Araştırmalar ve sokak çok net biçimde AKP’nin çöküşünü gösteriyor. Elbette ‘alo Fatih’ misali, manipülasyon amaçlı anketlerden bahsetmiyorum. Esasen seçim çalışmalarının ilk gününden beri tüm enerjisiyle AKP’nin yüksek oy aldığı yerlerde sokak çalışmaları yapan biri olarak gördüğüm gerçeklerden bahsediyorum.

AKP’nin çöküşü, CHP’nin yükselişi sokağın şu anki ruhu.
Bu tabloyu gören Cumhurbaşkanı ve Başbakan Erdoğan’ın yaşadığı panik ortada. Sürekli yargılanmaktan bahseden Erdoğan’ı saran yargılanma korkusu, masasına koyulan gerçek analizlerden kaynaklanıyor.
Yaşanan panik, elden ele dağıtılan ‘Eski Türkiye’ adlı palavra gazetesini ve Kadir Mısırlıoğlu adlı meczubun zırvalarından oluşan, CHP’yi din düşmanı gösterme gayesi ile yazılmış kitapların kapı kapı dolaşıp dağıtılmasına vesile oldu.
Şimdi sahnede 2 plan daha var. Cumhurbaşkanı ve Başbakan Erdoğan, büyük çöküşü engellemek için 2 yeni planı devreye soktu.

***

İstanbul’da Davutoğlu ile sahneye çıkacak olan Erdoğan, Fetih yıldönümünde ‘Ayasofya’yı kısmi olarak ibadete açma sözü verecek.’ Bu iddia ciddi kaynaklardan edindiğim bir bilgi.
Peki bu hamlenin amacı ne?
Türkiye’de Ayasofya’nın ibadethane yapılması hususunda özel talepleri olan tek siyasal taban Saadet Partisi tabanıdır. AKP’nin yolsuzluk ve vurgun hamlesi, Saadet’e ciddi bir oy akışı sağladı. HDP’ye kaptırdığı Kürt oylarını geri alamayacağını çok iyi bilen Erdoğan, Saadet’e kaptırdığı 3-4 puanlık oyu geri alabilmek için Ayasofya kartını sahaya sürmeye hazırlanıyor.

***

Yine AKP’li kaynaklardan edindiğim diğer bir hamleyi paylaşmak istiyorum. İddiaya göre Erdoğan, 6 Haziran akşamı saat 20:00 itibariyle, 16 TV kanalının ortak yayınlayacağı bir ulusa sesleniş konuşması yapacak.
Öyle ya, mevzuata göre Cumhurbaşkanı böyle bir şey yapabiliyor. Çünkü ‘normal şartlar altında’ Cumhurbaşkanı siyasal bir kimliği temsil etmiyor. İşte bu boşluğu çok iyi bilen Erdoğan, 6 Haziran’da ulusa seslenerek son darbeyi vurmayı planlıyor.
İddiaya göre Erdoğan ulusa sesleniş konuşmasında ‘biz dar bölge üzerinden barajı kaldırmak istedik, kabul etmediler’ diyecek ve HDP’nin baraj sorunu olduğu algısını yaratarak, ertesi gün sandığa gidenlerin HDP’ye yüklenmesini sağlayacak.
Böylece, tüm araştırmalarda ‘yükseliş trendi olan CHP’nin 1-2 puan kaybederek iktidar olmasını engelleyecek.’

***

Baraj sorunu olmayan ve asgari 12-14 puan arasında konumlanan HDP’nin manipülatif anketlerle 9.6 gösterilmesi, bu paniğin ürünüdür. CHP’nin büyük yükselişini engellemek ve 10 milletvekili daha az çıkartması için yapılan bu çalışma başarılı olursa, Erdoğan’ın istediği formül hayata geçecek. Nedir o formül?
Erdoğan, CHP’nin 150, MHP’nin 100, HDP’nin 70 milletvekili çıkartmasıyla birlikte bir hükümet krizi üretmek istiyor. Bu kriz üzerinden hızlıca erken seçime gidip, kürsülerde; “ben size dedim, bakın kriz oldu” sloganı üzerinden, istikrar kaygısı duyan sağ oyları tekrar toplayıp tek başına iktidar olmak istiyor.
Kaldı ki, HDP’nin barajı aşması için gereken seçmen, hali hazırda AKP’ye oy veren Muhafazakar Kürt seçmendir. Ve an itibariyle bu profilin tamamı HDP’de toplanmıştır. Yani HDP’nin mevcut oyu, 12-14 arasıdır.
Dolayısı ile baraj sorunu olmayan HDP’nin baraj sorunu varmış gibi lanse edilmesi, CHP’nin mevcut duruma göre çıkartacağı milletvekili sayısını aşağı çekmek için tasarlanan bir plandır. Bu plan dahilinde, bugün HDP’nin barajı aşması için oy değiştiren doğal CHP seçmeni, tuzağa düşmüş, Erdoğan’ın istediğini yapmış olacaktır.
İşte bu nedenle, 6 Haziran akşamı gelin ülke olarak Erdoğan’ı değil, Kibar Feyzo filmini izleyelim.
Ve ‘baraj spekülasyonları’ üzerinden oy değiştirmeyi düşünenleri bu gerçekler ışığında aydınlatalım…
Az kaldı.. Sabır..