Gazetecilerin davasına gazeteciler alınmadı

Gazetecilerin davasına gazeteciler alınmadı

Gazeteciler Hayri Demir ve Sibel Hürtaş'ın yargılandığı davanın ilk duruşmasında mahkeme başkanı gazetecileri salondan çıkardı.

Yaptıkları haberler ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek haklarında dava açılan ve 10 yıl hapis cezası istenen gazeteciler Sibel Hürtaş ve Hayri Demir'in tutuksuz yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

Artı Gerçek'te yer alan habere göre, duruşmada savunma yapan Hayri Demir, attığı tweetler nedeniyle yargılandığını ve 10 yıl hapsi istendiğini belirterek, "Gazetecilik bu kadar ağır bir suç mu" diye sordu. Gazeteci Sibel Hürtaş ise 20 yıllık adliye muhabiri olduğunu ancak hakkında hazırlanan iddianameyi anlayamadığını belirterek, neyle suçlandığını bilmediğini söyledi. Duruşma başlarken mahkeme başkanı salonda ayakta kalan gazetecileri dışarı çıkardı.

MAHKEME BAŞKANI GAZETECİLERİ SALONDAN ÇIKARDI

Aralarında gazeteciler Hayri Demir ve Sibel Hürtaş'ın da bulunduğu sanıklar Afrin operasyonuna yönelik sosyal medyada paylaştıkları eleştiriler ve yaptıkları haberler nedeniyle yargılanırken, duruşmada mahkeme heyeti salona sadece 6 izleyici alınacağını söyleyerek gazetecileri dışarı çıkardı. Bunun üzerine avukatlar basın mensuplarının içeri alınmasını talep etti. Talebi reddeden mahkeme başkanı, "Ben istersem alırım" dedi.

HAYRİ DEMİR: GAZETECİLİK BU KADAR AĞIR BİR SUÇ MU?

Mahkemede savunma yapan gazeteci Hayri Demir, gazetecilik faaliyeti nedeniyle yargılandığını belirterek, "Ben 19 Ocak'ta tweetler attım. Operasyon 20 Ocak'ta başladı. Afrin operasyonu başlamadan paylaştığım haberler ve tweetler operasyonu karalamak olarak değerlendiriliyor. Henüz başlamamış bir operayonu attığım bir tweetle nasıl karalayabilirim? Soruşturma konusu tweetlerim 111 kelime, 700 karekterden oluşuyor. Bunun için istenen ceza 10 buçuk yıl hapis. Yani her harfe 6 gün hapis cezası ile yargılanıyorum. Gazetecilik bu kadar ağır bir suç mu" dedi. Demir savunmasını "Ben gazeteciyim ve gazetecilik suç değildir" sözleriyle bitirdi.

'HAYALLERİMİ ELİMDEN ALARAK BENİ YARGILIYOPRSUNUZ'

Hayri Demir’in ardından tutuklu sanık Lezgin Tekay savunmasını yapmaya başladı. Tekay, savunmasında "Ben savaşın ölüm yıkım başka bir şey getirmediğini bildiğim için, ülkem için çok üzüldüm. Ülkemim Ortadoğu bataklığında boğulmasını istemiyorum. Oraya barış götüren bir barış elçisi olmasını istiyorum. Babam hakkımda gözaltı kararı olduğunu söyledi. Ben de elimden geldiğince hızlı bir şekilde emniyete giderek ifade vermek istedim. Kaçma şüphesiyle tutuklandım. Ben 8 aydır okuluma gidemiyorum kayıt yaptıramıyorum. Eğitim hakkım elimden alındı. Benim bu şekilde hayallerimi elimden alarak beni cezalandırıyorsunuz. Beraatimi istiyorum." dedi.
'BARIŞ İSTEMENİN NERESİ SUÇ'

Tutuklu sanık Saim Serin ise savunmasında inşaat işçisi olduğunu belirterek, "Ben 40 yaşındayım, bir çocuğum var, şimdi okul açılacak. Eve ekmek götürecek kimse yok. Kızım şu anda travma yaşıyor ben olmadığım için. Hayatım boyunca emniyetin önünden bile geçmedim ama şu an tutukluyum. Ben sadece barış istedim, barış isteyen şeyler paylaştım, bunun neresi suçtur? Beraatimi istiyorum" dedi.

 Daha sonra gazeteci Sibel Hürtaş’ın savunmasına geçildi.

Savunmasında sosyal medya hesabından hem muhaliflerin hem de iktidarın fikirlerini gösteren haber tweetleri olduğunu söyleyen Hürtaş, “Ben her iki tarafı da yayınlarıma taşıdım. Ama şimdi propagandadan yargılanıyorum Birinin haberlerini Twitterda RT etmek o görüşe katılmak anlamına gelmiyor. Ben haber vermek adına onları paylaştım” dedi.

'20 YILLIK ADLİYE MUHABİRİYİM İDDİANAMEMİ ANLAYAMADIM'

Hürtaş savunmasını şu sözlerle sürdürdü:

"Ben 20 yıllık gazeteciyim. Bunun uzun yılları bu koridorlarda geçti. Yargı adliye muhabiriyim. Ama kendi iddianamemi anlamıyorum. Okuyorum, neyle suçlandığını bilmiyorum.

'OĞLUMUN FOTOĞRAFI SUÇ UNSURU OLMUŞ, GÖRDÜĞÜM EN TATLI SUÇ UNSURU'

Benim 1 yaşındaki oğlumun fotoğrafı suç unsuru oldu. Gazeteci arkadaşımız Hrant Dink’in anmasına gittiğimiz fotoğrafı suç unsuru olmuş. Gördüğüm en tatlı suç unsuru.

'NEYLE SUÇLANDIĞIM SORUSUNA YANIT ALAMADIM'

Gözaltına alındığında da mahkemede de neyle suçlandığımı sordum. Bir yanıt alamadım. Neyle suçlandığımı bilmiyorum.

Evimde gözaltına alınırken kimseye haber vermeme izin vermediler. İki çocuğum kendilerini bir odaya kapattı korkudan. Telefonum alındı.

'BURADA GAZETECİLİK YARGILANIYOR'

Burada gazetecilik yargılanıyor. Belki klişe olacak ama sözlerimi gazetecilik suç değildir diyerek bitiriyorum"

Duruşmada avukat savunmalarına geçildi.