Gazetemizin Pazar günkü sayısında “Galatasaray yönetimi düşebilir” başlığı altında bir haber hazırladım… Yoğun emekler ile ulaştığım Yargıtay İlamı’nda aynen şu ifadeler yer alıyordu: “Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hükmün tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. Maddesi gereğince bozulmasına…”

Yargıtay’ın bozduğu karar, yerel mahkemenin eski başkan Adnan Polat’ın olaylı bir biçimde ibra edilmediği genel kurulun iptali için açtığı davanın Galatasaray Spor Kulübü lehine verdiği karardı. Yani Adnan Polat haklı bulunmuştu… Yani, Adnan Polat’ın başkanlığına mâl olan olaylı genel kurul Yargıtay gözünde geçersizdi.

Bu karar Galatasaray Spor Kulübü’ne haziran ayında tebliğ edilmişti… Ancak borsada hisseleri olan ve her hareketini, hele ki böylesine hayati bir meseleyi Kamuoyu Aydınlatma Platformu ile paylaşması gereken kulüp sessiz kalmış ve bu belge bir şekilde iyi saklanmıştı… Adnan Polat ise camiada ismini daha fazla zedelememek için sessiz kalmıştı…
Haberimizin yankıları büyük oldu…

Galatasaray Spor Kulübü ise bu belgenin neden 4 aydır ortaya çıkmadığını değil, “Yargıtay’ın bu kararının Galatasaray yönetiminin düşeceği anlamına gelmediğini” ifade eden bir açıklama yayınladı…

Biz gazetecilik yaptık ve elimize geçen hayati bir belgeyi kamuoyu ile paylaştık…

Benim ne Galatasaray kulübü ile bir husumetim ne de hisse senedim var…

Ancak Galatasaray Kulübü, imzam ile yayınlanan haber için “Bazı mihrakların, toplumu yanlış yönlendirmeye dönük hem kasıtlı hem de maksatlı haberlerine kamuoyunun itibar etmemesini rica ederiz” diyerek olayı farklı bir boyuta çekti…

Toplumu kasıtlı olarak yanlış yönlendirmekle suçlandığım gün, bu suçlamayı yapan kulübün başkanı Ünal Aysal hakkında “Nitelikli Dolandırıcılık” ve “Manipülasyon” suçlaması ile dava açılması ülkemizin içinde bulunduğu ironilerin belki de en küçüklerinden biri ama benim için önemli…