HEM de ülkenin tamamında İNCE, ama çelikten  bir UMUT ve DEMOKRASİ köprüsü kuran  irade asıl galip iradedir…

Neden mi?

Çünkü hiç de adil olmayan ve inanılmaz gergin bir seçim yaşanılmış, yaşatılmıştır.

Algı yaratma düzeni egemen olmuştur…

Hem de 1930’ların bazı Avrupa ülkelerini aratmayacak cinsten.

Maalesef seçimde kan dökülmüş ve baskı atmosferi egemen olmuştur.

Öncelikle OHAL altında “demokratik” bir seçim yapılamaz olduğunu hep beraber en acı şekilde tekrar gördük.

Bir tarafta devletin tüm kaynaklarını sonuna kadar kullanan iktidar adayı, diğer tarafta kaynakları oldukça sınırlı adaylar.

Bir tarafta başta kamu medyası olmak üzere iktidarın güdümündeki tüm medya, diğer tarafta direnen bir kaç küçük muhalif bağımsız medya.

Allah’tan sosyal medya var ki, biraz soluk aldırabildi topluma.

***

Bu seçimleri bir futbol maçına benzetirsek:

Bir tarafta oyun esnasında kuralları istediği gibi değiştiren, hatta hakemlerin bile pas bir yana  gol bile  attığı bir takım.

Bu takım istediği gibi faul yapabilir, doping ilaçları kullanabilir, istediği kadar oyuncuyu da sahaya koyabilir.

Tüm saha bu takımın görsel ve işitsel egemenliği altında…

Diğer tarafta elleri kolları bağlı, ayakkabıları eksik, hatta bazılarının başına çuval geçirilmiş oyuncuları olan bir takım.

Birçok as oyuncusu daha oyun başlamadan kırmızı kart görmüş, saha dışına atılmış, sadece ruhları ortada oynayan oyuncular.

Adeta boş kaleye penaltı atışları yapıldı.

Kaleci de zincirle direklere bağlanmış.

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde önemsiz tek bir seçim yoktur.

Ama bazıları sadece bir dönemlik değil, nesilleri etkileyecek çok önemli seçimler olmuştur.

Örneğin, 1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidara gelişi “Ak Günlere”, “Hakça Düzen” gibi sloganlarla yoksulların umudu haline gelen Bülent Ecevit’in yükselişini yaşadığımız yetmişli yılların bazı seçimleri.

Ama 24 Haziran 2018 seçimleri Anayasal sistemin tamamen bir kişiye dayandığı Muharrem İnce’nin belirttiği gibi  “Tek adam rejimine” dönüştüğü bir seçim olmuştur.

Bu seçimde oyların çalınması, bir fiili seçim sandıklarında, oylamada, sonuçların birleştirilmesinde, bilgisayar sisteminde  adaletsizlik, haksızlık iddia konuları ayrı bir inceleme konusu.

Aynı şekilde muhalif siyasal partilerin sandıklara sahip çıkamaması da ayrı bir konu…

Ama 3 gerçek sonuç var:

-Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. (Yüzde 52,5)

-Selahattin Demirtaş hapishane ‘de olmasına rağmen yüzde 8,3 oy aldı.

-Muharrem İnce  (Yüzde 30,6) Bu sonuçlar dünya siyaset tarihine geçecek niteliktedir.

Herkesin gönlünde de seçimin galipleri vardır.

Bence bu seçimin galibi İNCE bir UMUT’tur…

Başkan seçilmese de, büyük bir UMUT seçilmiştir.