Erken seçime gebe bir seçim!

Eskiden, AKP Sözcüsü Binali Yıldırım geçerdi kameraların karşısına ve o ayın kamuoyu araştırma sonuçlarını açıklardı. Hükümete desteğin artarak sürdüğünü en azından bir önceki seçimlerde alınan oy oranının korunduğunu söylerdi.
Ama şu sıralar, hiç sesleri çıkmıyor. Acaba anket mi yaptırmıyorlar? Yoksa gelen sonuçlar hoşlarına gitmediği için mi açıklamıyorlar?
En son Gezici Araştırma kurumunun yaptığı anket sonuçlarını biliyoruz. Buna göre; AKP yüzde 38.2, CHP yüzde 30.1, MHP yüzde 17.1, HDP yüzde 10.5 ve Diğer yüzde 4.1…
Bu anket, 4.680 denek üzerinde yüzyüze yapılan görüşmenin sonucu. Yanılma payı ise yüzde 1,5… Yani AKP yüzde 39.7 de olabilir, yüzde 36.7’ye de inebilir. CHP yüzde 31.6’ya çıkabilir, yüzde 28.6’ya düşebilir… Bu oranlar, diğer partiler için de yanı değişkenliği gösterebilir.

***

Varsayalım ki; sandıktan Gezici’nin araştırma sonuçları birebir çıktı. Yani, tam isabet! Peki, bu oy oranlarından nasıl bir parlamento oluşur? Hangi parti kaç milletvekili çıkarır? En önemlisi, AKP tek başına iktidar olur mu?
Bu işin uzmanlarının yaptığı hesaplara göre; eğer seçimlerden bu oranlara yakın bir sonuç çıkarsa, AKP’nin “tek başına” iktidar olması çok zor. Tam sırat köprüsünde kalıyor. 242 ile 280 arasında sandalye sahibi olabiliyor. CHP, 135 – 148, MHP 47 – 70, HDP ise 50 – 72 arasında milletvekilliği elde edebiliyor.
Bu hesaplar sizi şaşırtmasın! Seçim bölgelerindeki partiler arası oy dağılımının dengesizliğidir. Rakamlar tek tek ele alındığında ancak mantığı anlaşılabiliyor.
Bir örnek vermek gerekirse… Diyarbakır’ı ele alalım… Diyarbakır’da, CHP ve MHP toplamı yüzde 5’i bile olmuyor. HDP’nin Yüzde 60 civarında bir oyu var. Yüzde 30’larda ise AKP… Dolayısıyla, HDP milletvekili dağılımında “aslan payı”nı alıyor. (Tabi yüzde 10 ülke barajını geçmesi halinde) 11 milletvekilinin dağılım; HDP 6-7, AKP ise 4-5 arasında oluyor. Eğer HDP, ülke barajını geçemezse ise (Ben geçer diye düşünüyorum) bu kez, 11 milletvekilliğinin tümünü AKP alır!
Kimi yerlerde ise birbirine çok yakın oy oranları milletvekili dağılımını birinci parti lehine etkiliyor. Örneğin 4 -7 arasında milletvekilliği olan bir seçim çevresinde, diğer partilerle arasında yarım puan fark olsa bile, birinci olan parti 1 milletvekili fazla çıkarıyor.
İşte bu nedenledir ki tahmini oy oranları üzerinde kesin bir hesap yapmak mümkün olmuyor. Partilerin çıkarabileceği milletvekili sayısının taban ve tavan rakamları arasında bunun için bu kadar fark olabiliyor.

***

Gelelim sadede…
Şu ya da bu şekilde, bu seçim hangi sonucu verirse versin! İster AKP, “sınırda” bir milletvekili sayısıyla (276 – 280) ile tek başına olsun, ister HDP barajı geçsin ya da geçemesin, Türkiye bu siyaseti taşıyamaz! Ne tek başına bir AKP hükümeti ne de olası bir koalisyonun uzun süre ülkeyi yönetebilme refleksi ve ahengi olmayacaktır. Türkiye, en geç 2 yıl içerisinde bir erken seçimle karşı karşıya kalacaktır.
Bir başka varsayım; diyelim ki HDP barajı aşamadı ve AKP yine büyük bir çoğunlukla tek başına iktidar oldu. O zaman da AKP’nin yönetebilirliği mümkün değildir. Türkiye bundan sonra, bir dört yıl daha AKP iktidarını kaldıramaz. Dolayısıyla iktidar değişikliği mutlaktır.
Son söz; sık sık da olsa; sandığa gitmekten kimse korkmasın. Demokrasinin en güzel yanıdır. Sandık, er ya da geç istikrarın yakalanmasını sağlar!

Önceki ve Sonraki Yazılar