Eyy Hüsnü Mahalli!

Hüsnü Mahalli’yi tanır mıydınız?

Siz kendisini yazılarından, televizyon programlarından, kitaplarından, söyleşilerinden tanıdığınızı sanıyorsunuz değil mi?

Hatta belki de onu dürüst, vatansever, kişilikli biri sanıyorsunuz. Hiçte öyle değil!

O aslında peş para etmez biri.

Yılını hatırlamıyorum ama bir 17 Aralık günü ayakkabı kutularında dolarlarla yakalanmıştı. Bugün de 17 Aralığın yıl dönümü tesadüfe bak.

Hatta elbise askısı, çikolata kutusu içinde rüşvet aldığını bile gördüm. Bir gün kolunda bir saat görmüş şaşırmıştım. "Siz bu saati nasıl aldınız, bu servet değerinde” dedim. Çıkardı, otelin peçetesindeki para makbuzunu gösterdi ikna oldum.

Bir rivayete göre doğduğu topraklar Suriye’den, ülkemize füze bile attıracakmış. Ben kendisini önceleri Suriye vatandaşı sanıyordum, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçtiğini, öğrendim. "Hüsnü bey siz nasıl T.C vatandaşlığına geçtiniz, bu işte bir iş var rüşvet mi verdiniz” dedim. "Benim aklıma bile gelmemişti ama Tayyip Bey önerdi, ben de kabul ettim" dedi.

Siz onu bilmezsiniz, o günden sonra neler çevirdi bu ilişkilerle bir bilseniz? Kendini gazeteci sanıp, Suriye'de doğup yaşamış olmasına dayanarak Türk halkını sürekli aldattı. Bizim Başbakanımızın "Öfkeli çocuklar" dediği “Dini bütün” sevimli insanlara utanmadan "Cani" dedi. Hatta Halep'te, bu “Öfkeli çocukların” bir mahalleye sıkışmasını bile deşifre etti. Oysa yıkmaya çalıştığımız Esat'tan onları kurtarmak için biz ne filimler çeviriyorduk.

Bizi dünyaya rezil etti. Bu arada Bank Asya'dan 7 milyon dolar kredi ile boğazda yalı aldığını da söylemeden geçemeyeceğim. Bu yalı meselesi ortaya döküldükten sonrada, utanmadan televizyonlara çıkmaya devam etti.

Bu adam böyle biri işte

Bir de öyle bir söylemi var ki, affedilemez. Mübarek Suudi Arabistan Kralı için demediğini bırakmadı. Çok yakışıklı bu krala, “Ruh hastası, manyak, sapık”, her çıktığı programda da "Türkiye'nin bu gidişle sonu hiç iyi değil, korkuyorum, üzülüyorum, bu ülke bunları hak etmiyor"  deyip duruyordu.

Ne haddine senin Mahalli! Hatta son "Maniki Dünya" programında çok önemli Halep gerçeklerini açıklayacağını söyledi.

Bu adam, çok tehlikeli olmaya başlamıştı. Neyse ki “Nişangah ustası” gazetecilerimiz bu adamın ipliğini pazara çıkardılar da savcılar gerekeni yaptı.

Bağımsız mahkemelerimizde “Adalet mülkün temelidir” yazısının boşuna yazılmadığını şimdi anlamıştır. Mülk ne demek biliyor musunuz  “Ev de mülk, saray da mülk”.  Bu sözdeki ‘mülk’ün “devlet” olduğunu da unutun gitsin…

“Milli seferberlik başladı.” Martin Niemöller’e ait olan o meşhur sözlerdeki papazlar hariç, şimdi sıra kimde?

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar