… İstanbul’da yer-gök Erdoğan idi… Hatta çorbalarımızın içinde bile o vardı… Su içerken de onu görür gibi oluyorduk.

Amma bir de şimdi bakın İstanbul’a… Erdoğan görselleri uçmuş gitmiş. Binali Yıldırım var amma tek başına… “Yaptık Yine Yaparız” biçimindeki afişten yapayalnız bakıyor…

Peki neden?

AKP kurmayları anladılar ki Tayyip Erdoğan artık bu milletten yeni oy alamıyor. Hatta bazı kesimler onun yüzünden partiye oy vermekten vazgeçmiş halde.

Bu yüzden 31 Mart afişlerindeki Erdoğan fotoğrafını kesip Binali Yıldırım’ı tek başına bıraktılar. Böylece Erdoğan’a yönelik tepkiden onu kurtarmaya çalıştılar…

Erdoğan’ı hangi parti çizdi?

YENİ PARTİ ÇALIŞMALARI
Bu durumu elbette ki eski AKP’liler de okudular. Erdoğan’ın tekmeleyip bir kenara attığı eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu boşuna hareketlenmedi. Konya gibi tutucu bir yerde eğer ortaya çıkıyor ise, halkta Erdoğan yüzünden oluşan yorgunluğu gördüğü içindir.

Ali Babacan’ın yeni parti kuracağı iddiaları da buradan kaynaklanıyor. Erdoğan’ın 17 yıllık liderliğinde Türkiye’yi getirdiği nokta bir zafer noktası değil, uçurumun kıyısı… Dış politikada ve ekonomide pek belirgin olan bu çöküş, iç politikaya da yansıyor. İstanbul seçimini almak için AKP, Erdoğan’ı açık açık çiziyor.

***

Hele ki seçimi yitirirlerse… Türkiye yeni bir alt üst oluşla karşı karşıya kalacak. AKP ve Erdoğan 2015’ten beri sürdürdüğü MHP ile ortaklığını bitirip yeniden Amerikancı ve Çözümcü bir politikaya kayacak ama bu durum Erdoğan’ın çöküşünü daha da hızlandırmaktan başka sonuç vermeyecek…

Her can gibi o da yenilgiyi tadacaktır…

Gel gör ki onun yenilgisi önceki liderlerin yenilgisi gibi sessizlikle geçiştirilemeyecek, çok büyük soruşturmalar başlatılacaktır.

Erdoğan da bunu bildiği için elindeki her kozu sahaya sürüyor ya…

PONTUS HER YERDE
Dünkü yazımda anlattım, biraz daha açalım: Pontusçuluk veya Pontusluk bir coğrafya konusu değildir bir zihniyet meselesidir.

Pontus zihniyeti, en başından Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan temel değerlere karşıdır. Onlar laik, çağdaş, demokratik ve sosyal bir devlet istemezler.

Türk düşmanıdırlar. İstiklal Harbi’nde Türk ordusunun Rum ordusunu yenmesini üzüntüyle karşılarlar. Bu hain düşünceyi savunanları da el üstünde tutarlar.

Demokrasiye düşmandırlar. Seçim, onlar için hedefe ulaşmak için kullanılan bir araçtan başka şey değildir.

Atatürk’e ölümüne düşmandırlar. Çünkü Pontus projesini o çöpe attırmıştır.

Faşist ruhludurlar. Bu yüzden de Türk milleti yerine ülkedeki etnik grupları öne çıkartırlar.

Arkalarında İngiltere-ABD vardır.

Çağdaşlığa ve akılcı eğitime şiddetle karşıdırlar. Tek tip insan, tek tip kadın yetiştirmeye uğraşırlar. Teknolojik yatırımlar yerine milleti uyutacak siyasal dinci yatırımlara bakarlar.

Bunların bilinen başka özellikleri de vardır. Ama belli bir coğrafyaları yoktur. Para ve mal nerede ise bunlar eşek arıları gibi oraya çokuşurlar. Şu sıralar Pontusluların en yoğun oldukları yer İstanbul’dur. Ayrıca Rum kökenli kimsenin bulunmadığı İç Anadolu’daki birçok kentte Pontusçuluk baskın bir ideoloji halindedir. Daha çok cahil ve önyargılı insanları esir alan bir siyasal ideolojidir Pontusçuluk…

Bu ideolojiye karşı mücadele eden en büyük güç şu an CHP ile İYİ Parti ittifakıdır. Pontusçu siyasete karşı mücadele eden en önemli isim şu sıralarda Ekrem İmamoğlu’dur.

Siz hiç Binali Yıldırım’ın Anıtkabir’e gidip saygı sunduğunu gördünüz mü?

SÜLEYMAN BEY’E 1 SORU

AKP’liler, Ekrem İmamoğlu’nu küçük düşürebilmek için bütün Trabzonluları Pontus yani Rum gösterme gayreti içindeler.

Süleyman Soylu da o taraftan… Acaba bu Pontus suçlamasını ruhu kaldırabiliyor mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar