Metin Demirtaş'ın 'Avrasyacı' film önerisi

“Yalnız seninle paylaşıyorum” dediği ikinci epostasında bana, Erler Film'in, onun Che şiirinin dizelerini bir filmde kullanacaklarını yazmıştı.


Yıllar sonra bana epostayla ulaşan Metin Hoca, Yurt’taki yazılarımı okuyormuş. Çin’de de sinema işleri yaptığımı yazınca, o da hevesle film projelerinden bahsetti.


“Telif sözleşmesi dediler, ben de yayınevinden falanca ile yapın dedim. İki ile üç yüz TL. gibi paradan söz ettiler… Zeminde 13 metrekare bir odam var. 175 TL. kira+ elekt. su+ kedilerim ve kumru, üveyiklerin yemi 2 yüz liram çıktı diye sevindim” diye yazınca içim burkulmuştu. Param olsa göndereceğim ama kediler dâhil ondan farklı değilim ki! “Durumumu düzeltince yardım ederim” diye düşünüp bana yazdığı son epostasını bir türlü yanıtlayamadım. ODATV’de onunla ilgili “Halkı uyandırmak için yollara düştü” haberini okuyunca biraz rahatlamıştım. Sakat ayağıyla ayağa kalkmış, yine “ateşe devam” diyordu. Keşke yalancıktan da olsa bir şeyler yazsaymışım.


1996 yılında –halen devam eden Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nin temeli olan- Altın Portakal Antalya Kısa Film ve Video Festivali’nin organizatörlerindendim. Metin Hoca bana “Bu güzel gençlik festivaline şiir de eklesek ne güzel olur” deyip, “Nazım Hikmet’in arkadaşı İzet Sarajlic’i çağırabilir miyiz” demişti. Buldum İzzet Baba’yı, getirdik Antalya’ya. Ataol Behramoğlu ile de kucaklaştılar.


Bu Yugoslav devle, okulda onun şiirleriyle büyümüş ve savaştan kaçıp Antalya’ya yerleşmek zorunda kalmış biri ressam kadın, diğeri bir iş adamı olan iki Yugoslav Boşnak ile dördümüz bir akşam yemek yemiştik. Onların saatlerce süren Yugoslavya acılarını dinledim. Heybetli İzzet sonunda gözleri dolu “inanılmazdı, bizim uçaklar bizim memleketi bombalıyordu” dediğinde, masadaki herkes ağlıyordu.


Başını Rothschild Ailesi'nin çektiği O… Ç… Yahudi Tröstlerinin (siz bunları kısaca AB/D, Pentagon, CIA, NATO vs. diye biliyorsunuz) neden olduğu, memleketimin ikizi olan Yugoslavya’yı parçaladıklarını böyle duyunca Emir Kusturica’nın “Yeraltı”sını hatırladım.


Teoman Alili’nin “Emir’le filmi birlikte izledik. Bana ‘filmi şimdi kimse anlamayacak, 10 yıl sonra herkes anlayacak’ demişti” dediği buydu, anlamıştım.


Nihayet Apo bile İmralı’dan “Yahudiler” demeye başladı. İşte bu Yahudiler uzun yıllardır üzerinde çalıştıkları Kürtleri kullanıp tıpkı Yugoslavya gibi Türkiye ve Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmek için abanıyorlar.


İlham Tohti ve Hong Kong olayları önemliydi ama haftaya kaldı. Hong Kong olaylarıyla ilgili olarak sonuna kadar Çin Halk Cumhuriyeti’nin arkasındayız. Sakın ola ki bizdeki Haziran ayaklanmasıyla karşılaştırmayın. Bu sütunlarda Hong Kong ile ilgili hep uyarıda bulundum. İşte yine sahnede, Hong Kong’u kuran Yahudi Rothschild Ailesi.


Metin Hoca bana “Bir kitabım var. Yasaklı Nasreddin Hoca Şenlikleri. Bir sinemacı, bundan çok iyi bir film olur, dedi” demişti. Çin dâhil tüm Avrasya’nın Nasreddin Hoca’yı sahiplendiğini biliyor muydunuz? Avrasya’nın ortak paydası Nasreddin Hocamızdır.


2’nci Yeraltı filmi asla olmasın. Nasreddin Hoca’yı filmleştirelim; Metin Hoca’yı da anarız, İzet Sarajlic’i de.


Diyarbakır Belediyesi, Yugoslavya sonrası yapılan filmlerle ilgili bir film festivali yapsa, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı seve seve Emir Kusturica’yı davet etmez mi?


Önceki ve Sonraki Yazılar