'Fasulye lobisi' mi iş başında?

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı fasulyedeki fiyat artışlarının sorumlusunu bulmuş. ‘Kaos lobisi’ veya ‘fasulye lobisi’ imiş fiyatları arttıran. Açıklamada şunlar söylenmiş: "Kendi maddi çıkarları için, halkın yediği - içtiği gıda maddeleri konusunda spekülasyon yapanların gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştır. Milletin alın terini kişisel çıkarlarına alet ederek ekonomiye darbe vurmaya çalışanlar, milletin gönlünde mahkûm olacaklardır”.

Peki, bu konuda kimse yakalanmış mı? Hayır. Zaten açıklamada da bunların ‘milletin gönlünde’ mahkûm olacakları söyleniyor. Şimdi; ticaretle uğraşan bazıları, önceden depolarına fasulye atarak, daha sonra fiyatların yükseldiği sırada satmayı planlamış olabilir. Ancak, bakanlığın yöneticileri ideolojik olarak bu tür etkinliklere karşı değildirler. Çünkü inandıkları ideoloji ‘Kapitalizm’dir. Bu anlayışta ise, adına spekülasyon da deseniz, bu sistem için meşru bir faaliyettir. Fasulye fiyatlarının artışında Çin ve Arjantin’deki olumsuz hava koşullarının fasulye üretimini düşürmesi yatmaktadır. Türkiye de ülke olarak fasulye ithalatını yapmak zorunda ise, sizin de bundan etkilenmeniz kaçınılmaz. Bu arada, fasulye üreticisinin eline geçen fiyatı da düşünmelisiniz. Çünkü tüketici fiyatları arttığında, çoktan malını elinden çıkarmış olan çiftçi bundan yararlanmış olmuyor. Peki, spekülatörlerin tüketici fiyatlarını çok arttırmasını önlemek istiyorsanız, ne yapmalısınız? Yapmanız gereken: önce ülkede yeterince fasulye üretimini sağlamaktır. Bunun için de, çiftçinin eline de iyi bir fiyat geçmesi ve bu işten kazanç sağlaması gerekiyor. Bakanlık fasulyeye kiloda 10 kuruş prim veriyor. Bu bir işe yarıyor mu? Hayır. O zaman, üreticinin eline geçen fiyatı etkilemek için, örneğin kooperatiflerin fasulye alımı yapması için destek olacaksınız. Toprak Mahsulleri Ofisine de (TMO) alım görevi verebilirsiniz. Ancak bu işler, inandıkları liberal ideoloji tarafından yasaklanmaktadır. Fakat TMO’nun elinde yeterince fasulye olsaydı, bu defa da tüketicileri desteklemek için piyasaya uygun fiyatlardan sürülebilirdi. O zaman da; stok yaparak daha sonra çok yüksek fiyatlarla ürün satmak isteyen şirketler mecburen ellerindeki ürünleri piyasaya sürerdi. Şimdi bunların hiç biri yapılmıyor. Gelecekte de yapılacağına dair bir belirti yok. O zaman bakanlık inandıkları ideolojiye ters bir şekilde, neden ticaret yapanları suçluyor? Onların amacı maksimum kâr sağlamaktır. Kamu hizmeti yapmıyorlar ki?

Bir taraftan Trakya kadar tarım alanı ekilmeden boş kalsın, diğer yandan çok uzaklardan ithalat yapalım. O durumda Arjantin ve Çin’deki kötü havadan etkilenmeniz kaçınılmaz. Meteorolojik olaylar için kaos teorisi çok geçerlidir. Fasulyede kaos istemiyorsanız, üretime ve pazarlamaya hakim olmalısınız.


Önceki ve Sonraki Yazılar