Erdoğan bu kez yalnız değil: Merkel ve Macron da arkasında

Erdoğan bu kez yalnız değil: Merkel ve Macron da arkasında

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yıllardır, ancak son dönemde artan ısrarla vurguladığı söylemi, dünyada en yüksek ve açık biçimde o gündeme taşısa da, dünyada bir böyle bir lobi oluştuğu, Almanya ve Fransa'nın da aynı konuda tepkili olduğu kaydedildi. İşte ayrıntıları...

Dolar dışı para birimi arayışında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çok yalnız olmadığı, başta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve sonrasında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de bu duruma tepkili olduğu dile getirildi.

HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sıklıkla ifade ettiği, "dolar dışı para birimi" söylemini değerlendirdi. Altaylı'nın "Anti dolar kampanyaları" başlığıyla bugün yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yıllardır ama son dönemde daha da artan bir ısrarla, Türkiye’nin özellikle komşularıyla olan dış ticarette kendi para birimlerini kullanmalarını, genel olarak da tüm uluslararası ticarette dolar bağımlılığının bir kenara bırakılmasını savunuyor, bunu gündeme getiriyor, muhataplarına bu yönde mesajlar veriyor.

Aslında bunu en yüksek sesle ve en açık biçimde Türkiye Cumhurbaşkanı gündeme taşısa da, Avrupalı pek çok lider de doların uluslararası para birimi olmasından duydukları rahatsızlığı zaman zaman dile getirmekten çekinmiyorlar.

Dünyada böyle bir lobi gücü oluşuyor.

Peki bunun nedeni ne?

Bunun tek nedeni, ABD Merkez Bankası’nın “yaptırımları” ve “cezaları”.

ABD, doların uluslararası ticaretteki egemenliği hatta tekeli üzerinden tüm dünya ticaretini kendi politik çıkarları yönünde kontrol ediyor.

Avrupalı finans kuruluşları son yıllarda Sudan, İran ve Küba gibi ülkelere uygulanan yaptırımları ihlal ettikleri gerekçesiyle ABD tarafından “kesilen” çok ağır cezalarla karşı karşıya kaldılar.

Bu ceza, yapılan pazarlıkların sonucu asla ortaya çıkmadığı için net olarak bilinmese de, kesilen ceza miktarının 50 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor.

Mesela, İsviçre’nin ikinci büyük bankası Credit Suisse, ABD’de bir adli soruşturmada 20 yıldan bu yana suçlu bulunan en büyük banka oldu ve Amerikalıların vergi kaçırmalarına yardım ettiği gerekçesiyle 2.5 milyar dolar ceza ödemek zorunda kaldı.

Ardından Fransız bankası BNP Paribas’nın İran’a yaptırımları deldiği şüphesiyle soruşturma yürüten ABD Adalet Bakanlığı’nın soruşturmayı sona erdirmek için bankanın ceza olarak 8.9 milyar dolar ödemesini istedi. BNP bilançosunda dava ve hukuki cezalar için yaklaşık 2.7 milyar Euro (3.7 milyar dolar) karşılık ayırmak zorunda kaldı ve pazarlığa oturdu.

İki diğer başka banka Fransız Credit Agricole ve Societe Generale’in Manhattan Bölge Savcısı tarafından İran ambargolarını deldiği için soruşturmaya alınacağı ortaya çıktı.

ABD’li federal ve eyalet makamları, ABD’nin kara listeye aldığı ülkelerle iş yaptıkları şüphesiyle incelemeye alınan Alman bankaları Commerzbank ve Deutsche Bank ile mahkeme dışında anlaşmak üzere görüşmelere başladı.

RBS gibi İngiliz bankalarının bazıları da benzer suçlamalarla karşılaştı.

Diyeceksiniz ki:

“Ödemesinler bu paraları.”

Ödemeyebilirler elbet ama bu sefer de bu bankaların ve hatta belki bu ülkelerin tüm bankalarının dolar para cinsinden uluslararası işlem yapması yasaklanabilir, yani SWIFT kanalları kapatılabilir.

Bu yüzden başta Macron ve sonrasında Merkel bu duruma tepkili.

“Dolar dışı para birimi” arayışında Erdoğan bu yüzden pek de yalnız değil.”