Medyada ‘Atatürkçülük’ kavgası: ‘Sen ameliyatla mı Atatürkçü oldun?’

Medyada ‘Atatürkçülük’ kavgası: ‘Sen ameliyatla mı Atatürkçü oldun?’

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın ‘AK Parti biraz da Atatürkçülük yapacakmış’ başlığıyla yazdığı yazıya, Star’dan Ahmet Kekeç’ten, ‘pespaye kalem’ benzetmesiyle cevap geldi. Yandaş Kekeç, “Bir gevşek ideoloji olarak Atatürkçülük ya da Kemalizm’  ifadesini de kullandı.

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, ‘AK Parti biraz da Atatürkçülük yapacakmış’ başlığıyla dün kaleme aldığı yazıda, “İstanbul ve Ankara’da oylar geriledi ya...AK Parti biraz da Atatürkçülük yapacakmış. Yüzde 50’lik bir çıta, gözleri korkutmaya başladı ya, Atatürk sevgisinde gitgide bir artış kaydedildi ya, durumu fark eden AK Parti, artık inceden Atatürkçü takılacakmış” görüşünü aktardı.

Hakan’ın bu yazısına yandaş medyadan zehir zemberek yanıt geldi. Star yazarı Ahmet Kekeç, “Sen ameliyatla mı Atatürk’çü oldun” başlığıyla bugün köşesine aldığı yazıda, “Hürriyet’in ismi lazım gelmez yazarı, AK Parti’nin “Biraz da inceden Atatürkçü takılalım, bakalım ne olacak?” diye karar aldığını yazıyor. Böyle bir karar var mı, bilmiyorum” dedi. Kekeç, şunları yazdı:

‘Bir gevşek ideoloji’

“Bir “gevşek ideoloji” olarak “Atatürkçülük” (çünkü net bir tanımı yapılmamıştır ya da biz bilmiyoruz), ulaşılması müşküllerle dolu bir “mertebe”ye ya da dünya görüşü değişikliğine işaret etmez. Daha doğrusu Atatürkçülük, ruhsatla, icazetle, hakem kararıyla olunabilen bir şey değildir. Dileyen AK Parti’li, “Ben Atatürk’ün görüşlerini kendime yakın buluyorum” diyebilir ve ondan ruhsat sorulmaz. Nitekim böyle diyen AK Partililer vardır. Bunun tersini söyleyenler de vardır.

Bir gevşek ideoloji olarak Atatürkçülük ya da Kemalizm (kaldı ki, bunlar farklı kategorilere işaret ederler), bugüne kadar AK Parti’nin düşünce sistematiği içinde aşırı bir heyecanla karşılanmadı. Bununla birlikte, bu ideoloji, AK Parti’nin düşünce sistematiği içinde, travmatik (ve hastalıklı) bir retle de karşılanmadı.

Mustafa Kemal’den söz eden AK Parti’liler (başta Erdoğan olmak üzere), “Gazi” ismini öne çıkardılar ve hep özenli bir dil kullandılar. Bir diğer ifadeyle, millî kurtuluş savaşına öncülük eden ve Cumhuriyet’i kuran Gazi Mustafa Kemal’e hakkını teslim ettiler, ona kategorik bir “ret”le yaklaşmadılar.”

‘Pespaye kalem’

Kekeç, isim vermeden Ahmet Hakan için “Hakikaten ismi lazım değil; çünkü Türk matbuatına gelmiş en “pespaye” kalemlerden biridir ve örneği görülmemiştir” ifadesini kullanırken, şunları yazdı:

“Mustafa Kemal’e yönelik vaki bakışı, bir “karar” değişikliğiyle açıklıyor ve bunun inandırıcı bulunmayacağını anlatıyor. Bu pespaye kalem, önce, “durumu fark eden” AK Partililerin kimler olduğunu açıklasın.

Hangi uyanık AK Partili, sosyal medyada fırtına gibi dolaşan Mustafa Kemal fotoğraflarına bakarak, “Hadi bunu fırsata çevirelim, biraz da inceden Atatürkçü takılalım” diye bir karar aldı ve bu karar parti çevrelerinde nasıl karşılandı? Resmî bir karar mı bu? Değilse, bu uyanıklığı gösteren zevatın AK Parti’yle ilişkisi nedir?

‘Gericilik genlerini ameliyatla aldırdığın için mi?’

Diyelim ki AK Partililer “inceden Atatürkçü takılma kararı” aldılar... Bunun inandırıcı olup olmadığına karar verecek merci nedir? Kimin ruhsatını ya da icazetini almak zorundalar? Kafasındaki deli sorular (çiçeği burnunda bir Atatürkçü olarak bu soruları sıralama hakkı bulabiliyor kendinde), bunun Atatürkçü çevreler tarafından kabul görmeyeceğini söylüyormuş.

O zaman soralım muhtereme: Bir Yozgatlı olarak senin Atatürkçülüğün kabul görüyor da, başkalarının Atatürkçülükleri niçin birtakım “deli sorularla” sınanıyor? Hem, başkalarının Atatürkçülüklerini ruhsata tabi tutmak da nereden çıktı? Ne olacaktı yani? Kabul görmeleri için, senin gibi tefessüh etmeleri mi gerekiyordu? Tefessüh etmeleri ve aynı anda hem mahalle, hem ahlak, hem tıynet değiştirmeleri mi gerekiyordu? Senin farkın ne? Gericilik genlerini ameliyatla aldırdığın için mi kabul gördüğünü düşünüyorsun? Sen ne şapşal bir adamsın!”

Hakan yine yazdı

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugünkü yazısında ise neden Atatürkçü olduğunu maddeler halinde sıraladı. Kendisine "Sen nasıl Atatürkçü oldun ya..." diye mail atan okuruna yanıt verirken, Atatürkçü olmanın gerekçelerini anlatan Hakan "Yedi düvele karşı verdiği savaşta hiçbir zaman “aldatıldım, kandırıldım” demediğini aklıma getirdim. Atatürkçü oldum. Bugünün Ortadoğu’suna bakıp 100 yıl önce yüzünü Batı’ya dönmenin ne anlama geldiğini öğrendim. Atatürkçü oldum. Din ve dince kutsal bilinen değerlerin siyasi arenada sömürülmesinin nelere yol açtığını yaşayarak gördüm... Atatürkçü oldum” diye yazdı.