Büyükada Rum Yetimhanesi yeniden işlevselleştirilecek

Büyükada Rum Yetimhanesi yeniden işlevselleştirilecek

Finale kalan eserler arasında yer alan yetimhanenin yeniden işlevselleştirilmesi için adımlar atılacak.

Avrupa'nın en büyük, dünyanın ikinci büyük ahşap yapısı olan Büyükada Rum Yetimhanesi Europa-Nostra ve Avrupa Yatırım Bankası tarafından 2018 yılı "Tehlike Altındaki 7 Kültürel Miras Programı"na seçildi. Finale kalan eserler arasında yer alan yetimhanenin yeniden işlevselleştirilmesi için adımlar atılacak. 

30 Haziran 2017 yılında yapılan başvuruyu değerlendiren seçici kurulun, geçtiğimiz Ocak ayında "Tehlike Altındaki 12 Kültürel Miras" alanlarından biri olarak listede aday gösterdiği Yetimhane, bugün açıklanan karar ile "7 Kültür Varlığı" nihai listesine alındı.

Taşıdığı 'olağanüstü' evrensel değere göre seçildi

Biianet'te yer alan habere göre, Liste değerlendirilirken, bu alanların taşıdığı olağanüstü evrensel değerlerin göz önünde bulundurulmasının yanında, karşı karşıya oldukları büyük riskler de belirleyici oldu.

Europe Nostra'nın kararı açıkladığı basın metninde yetimhanenin 1899 yılında Fransız mimar Alexandre Valluarry tarafından inşa edildiği ve 1964 yılından beri bir fonksiyonu olmadan durduğu belirtiliyor.

1980'deki yangınla büyük hasar gördüğü hatırlatılan binayla ilgili çökme tehlikesi vurgulanarak "Fener Rum Patrikhanesi tarafından da düşünüldüğü gibi binada kültürler ve dinler arası diyalog merkezinin kurulması, yetimhanenin en uygun kullanım şekli olabilir" ifadesi yer alıyor.

Kararla birlikte yeniden hayata döndürülebilir

Kararla birlikte, İstanbul'un ve Adalar'ın 120 yıllık bir tarihini ve hafızasını barındıran bu önemli kültür mirasının yeniden işlevlendirilerek hayata döndürülmesi için önemli bir adım atılmış olacak.

Ayrıca Avrupa Birliği tarafından 2018 yılının "Kültürel Miras Yılı" ilan edilmiş olması da Yetimhane'nin korunması için gerçekleştirilecek çalışmalar için önemli bir fırsat teşkil ediyor. Bu iki konunun aynı zamana rast gelmesi başlatılacak çalışmalar için önemli.

Koruma listesine alınan diğer altı kültürel miras

Büyükada Rum Yetimhanesi dışında nihai listede yer alan diğer kültürel miras alanları ise: Arnavutluk'ta Bizans sonrası dönemde yapılmış Voskopoja and Vithkuqi Kiliseleri, Avusturya'nın başkenti Viyana'nın tarihi merkezi, Bulgaristan'daki Buzludhza Anıtı, Gürcistan'da bulunan David Gareji Manastırı and Hermitajı, Romanya'da Constanta Casinosu ve Birleşik Krallık'tan Grimbsy Buz Fabrikası olarak belirlendi.

2018 "eşsiz kültürel mirasları" kutlama yılı

Europa Nostra Yönetici Başkanı, Denis de Kergorlay Ocak ayında "2018 yılı Avrupa'nın eşsiz kültürel mirasını kutlama yılı olacaktır" duyurusu yaparak "Aynı zamanda bu kültür mirasının ortak kimliğimizi öne çıkarma ve daha da kucaklayıcı bir Avrupa inşa etme yönündeki anahtar rolüne dikkat çekilecektir" demiş ve eklemişti: "2018 Avrupa Kültür Mirası Yılı'nın bir hedefi de Avrupa'ya yayılmış pek çok tehlike altındaki kültür mirası alanının korunması için farkındalık yaratmak ve oldukça yaygın çabaları harekete geçirmektir".

Çökme tehlikesiyle karşı karşıya

Büyükada Rum Yetimhanesi Avrupa'nın en büyük dünyanın ise ikinci en büyük ahşap yapısıdır. Prens Adaları'nın en büyüğü olan İstanbul açıklarındaki Büyükada'da yer almaktadır.
Beş kata yayılmış binada toplam 206 oda bulunmaktadır. Ahşap karkas strüktür, yapının büyük salonundaki ahşap işlemeli sütunlar ve ahşap tablalı, profilli tavan ile zenginleştirilmiştir. Yapının yakınında üç katlı ahşap bir de ilkokul binası bulunmaktadır.
Yapı, İstanbul'un önemli mimarı Alexander Vallauri tarafından 1899 yılında, lüks bir otel ve kumarhane olarak inşa edilmiştir. 1900'lerin başında Prens Adaları kentin kozmopolit karakterini yansıtan, İstanbul'daki değişik dini ve etnik kökenden gelen cemaatlerin tercih ettiği yazlık bir mekâna dönüşmüştür. Yetimhane o dönemi ve dönemin toplum yapısını yansıtması açısından önemlidir.
1903'te Sultan II. Abdülhamid yapının orijinal işlevine izin vermemesi üzerine, yapı önde gelen bir Yunan bankerin eşi tarafından satın alınıp yetimhane olarak kullanılması şartıyla İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi'ne bağışlanmıştır.
1964'te kapanana kadar bu işlevini sürdürmüştür. O zamandan beri ihmal edilmiş olan yapı giderek yıpranmıştır ve bugün ağır hasarlı durumdadır. Mülkiyetine ve kullanım biçimine dair çözümsüzlükler, yapının bakımını ve konservasyonunu zora sokmuş, kullanılma girişimlerinin önünde engel olmuş ve yapının durumunun iyileştirilmesi yönündeki çabaları sonuçsuz bırakmıştır, ancak sonuçta mülkiyet konusunda bir anlaşmaya varılmış, dolayısıyla yapının korunması yönünde yapılacak çalışmaların önündeki engeller kalkmıştır.
1980'deki yangın ile zarar gören yapı bugün olumsuz hava şartlarına tümüyle açık durumdadır ve denize yakın oluşu durumunu daha da kötüleştirmektedir. Sonuç olarak strüktürel elemanlar ciddi derecede tehlike arz etmektedir. Çatının bazı bölümleri ve köşe dikmeleri düşmüş durumdadır ve Yetimhane bütünüyle çökme tehlikesi ile karşı karşıyadır.