Her gün teknoloji ve bilim ürünleri ile iç içe yaşıyoruz. Hayatımızın her yönünü etkileyen eğitim politikaları bilimsel kanıtlara dayanmalıdır. Son derece karmaşık doğal dünya sonsuz bilimsel kavramları göstermektedir. Çocuklar giderek daha teknolojik ve bilimsel olarak gelişmiş bir dünyada büyüdükçe, başarılı olmak için bilimsel bilgi birikime sahip olmaları gerekir.

Öğrencilere bilimsel yöntemi öğretmek onlara nasıl düşünüleceğini, öğrenileceğini, problem çözmeyi ve bilinçli kararlar vermeyi öğretmektir. Bu beceriler, okuldan kariyere, bir öğrencinin eğitim ve yaşamının her yönüyle bir parçasıdır.

Fen Bilimlerini Öğrencilerin Gündelik Yaşamlarına Nasıl Entegre edebiliriz?

Bilim her yerdedir. Bir öğrenci okulda bilimsel yönteme dayanan teknolojik ürünler kullanır. Akıllı telefonlar, bilgisayarlar, makineler, binalar, yollar, ışıklar, arabalar, uçaklar, kaldırımlar, altyapı sistemleri ve kullandıkları yüzlerce ürün mühendisliğin bir mucizesidir.

Okulun penceresinin dışında; ağaçlar güneş ışığını depolanmış enerjiye dönüştürür ve hayatta kalmak için gereken oksijeni oluşturur. “Doğal” veya insan kaynaklı olsun, bir öğrencinin hayatının her yönü, kendi iç biyolojisinden oturma odasındaki düz ekran TV'ye kadar bilim ile doludur.

Belki yaşamımızdaki belirli bilim örneklerinden bile daha önemli olan, kararlarımıza ulaşmak için bilimsel düşünce, yöntem ve sorgulama yöntemlerini kullanmamızdır. İnsanın problemleri çözme ihtiyacı, meraktan veya gereklilikten kaynaklanabilir. Sorgulama süreci, cevapları nasıl bulduğumuzu ve bu cevapları nasıl doğruladığımızı gösterir.

Fen bilimleri alanında, sorgulama süreci daha doğrudan ve sonuçludur. Bir soru sorun; Bir açıklama yapmak için kanıt kullanarak; bu açıklamayı mevcut bilgiye bağlayıp; ve bu kanıta dayalı açıklayın. Bilimsel yöntemlere dayanan deneyler benzer bir yol izler. Bir hipotez oluşturmak için bilimsel bir soruyu araştırma ile birleştirin; bu hipotezi test etmek için deneyler yapmak; sonuçları çıkarmak için sonuçları değerlendirerek bu sonuçları dile getirin.

Araştırma ve bilimsel yöntem; fen eğitiminin uygulamasında ayrılmaz ikili olsa da, aldığımız her karar bu süreçlere dayanmaktadır. İnsan merakı ve gerekliliği soru sormaya (sorun nedir?), Bir hipotez kurmaya (nasıl çözebilirim?), Kanıtlarla test etmeye ve sonucu değerlendirmeye (çözüm işe yaradı mı?) Ve gelecekteki kararlara dayanarak karar vermeye neden olur.

Problem çözme ve eleştirel düşünme, öğrencilerin okulda öğrendikleri en önemli becerilerden ikisidir. Okulda ve okuldan sonra başarıya ve başarıya götüren iyi kararlar almak için esastır.

Ancak, neredeyse eş anlamlı olmalarına rağmen, okullardaki bilimsel araştırma her zaman açıkça problem çözme ve eleştirel düşünceye bağlı olmayabilir. Bir deneyin sonuçlarını oluştururken, uygularken, değerlendirirken ve iletirken öğrenilen süreç; okulda karşılaştıkları herhangi bir zorluğu uygulanabilir, ikna edici bir kompozisyonda bir noktayı kanıtlamaktan karanlık odada bir fotoğraf geliştirmeye kadar uygulanabilir. Bu şekilde, bilim öğrencilerin çalıştığı en önemli konulardan biridir, çünkü onlara her konuda ihtiyaç duydukları eleştirel düşünme becerilerini kazandırır.

Fen Biliminin Eğitimdeki Önemi

Fen bilimleri genellikle orta ve lise düzeyinde (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) eğitimine odaklanır. Ancak, birçok eğitimci fen eğitiminin daha erken başlaması gerektiğine inanmaktadır.

Fen eğitimi sadece genç öğrencilere okulları boyunca kendilerine yardımcı olacak problem çözme becerilerini öğretmekle kalmaz, aynı zamanda başından beri bilime dahil olur.

Çocuklar genellikle okula başladıktan kısa bir süre sonra fen bilimleri hakkında temel bir görüşe sahip olabilir. Bu öğrencileri büyüdükçe bilime dahil etmek daha kolay olacaktır. Genç öğrencileri heyecan verici materyal ve deneyimlerle buluşturmak, onları okulda bilimleri öğrenmeye ve sürdürmeye motive edecektir.

Öğrencilerin yaşamlarıyla ilgili kullandığı ve geliştirdiği ve evrensel olarak uygulanabilir problem çözme ve eleştirel düşünme becerilerinden dolayı ; fikir üretmelerine, kararları akıllıca almalarına ve hatta kamu politikaları oluşturmanın ardındaki gerçekleri anlamalarına izin veren yaşam boyu becerileri kazandırarak; gelecekte başarılı olmak için ihtiyaç duyacakları bilgi ve becerilere sahip olacaklardır.

”Öğrencilerine bilim isteği vermeyen bir öğretmen soğuk demiri döven demirci gibidir.” (H. Mann)