Gelir makası büyük kulüpler lehine açılıyor

Avrupa’nın önde gelen futbol takımları, hem kendi liglerinde hem de Avrupa liglerinde rakipleri ile arayı açıyorlar. Aynı durum yerel liglerde de geçerli; yerel liglerin önde gelen takımları da kendi liglerindeki diğer takımlarla arayı açıyorlar.

Bu durumun müsebbipleri ise UEFA ve yerel federasyonların adaletsiz gelir dağıtım modelleridir. UEFA, uluslararası turnuvalarda Şampiyonlar Ligi’ne özel bir önem vermektedir.

Dağıtılan Şampiyonlar Ligi gelirleri ile UEFA Avrupa Ligi gelirleri arasında dağlar kadar fark vardır. 2014-2015 sezonunda, Şampiyonlar Ligi'ne katılan 32 kulüp, televizyon yayını haklarından oluşan pazarlama havuzu gelirinden ayrı 500,7 milyon Avro'yu bölüştüler. Avrupa Ligi'nde mücadele edecek 48 takım ise 125,25 milyon Avro’luk para ödülü pastasından pay aldılar.

UEFA’nın 2015-18 döneminde Avrupa kupalarında dağıtacağı para ödüllerinin Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi’ne göre dağılımı aşağıda gösterilmektedir. Söz konusu yeni dönemde UEFA Avrupa Ligi lehine bazı iyileştirmeler yapılmış olmasına rağmen bu iki ligin geliri arasındaki gelir adaletsizliği ortadadır. Elbette, yerel ligleri üst sıralarda bitirmiş takımlar elde ettikleri başarıdan dolayı ödüllendirilmelidir. Ancak aradaki fark bu kadar büyük olmamalıdır.

Türkiye Süper Lig’inde de benzer bir adaletsiz durum mevcuttur; Süper Lig'de naklen yayın gelirlerinin yüzde 35'i tüm takımlara eşit olarak, yüzde 11'i şampiyon olmuş 5 takıma şampiyonluk sayılarına göre, yüzde 45'i performansa bağlı olarak başarı primi şeklinde, geriye kalan yüzde 9'u ise ilk 6'ya giren takımlara başarı primi olarak dağıtılmaktadır.

Geçmiş yıllarda elde edilen şampiyonlukların kesintisiz olarak ödüllendirilmesi, şampiyon olamamış takımlar aleyhine sürekli bir adaletsizlik yaratmaktadır.

Almanya modelinde geçmiş performans ödülü üç yıl ile sınırlandırılmıştır. Ülkemizde ise 1959’da kazanılan şampiyonluk bile her yıl ödüllendirilmektedir.



Avrupa’nın yerel liglerinde de federasyon ve yayın gelirleri adaletsiz olarak dağıtılmaktadır. Şampiyon olan ve Şampiyonlar Ligi’ne katılan takımların, pazarlama ve maç günü gelirleri de federasyon ve yayın gelirleri ile doğru orantılı olarak artış göstermektedir. Bu da ligin üst sırasındakiler ile alt sıralarındakiler arasındaki gelir makasının üsttekiler lehine açılmasına neden olmaktadır.

Başarılı takımlar, her yıl elde ettiği bu yüksek gelirlerle piyasadaki en iyi futbolcuları en yüksek fiyatlarla bünyelerine katmakta ve rakiplerine karşı çok büyük bir üstünlük sağlamaktadırlar. Yüksek ücretlerle yapılan transferler ise futbol piyasasında yüksek enflasyon yaratmakta ve finansal olarak güçlü olmayan kulüplerin iyi futbolcuları transfer etme imkânlarını daraltmaktadır.

Avrupa’nın en pahalı ligleri ile diğer ligler arasında da gelir ve değer açısından uçurumlar oluşmuştur. Yerel liglerde oynayan takımların kadro değerlerine göre yapılan analizlerde en pahalı ligin İngiltere Premiere Ligi olduğu görülmektedir. Aşağıdaki tablo bu dengesiz dağılımı ve Türkiye’nin bu sıralamadaki yerini çok güzel bir şekilde gözler önüne sermektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar