Obama ve Erdoğan'ın IŞİD dansı

Barack Obama ile Recep Tayyip Erdoğan’ın zaman zaman yakınlaşıp uzaklaşan, bir süredir uzaktan paralel çizgiler halinde giden yolları bir kez daha kesişti. Bu kez buluşma noktasında Irak Suriye İslam Devleti’nin (IŞİD) bulunduğunu görüyoruz: İkisi, IŞİD’e karşı birlikte mücadele edecekler.


Kaderin cilvesi diyelim. Çünkü bölgenin başına bela olan o canavarın yaratıcılarının listesi yapıldığında bu iki isim en tepelere konuyor.


Bunu kaydettikten sonra, iki liderin siyasal kariyerlerinin çok farklı noktalarında bulunduğunu da hatırlatalım.


Erdoğan daha geçenlerde Cumhurbaşkanı seçildi ve yeni bir başlangıç yaptı.


Obama’ya gelince… Onun, Başkanlık notunu kurtaracak bir başarıya ihtiyacı var. Yoksa tarihe sıradan, hatta onun bile altında kalan bir Başkan olarak geçecek.


Kamuoyu yoklamaları halk desteği açısından yerlerde süründüğünü gösteriyor...


Buna karşılık, ABD’nin IŞİD’i havadan bombalanmasına kamuoyu desteği neredeyse Obama’nın desteğinin iki katı. Daha kapsamlı askeri müdahaleye destek de artıyor. Obama bu rüzgara yelken açıp bir zafere imza atsa…


Geçenlerde bir Amerikalı köşe yazarı açıkça söylüyordu:


“Başkan Obama, hiçbir konuda yeterince parlayamadın, umutlarımız kursaklarımızda kaldı, ama işte sana son bir fırsat. Dünyayı Amerikalı gazetecilerin kellelerini uçuran o kötü insanlardan temizle, büyük Başkan’lar arasındaki yerini al!”


İkinci döneminin ortalarına gelmiş hiçbir Amerikan Başkan böyle bir teklife kayıtsız kalamaz! Başkan ya da kral olunca insani zaaflar kaybolmuyor, yalnızca etkileme alanı büyüyor. İnanmayanlar Shakespeare’in oyunlarını okusunlar…

***

Gerçi, Obama’nın bunu yapması için Ortadoğu’da silahlı çatışmalardan uzak durmaya dayanan kendi doktrininden vazgeçmesi gerekiyor.


Ne gam! Obama, her zamanki ne şiş yansın ne kebap tavrıyla, bunun da bir çaresini bulur.

Havadan saldırının dozunu arttırır ama karadaki rolünü küçük tutar. Amerikalılar ölmediği sürece Amerikalıların çoğu için sorun yoktur!


Ve mümkünse, kara operasyonunu üçüncü bir ülkeye ya da ülkelere ihale eder.


Washington’da kimilerinin, belki Obama’nın da gözünde, Türkiye bu iş için biçilmiş kaftandır! Dahası, müstahaktır!


***

Gene kaderin cilvesine dönüyoruz…


Neyse ki, Türkiye’nin mazereti var: IŞİD’in elinde bulunan Türk rehineler!


Türlü çeşitli şeyler geliyor insanın aklına. Yoksa bu bir “ön-alıcı” eylem miydi? İşlerin bu noktaya gelebileceği iki ay önceden öngörülmüş müydü? Yoksa her şey bir plana göre mi ilerliyor?


Bilemiyoruz. En azından “şimdilik” bilemiyoruz.


Durun bakalım neler olacak.


Gözlerimiz sahnede: Eski Başkan Obama ile yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki “pas de deux”yü heyecanla izliyoruz.


NOT: Bu yazı Obama’nın çarşamba günü yapacağı ilan edilen IŞİD konuşmasından önce yazıldı!




Önceki ve Sonraki Yazılar