Groza cinayetleri ve iki şüphe

İki buçuk yıl önce Ankara’da bir cinayet işlendi. Türkiye’deki Çeçenlerin önde gelen isimlerinden Medet Önlü, bürosunda öldürüldü.
2008 yılında başlayan Çeçen cinayetleri bir zincir olarak sürmüş ve 2013 yılına kadar altı Çeçen öldürülmüştü.
Dört cinayette katiller Rus Gizli Servisi için üretilen MSB Groza markalı “sessiz tabanca” kullanmıştı.
Önlü cinayetinde failler hiçbir iz bırakmadıklarını düşünüyorlardı. Ancak bitişik ofisin kapısı üzerindeki kamerayı ve Önlü’nün Çeçence tuttuğu günlüğü hesaba katmadılar. Görüntülerden ve notlardan teşhis edilen tetikçi  Murat Aluç’tu. Önlü’ye kendisini “Kemal” adıyla tanıtmıştı.
Aluç’u tutan 41 yaşındaki Rızvan Ezbulatov’du.  Türkiye’de defalarca farklı suçlara karışan, hapiste kalan ve çeşitli bağlantılar kuran Ezbulatov, Mehmet Akif Cömert aracılığıyla Aluç ile tanışmış ve 40 bin dolar ve 20 bin lira karşılığı suikastı sipariş etmişti.
Fakat bu bilgilere rağmen cinayet soruşturmasında tuhaflıklar başladı.
 “Dayı Murat” lakaplı Aluç cinayet gecesine ait görüntülere rağmen 18 ay boyunca elini kolunu sallayarak dolaştı. 11 Ekim 2014 günü Sakarya’da yakalandı,  tutuklandı.
Ezbulatov ile Aluç’u tanıştıran Mehmet Akif Cömert gasp, silahlı soygun, uyuşturucu gibi suçlardan kaçak dolaşırken ancak bu yılın Haziran ayında İstanbul’da yakalandı.
Aluç’u aranırken saklayan İbrahim Şimşek yakalandı ancak serbest bırakıldı.
Suikasta yardım eden bir başka isim Ömer Peltek’ti. Suikast gecesi Aluç’a şoförlük yapmış, birlikte saklanmışlardı. Hala aranıyor ancak Facebook’ta tatil fotoğrafları paylaşacak kadar rahat.
Üç savcı ve üç mahkeme heyeti değiştiren dokuz sanıklı dava Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
Peki, Önlü’yü kim öldürdü?
Şimdilik zincir Rus vatandaşı Ezbulatov’da kopuyor. Çeçen cinayetlerindeki bütün azmettiriciler gibi
Ezbulatov da kayıp ve ardında kim var, belli değil.
Medet Önlü Çeçen direnişinin önemli bir figürü olduğu için Rus İstihbarat Servisi “olağan” şüpheli.
Medet Önlü Çeçenlerin sadece “Çeçen davası” için savaşması gerektiğini düşünen ve böyle hareket eden biriydi. Pek çok Çeçen’in Suriye’ye gidişini önlemişi ve bu konuda ciddi bir bariyer oluşturuyordu.
Rusya Devlet Başkanı Putin Suriye’ye asker gönderilmesi için Federasyon Konseyi’nden izin alırken Kremlin İdaresi Başkanı Sergey İvanov Suriye’de IŞİD, Nusra gibi grupların yanında savaşan Rusya vatandaşlarından söz etmiş ve “Eğer evlerine geri dönerlerse ülkemizin ulusal güvenliği tehlikeye girer'' demişti.
Rusya Federal Güvenlik Servisi (Federalnaya Slujba Bezopasnosti) FSB ajanları  hava operasyonlarından çok daha önce Çeçenlerin Kafkasya’da savaşmaları yerine Suriye’ye gitmelerini teşvik ediyordu.
Önlü sadece Rusya’nın değil, Türkiye de dâhil başka ülkelerin de Çeçenleri Suriye bataklığında savaştırma girişimlerine set çekmişti.
Önlü’nün “gönüllü koruması” polis memuru Şakir Yılmaz Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan gelen isimlerin ayda bir Önlü’den Kafkasya konusunda bilgi aldıklarını anlattı ve “Önlü Çeçenlerin Çeçenistan'da savaşması gerektiğini savunan biriydi. Öldürüldükten sonra 150’den fazla Çeçen Suriye’ye savaşmaya gitti” dedi; IŞİD’ten, El Nusra’dan, ÖSO’dan isimler saydı…
Yılmaz cinayet gecesi poliste “Rızvan Ezbulatov’un resminin kendisine gösterildiğini ancak bu resmin dava dosyasında olmadığını hatırlattı.
Ezbulatov cinayetten iki gün sonra Atatürk Havalimanından uçağa binip gitmişti!
Oysa Milli İstihbarat Teşkilatı, poliste resmi bulunan Ezbulatov için savcılığın bilgi talebini “elimizde hiçbir bilgi yok” diye yanıtlamıştı.  
Mahkeme şimdi MİT ve Emniyet’e yeniden yazdı, hem Önlü hem de Ezbulatov’la ilgili belgeleri bir kez da istedi.
Peki, Çeçenler’in Suriye’de savaşmasını istemeyen başka “istihbarat örgütleri” de Medet Önlü’yü bir engel olarak görmüş olabilir mi?
Önlü cinayeti soruşturmasındaki gözle görülür isteksizlik bu soruyu giderek daha önemli hale getiriyor.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar