Türk basınında 'penis' polemiği

Türk basınında 'penis' polemiği

Ertuğrul Özkök'ün dün Ahmet Hakan'a yüklendiği, “Köşe yazarları penisten niye bu kadar korkuyor?” yazısına, Sözcü yazarı Emin Çölaşan'dan zehir zemberek cevap geldi. Hürriyet'e takılı kalan Çölaşan, Özkök için ağzını bozdu. Aynı tartışma, Fatih Altaylı ile Ahmet Hakan arasında da sürdü.

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök'ün, "Köşe yazarları penisten niye bu kadar korkuyor?” başlığıyla kaleme aldığı yazıya bugün Sözcü yazarı Emin Çölaşan'dan ağır bir cevap geldi. Hürriyet'e takılı kalan Emin Çölaşan, Özkök için ağzını bozdu. 

Çölaşan, yazısının 'Ertuğrul iyice sapıttı' ara başlıklı bölümünde, "Sevgili okurlarım, Ertuğrul Özkök ismini bilirsiniz. Hürriyet Gazetesi'ni yıllarca yönetti, şimdi köşe yazarı! Ertuğrul 70 yaşında. Yazılarını okuyorum, bazen yüzüm kızarıyor. Benim yüzümün kızarması hiç önemli değil ama Hürriyet bir aile gazetesidir.O gazeteyi kadın, erkek, genç ve en yaşlı insanlardan tutun da küçük çocuklara kadar herkes okuyor" ifadelerini kullandı.

Özkök'ün 'fena halde sapıttığını, iyice cıvıklaştığını' yazan Çölaşan, "Penis yazarı oldu, utanmasını arlanmasını iyice yitirdi. Konu bulamayınca cinsellik olayına balıklama dalıyor. Doğrusunu isterseniz herkes bu cinsellik konularını önceleri Haydar Dümen'den okurdu, şimdi ise sosyolog Ertuğrul'dan okumak zorunda kalıyor!. Yaşı ilerleyen bir şahsın nasıl sapkınlaştığını görüyorum" dedi.

Özkök'ün yazısından detaylar veren Çölaşan, şunları kaydetti:

"Olmaz böyle yazı demeyin, vallahi aynen böyle! Zırlavadıkça zırvalıyor, saçmaladıkça saçmalıyor. Bir insanın, kim olursa olsun 70 yaşından sonra böyle sapıklaşması hayra alamet değildir. Ertuğrul resmen sapıttı. Eskiden bu kadar değildi. Şimdi ar damarı çatladı, utanma duygularını tamamen yitirdi. Bu adam torun sahibi! Okurlarından ve gazetesinden utanmıyor, bari torunundan utansın."

'Hiç üstüme vazife olmaz'

Ertuğrul Özkök ise bugünkü yazısının konuya ilişkin bölümünde, "Fatih Altaylı ile Ahmet Hakan’ın “Fışkıran aşırı gerçek penis” polemiği mi. Hiç üzerime mesele olmaz" ifadesini kullandı.

Özkök dünkü yazısında, "Abdülmecit Efendi Köşkü’ndeki eseri eleştirilen Ron Mueck’in Paris’teki sergisini gezmiştim. Eserleri normal insana göre, ya devasa büyüklükte ya da çok küçük oluyor. Tabii buna göre penisler de ya devasa ya da çok küçük oluyor. Öyleyse köşe yazarlarımızdaki bu penis korkusu neden kaynaklanıyor? Azametinden, cüssesinden mi... Yoksa küçüklüğünden mi... O sergiyi gezerken Ron Mueck’in heykellerindeki küçük insanlar beni daha çok düşündürmüştü" demişti. 

'Şu hale bakın, Çölaşan bile...'

Çölaşan'a farklı bir konudan yüklenen Özkök, şu ifadeleri kullanmıştı:

"Emin Çölaşan’ın dünkü yazısı bence Türk basın tarihine geçti. Düşünebiliyor musunuz, kendisine yollanan bir mesajın peşine düşüp atan kişinin çalıştığı şirketi bulmuş ve işinden attırmış. Bu mesajı yazan kişi kendisine ve eşine hakaret etmiş, aşağılamış... Bence Emin, hakaret eden kişinin peşine düşerek çok doğru bir iş yapmış.

Düşünebiliyor musunuz artık Emin Çölaşan bile hakaretten şikâyetçi. Umarım bundan istifade kendisi de geçmişte, mesleğimizin bazı kadınları için yazdığı aşağılayıcı yazıları hatırlamış ve bundan dolayı üzülmüştür."

'Zeus'un penisi bile 'makul' ölçüye indiriliyor'

Habertürk yazarı Fatih Altaylı ise Hürriyet yazarı Ahmet Hakan ile yaşadığı "sanatta penis" tartışması sonrası kaleme aldığı yazısında, "Her ne kadar Ahmet Hakan 'müstekreh', yani 'iğrenç' bulsa da, sanatta 'penis' ilk çağlardan beri var olan bir unsur ve pek çok kültürde simgesel önemi bulunuyor" dedi. Altaylı, sözlerinin devamında "Yunan tanrılarının heykellerinde vücut hatları, kaslar, kollar, bacaklar, sırt kasları ne kadar abartılı tasvir edilirse edilsin, sıra penise gelince abartı ortadan kalkıyor ve Zeus’un penisi bile 'makul' ya da anatomik olarak olması muhtemel ölçüye indiriliyor" ifadesini kullandı.

15. İstanbul Bienali ile eşzamanlı olarak Üsküdar Bağlarbaşı'ndaki Abdülmecid Efendi Köşkü'nde sergilenen Ömer Koç koleksiyonu eserlerine düzenlenen saldırı sonrası Ahmet Hakan, burada yer alan sanat işleriyle ilgili olarak "Sevimsiz. İrrite edici. Rahatsız edici. Kusturucu. Mide bulandırıcı. Bağlamsız. Anlamsız. Amaçsız" demişti. Altaylı ise, Hakan'a tepki gösteren yazısında "Sergiye değil, psikiyatra git" "Aynı kültürün ürünüsünüz hepiniz. Olmadığın bir şey gibi görünmeye çalışma" ifadelerini kullanmıştı.

Fatih Altaylı'nın "Koşucular" başlığıyla yayımlanan (28 Ekim 2017) yazısının ilgili bölümü özetle şöyle:

"Ertuğrul Özkök dün Ahmet Hakan’a “penis”le yüklenmiş.

Okurken hayli güldüm.

Madem olay buraya doğru kaydı, polemiğe girmeden bazılarının üzüntüsünü gidereyim dedim.

Her ne kadar Ahmet Hakan “müstekreh”, yani “iğrenç” bulsa da, sanatta “penis” ilk çağlardan beri var olan bir unsur ve pek çok kültürde simgesel önemi bulunuyor.

Penisi ya da tüm cinsel organları en fazla öne çıkaran ise antik Yunan sanatı.

Eski Yunan heykellerinde boy boy penis var.

Kimi küçük, kimi büyük.

Yunan sanatında penisin boyu, sosyal statüyle doğrudan ilgili.

Aydın, soylu, bilgili, kültürlü, üst sınıftan insanların tasvir edildiği heykellerde penis boyları küçük. Yani küçük penis, üst sınıftan olmanın işareti olarak görülüyor.

Buna karşın kaba saba, kültürsüz, sadece savaşçı yetenekleriyle öne çıkanların penisleri ise büyük olarak koyuluyor heykellere.

Ne kadar küçükse o kadar “rafine” bir kişi oluyorsunuz.

Tanrı heykellerinde de durum değişmiyor.

Yunan tanrılarının heykellerinde vücut hatları, kaslar, kollar, bacaklar, sırt kasları ne kadar abartılı tasvir edilirse edilsin, sıra penise gelince abartı ortadan kalkıyor ve Zeus’un penisi bile “makul” ya da anatomik olarak olması muhtemel ölçüye indiriliyor.

Yani Zeus tanrı diye, kendisine “heybetli” bir penis takılmıyor.

Ahmet Hakan da, sevgili Ertuğrul Özkök de bu durumu bilsinler.

En azından antik Yunan’a göre öyle veya böyle mutlu olabilirler..."