Finansal kara delikler

Ziraat Bankası, bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce 8 Kasım 2014 günü New York şubesinde kişisel bankacılık işlemlerine son verdiğini biraz utangaç bir sessizlikle duyurdu. Banka, FED ve New York Eyaleti Finansal Hizmetler Servisi ile bir sözleşme imzalamıştı ama, 1 Temmuz ile 1 Aralık 2012 arasındaki işlemlerin kurallara uygunluğunu ispatlayamadı, sorulara cevap vermek yerine kepenkleri indirmeyi tercih etti. Sadece "üç müşterisine" de durumu bir eposta ile bildirdi. FED neden bir kamu bankasının özellikle 2012 yılının ikinci yarısındaki işlemlerini mercek altına alma gereği duydu?

Aynı dönemde net altın ithalatçısı olan Türkiye birden ciddi bir ihracatçı olmuş, İsviçre'ye yönelik altın ihracatı patlama yapmıştı. İhracatın şampiyonu ise Reza Zarrab'ın şirketiydi.

Dış ticaret istatistiklerini oynatan bu rakamların İran'ın petrol ve doğalgaz satışına dayandığı ileri sürüldü. Mekanizma şöyle işliyordu;Türkiye petrolü alıyor, karşılığında İran'ın Halk Bankası'ndaki hesabına Türk Lirası yatırıyor. İran bu hesaplarda biriken parayla külçe altın alıyor, altını Zarrab şirketleri üzerinden İsviçre'ye ihraç ediyor, parası Türkiye'ye döviz olarak aktarılıyor.

Konu bu kadar basit mi?

Elbette değil.

En başta Türkiye'nin Ödemeler Dengesi Bilançosunda 2015 yılında ülkeye giren 9.3 milyar dolar (son otuz yılın en büyük rakamı)  kaynağı belirsiz para var. Dokuz yılda gelen "kaynağı belirsiz para" ise 21 milyar dolar.

İran'ın bu dönemde ambargo altındaki ticaretinin çapı 100 milyar dolar. Bunun yüzde 15'inin komisyon olarak dağıtıldığı ileri sürülüyor.

Reza Zarrab'ın tutuklanmasına yol açan soruşturmanın iddianamesi 15 Aralık'ta düzenlenmiş. En az üç aylık bir araştırmayı buna eklersek 2015 yılının sonbaharında bazı şeylerin değişmeye başladığını düşünebiliriz.

Hafızaları bir tazeleyelim, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Antalya'daki G20 zirvesinde IŞİD petrolünü satın alan NATO üyelerinden söz etmiş, ardından Türkiye'yi IŞİD petrolünü pazarlamakla suçlamıştı. Aynı günlerde Irak Merkezi Yönetimi ve ABD'nin ambargosuna karşı Irak Kürt Bölgesi'nin petrolü de Türkiye üzerinden taşınıyordu. Ve bu petrolün içinde IŞİD petrolü de olduğu ileri sürülüyordu.

Şimdi filmi geriye alıp şu soruyu sorabiliriz; acaba İran petrolüne Kürt petrolü, Kürt petrolüne de IŞİD petrolü mü karıştı?

İran ambargosu delinirken, aynı hesaplar, aynı mekanizma başka işler için de kullanılmış olabilir mi?

Başa dönecek olursak, Ziraat Bankası'nın New York şubesinde FED'in ilgisine mazhar olan hesapların sahipleri arasında mesela Kürt petrolünü çıkartan şirketin patronu ve CEO'su olabilir mi? Birleşik Devletler Savcısı Preet Bharara "kara para" derken İran yaptırımlarının delinmesi kadar IŞİD'e petrol satışıyla da ilgileniyorsa?

Pentagonun stratejisti olarak tanınan Thomas Barnett bundan on yıl önce ABD'nin yeni güvenlik stratejisini anlatırken Arap Baharı'nın ve Ortadoğu'daki çatışmaların ipuçlarını vermişti. Barnett, "enerji koridoru" ve "petrol" gibi klasik tezleri bir yana bırakıyor, küresel ekonominin "işleyen merkeziyle" bu merkeze entegre olmayan "entegre olmamış boşluk"tan, en çok da Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinden söz ediyordu. "Entegre olmayan boşluktaki" ülkeler yarattıkları finansal kara deliklerle "işleyen merkez" ve onun efendisi ABD için büyük bir güvenlik tehdidi oluşturuyordu. Bu ülkelere güvenliğin o ya da bu biçimde "ihraç edilmesi" gerekiyordu. Boy hedefinde İran, Suriye, Irak, Suudi Arabistan ve Ortadoğu'nun krallıkları vardı. Libya'da petrol için "altın dinar" öneren Kaddafi'yi deviren isyancıların daha çatışmalar sürerken bir "Merkez Bankası" kurması Barnett'ı fena halde doğrulamıştı.

Barnett'ın kehanetlerinden on yıl sonra ABD o dönem hedefe oturttuğu İran ve Küba ile yakınlaşırken, finansal kara deliklerle hesaplaşma Türkiye'yi sallayacak gibi gözüküyor.

ABD'de Washington ve New York'ta bir dizi randevu kovalarken kendini hapiste bulan Reza Zarrab böyle bir hesaplaşmanın ortasında kilit rol oynuyor.

Fakat daha önemlisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iki gün sonra ABD'ye yapacağı ziyarette bir son dakika aksiliği olmazsa, gözler ambargoyu delen Aktifbank'ın geçmişteki CEO'su, Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın üzerinde olacak.

O zaman konunun İran ambargosuyla sınırlı olup olmadığını da anlayacağız.


Önceki ve Sonraki Yazılar