Ankara’da bir kaç gazeteci, siyasetçi, öğretim üyesi – ki biri saraya çok yakın – sohbet ediyoruz.

Saraya yakın hoca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın erken seçim için sürekli anket yaptırdığını, ancak, “bugüne kadar” önüne, istediği gibi bir sonuç gelmediğini anlattı.

Hatta, bir kuruma değil, birkaç şirkete anket yaptırıldığını ifade etti bu öğretim üyesi.

Ancak, önünde daha 50-55 gün varmış Cumhurbaşkanının. O nedenle de görevlendirmeyi geciktiriyormuş.

Son ana kadar erken seçimi zorlayacak, istediği sonuç ortaya çıkmaz ise, bir hükümet kurdurulması için çaba harcayacakmış.

Cumhurbaşkanı deyince; 3 Temmuz günkü yazımda, iktidar seçeneklerini gözden geçirmiş, HDP’nin hükümet kurulması ile ilgili koşullarını yazmış ve şöyle davam etmiştim:
“AKP ile HDP bir ortaklık kuramaz mı?
Ankara’da hala ‘olmaz olmaz deme, olmaz olmaz!’ iddiası konuşuluyor.”

İste o satırların yazıldığı sırada Celal Doğan, Cumhurbaşkanı ile görüşmüş.

İddia o ki, talep Doğan’dan gelmiş ve parti yetkililerinin haberi yokmuş.

Benim tanıdığım Celal Doğan, mutlaka haber verip sonra gitmiştir saraya…

Neyse…

Oturup konuşmuşlar. Erdoğan ile Doğan’ın tanışıklıkları 1994 sonrasına rastlar sanırım.

Doğan, öğrenciliği döneminde solun ağır toplarındandı, gazeteci ustalarımızdan Sencer Güneşsoy’un Başkanı olduğu günlerde; TMTF’nin faal üyelerinden biriydi. 1977 yılında Gaziantep Milletvekili olarak girdiği TBMM’de CHP’nin sol kanat milletvekillerinin lider kadrosunda yer almıştı.

Şimdi, HDP saflarında TBMM’ye giren bir solcu Celal Doğan.

Celal Doğan bu görüşmede Erdoğan’a, kurulacak yeni bir MC’nin ülkeyi felakete götürebileceğini, çözüm sürecinin durdurulmasının Türkiye’yi çatışma ortamına sürükleyebileceğini, o nedenle yeni bir formül bulunması gerektiğini anlatmış olabilir mi?

Deneyimli bir siyasetçi olan Celal Doğan, AKP-HDP koalisyonunu veya HDP’nin destekleyeceği AKP azınlık hükümetini önermiş midir?

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye’ye girmesinin, bir savaşın Türkiye’ye vereceği zararları da anlatmış mıdır Celal Doğan?

Böyle bir savaşta, İran’ın, Rusya’nın, Çin’in karşı tarafta yer alabileceğini, Avrupa Birliği’nin, Birleşmiş Milletler'in hatta Amerika’nın Türkiye’ye yaptırım uygulayabileceğini de vurgulamış mıdır?

Bunlar şimdilik bilinmeyen…

Celal Doğan neden hükümeti kuracak olan Davutoğlu’na değil de Erdoğan’a gitme gereği duymuştur?

Yoksa, hükümeti kuracak olan AKP’nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu değil de Erdoğan mıdır? Hatta AKP’nin genel başkanı kimdir?

Bu görüşme, MHP’nin AKP’ye yaklaşmasının önünü kesebilecek midir? HDP’yi AKP’ye yaklaştırabilecek midir?

Bu soruların yanıtı, Erdoğan’ın anketlerinde gizli…