Eliaçık: İslam'da eşcinsellik değil, zorbalık dışlanmıştır!

Eliaçık: İslam'da eşcinsellik değil, zorbalık dışlanmıştır!

İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, İslam'da eşcinselliğin değil, zorbalığın, zulmün ve baskının dışlandığını ifade etti.

Yazılarıyla Antikapitalist Müslümanlar adıyla tanınan İslamî-politik oluşumun teorik altyapısını geliştiren ve hareketin içinde yer alan ilahiyatçı yazar İhsan Eliaçık lgbti.org’un sorularına yanıt verdi. Eliaçık, İslam’ın eşcinselliğe değil, zorbalığa karşı olduğunu ve Osmanlı’da eşcinsellik hukuku bulunduğunu söyledi.

“İslam’da LGBTİ bireylerin yeri nedir?” sorusuna Eliaçık, “LBGTİ bireylerinin tercihleri kendi özel halleri olup, kamusal alanda hak ve özgürlükler bakımından eşit görülmelidirler. Hele bir kamu gücü olarak devletin resmi dini, mezhebi, etnik kimliği, ırkı, kişi kültü olamayacağı gibi cinsiyeti de olamaz” yanıtını verdi.

‘OY KAYBETMEKTEN KORKUYORLAR’

Siyasilerin LGBTİ bireylerine yönelik işlenen suçlara karşı neden sessiz olduğu sorusunu Eliaçık şöyle cevapladı:

“Seçmenin tepki göstermesinden ve oy kaybetmekten korkuyorlar. Genelde şöyle bir kanaat var; birisi eşcinsellik üzerine konuşuyorsa ‘demek ki onda da var bir şey’ gibi bakılıyor. Ataerkil maço kültürün bunu konuşmaya bile cesareti yok. Çünkü özgür, rahat, kendiyle barışık değil, cinsiyetinin içine hapsolmuş, onu aşamıyor. İnsanlar genelde böyledir; din, mezhep, tarih, örf, ırk, renk, cinsiyet çoğumuzun zindanı, bunları aşamayız. Karar, tutum ve davranışlarımız bunların etkisi altındadır. Ancak özgür ve yüce ruhlar bunları aşarak düşünür ve karar verirler.

‘İNSANLARIN YATAK ODASINI ARAŞTIRMAK TECESSÜSE GİRER’

Eliaçık, “İslam’da LGBTİ bireylerin yeri nedir?” sorusuna “Yaygın dinî kanaate göre, geçmişte helak oldukları ve Lut kıssasından dolayı da lanetlenmeleri gerektiği yönündedir. Bu doğru bir görüş değil. Lut kıssasında dışlanan şey baskı, zulüm ve zorbalıktır. Kavmin zenginlikten şımarmış ileri gelenleri, kendi cinsel eğilimlerini insanlara, özellikle de gençlere zorla dayatıyorlardı. Hasbahçelerindeki eğlenceler için şehirde ‘genç oğlan’ arıyorlar, hangi ailede varsa onu kırbaç zoruyla alıp götürüyorlardı. Bu nedenle Lut’un evini bastılar, kapıya dayandılar, gelen misafirleri bize ver dediler, gelen gençleri zorla alıp götürmeye kalktılar. İşte bu tutuma kızılıyor kıssada.

Dolayısıyla Kur’an’ın lanetlediği baskı, zulüm ve zorbalıklardır. Kim ve ne adına yapılıyorsa yapılsın fark etmez. İnsanların yatak odasını ve cinsel yaşantılarını araştırmak tecessüse girer ve yasaklanmıştır. İnsanların özel hallerini araştırmak ve buradan bir nefret söylemi geliştirmek doğru değildir. LGBTİ bireylerinin tercihleri kendi özel halleri olup, kamusal alanda hak ve özgürlükler bakımından eşit görülmelidirler. Hele bir kamu gücü olarak devletin resmi dini, mezhebi, etnik kimliği, ırkı, kişi kültü olamayacağı gibi cinsiyeti de olamaz” yanıtını verdi.

‘ÖTEKİLEŞTİRMEDİKLERİ SÜRECE SORUN YOK’

“İnsan hakları temelinde bir bilinç yaratılmalı ve bunun elbirlik mücadelesi verilmelidir” diyen Eliaçık, ‘eşcinsel evlilik’ hakkında da, “Kişilerin kendi özel hayatları ve tercihleriyle ilgilidir. Başkalarına dayatmadıkları ve kendileri gibi olmayanları ötekileştirmedikleri sürece sorun yok. Özel hayatın dokunulmazlığına girer. Böyle bir durum karşısında devlet bununla ilgili hukuk, din de fıkıh üretmek durumunda. Bırakın hukuk ve fıkıh üretmeyi üzerinde konuşamıyorlar bile. Zihnen özgür ve rahat değiller. Sorunlu, kompleksi ve baskı altındalar. Osmanlı da bile zenne (eşcinsellik) hukuku üretilmişti, padişahın önünden resmi geçit yaparlardı. Toplumsal bir kesim olarak tanınırlardı. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde anlatır” dedi.

‘LGBTİ HAKLARI İNSAN HAKLARINDAN BAĞIMSIZ DEĞİLDİR’

Bir Müslüman’ın LGBTİ haklarını savunabileceği vurgusu yapan Eliaçık şunları söyledi, “LGBTİ hakları insan haklarından bağımsız değildir, onun bir parçasıdır. LGBTİ haklarını savunmak LGBTİ olmak demek değildir. Mesela ben LGBTİ birey değilim ama LGBTİ haklarını savunuyorum.”