Evren'den Erdoğan'a Beyaz Saray

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kenan Evren'in ölümüyle ilgili konuşması beni Beyaz Saray'ın Gül Bahçesi'ne götürdü.
2013 Mayıs ayı.
Erdoğan hiçbir liderin gelmediği bir kalabalıkla Washington'u ziyaret ediyordu.
Beyaz Saray'ın arkasındaki 'Gül Bahçesi'nde (Rose Garden) Başkan Obama ve Erdoğan'ın basın toplantısı için gelmesini bekliyoruz.
Ön sıra resmi heyet mensuplarına ayrılmıştı.
Herkes neşeliydi.

Bakanlar Kurulu’nun yarısı oradaydı.
Bakanlar Zafer Çağlayan ve Egemen Bağış, Amerikalıların bile dikkatini çekecek kadar yüksek sesle konuşuyor, Türkiye'den birlikte geldikleri gazetecilerle şakalaşıyordu.
Bülent Arınç, Pensilvanya'da Fethullah Gülen'i ziyaret etmiş sessizce sandalyesinde oturuyordu. MİT Müsteşarı Hakan Fidan düşünceliydi.
Bakan Bağış ve Çağlayan, ziyareti öve öve bitiremiyordu.
Bağış, herkesin duyacağı bir sesle gazeteci Fatih Altaylı'ya ziyaretin bugüne kadar Türk liderlerin yaptığı ziyaretler arasında en görkemlisi olduğunu söyledi.
Washington’da tüm ziyaretleri izlediğimi bildiği için bana dönüp 'Öyle değil mi?' diye sordu.
New York’taki Türk Dernekleri Federasyon başkanlığından tanıdığım Bağış yapılan rutin töreni, itibar göstergesiymiş gibi satmaya çalışıyor, çevresindekiler de bilir bilmez onaylıyordu.
Heyette Beyaz Saray'da yapılan görkemli törenleri itibar zanneden politikacı ve gazeteciler vardı.
Görüşmelerin içi boş mu, dolu mu ilgilenen yoktu. Aslında gruptakilerin çoğunun Obama-Erdoğan arasında ne konuşulduğundan da haberi yoktu. Konuşmalarından merak etmedikleri anlaşılıyordu.
En görkemli törenin Başkan Ronald Reagan döneminde Kenan Evren için yapıldığını söyledim, “Bu bahçede 21 pare top atışı yapıldı. Akşam da Gül Bahçesi'nde Hollywood yıldızlarının katıldığı bir yemek verildi” dedim.

Hiçbiri ABD’nin Evren’le işi bittiği zaman Evren’e nasıl davranıldığından haberdar değildi.
ABD'nin işi bittiği Evren, 1993 yılında prostat ameliyatı için Houston'a geldiğinde Washington Büyükelçiliği'nin resmen istemesine rağmen koruma verilmediğini hatırlamıyorlardı bile.
Grup, Erdoğan ve Obama gelinceye kadar görkem muhabbetine devam etti.
İtibarın ölçüsü ağırlanmaksa, Türk liderler arasında Turgut Özal'ın yeri ayrıdır.
Irak savaşı öncesi Özal başbakanken ABD istemeden Yumurtalık boru hattını kapatan Turgut Özal ve ailesini, baba Bush mükafat olarak dinlenme konutu olan ünlü Camp David'de misafir etmişti.
Washington’un Özal’la işi bitince ne oldu?
Başkan Clinton sağlık kontrolü için Şubat 1993'te Houston'a giden Özal’a, randevu vermek istemedi. Özal gurur meselesi yaptı, benim de olduğum gazetecilerle birlikte ABD içinde iki hafta tur atıp randevu koparmayı çalıştı.
Washington’da Evren ve Başkan Reagan’dan bu yana değişen bir şey yok.
Kullanma tarihi dolunca ‘Süpürmeyin, kullanın’ feryatları para etmiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar