Tarih tekerrür ederken...

Ergenekon operasyonları sırasındaki argümanlarla birebir simetrik söylemleri, Cemaat operasyonları sırasında bambaşka kesimlerden duymaya başladık. Önce bazı alıntılar:


“Siyasi irade, Ergenekon'un en keskin ve en sert ayaklarından biri olan yargı, özellikle de yüksek yargı ayağının üzerine gitme kararlılığındadır.” (Sıra yargı ayağına geldi - Ali Bayramoğlu, 16 Kasım 2009, Aksiyon)


“Emniyet içindeki 'mürit polisler' temizlendikten sonra 'sıra yargıya gelecek...' Özellikle Gülen cemaatiyle ilgili dosyaları "soruşturmadan hasır altı' etmekle suçlanan savcı ve yargıçlar da operasyonun hedefi olacak...” (İşte Cemaat'i çökertecek 4 aşamalı plan - Mehmet Faraç, 25 Temmuz 2014, Aydınlık)


***

“Faili meçhuller ve kaybedilenlerin yakınlarını Ergenekon davasına müdahil olmaya çağırıyorum.” (DTP Milletvekili Pervin Buldan, 22 Temmuz 2008)


“Bu F tipi örgüt Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk davalarında yargılanan herkesi doğrudan etkilemiştir. Yaşadığımız haksızlıkların, hukuksuzlukların sorumlusu bu örgütün emniyet ve yargıdaki elemanlarıdır. Bu nedenle herkes elinde ne kadar belge varsa savcılara, daha sonra da mahkemelere vermelidir. Yargılama aşamasında herkes davaya müdahil olmalıdır. Bu soruşturmanın ve açılacak davanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için de bu şarttır.” (Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, 24 Temmuz 2014)


***


“Türkiye demokrasi güçlerinin, karşılarında bir siyasal kanadın değil devlet içine yuvalanmış çetelerin ve darbeci zihniyetin bulunduğunun bilinciyle Ergenekon davasının derinleşmesi ve öze varması için ortak mücadele vermeleri gereğine inanıyoruz.” (Ergenekon operasyonlarına destek veren 300 aydının bildirisi – 13 Ağustos 2008)


"F tipi örgüte yönelen soruşturma bütün cumhuriyet güçlerinin, bizim savaşımızdır. Bu mücadelenin gerçek sahipleri Cumhuriyet güçleridir.” (İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem, 24 Temmuz 2014)


***

Daha çok örnek var ama uzatmak yersiz... Ergenekon operasyonları başlarken, liberaller, bazı sol kesimler ve kontrgerilla mağdurları AKP'nin 'derin devlet'le hesaplaşacağına dair temelsiz bir umuda kapılmıştı. İçlerinde daha da coşkulu olanlar, davaya müdahil olmaktan, Silivri önlerine yığılıp 'sonuna kadar gidilsin' diye pankart açmaya kadar türlü çeşit maskaralıkla AKP'nin Türkiye'yi dönüştürme operasyonuna destek vermişti.


Devrimci Karargâh ve KCK gibi operasyonlarla 'sonuna kadar gidilsin'deki 'son'un kendilerine kadar vardığı görüldü ancak çok geçti. AKP'nin siyasi davalarına soldan verilen desteğin maliyeti ağır oldu.


Şimdi çok benzer söylemlerle bu kez ulusalcılar, AKP'nin bir başka siyasi davasına Cemaat operasyonuna destek veriyor. Davanın derinleştirilmesini, yargı, siyaset, medya ayaklarına darbeler vurulmasını istiyor. Bir kez daha AKP'nin Gladyo'yla hesaplaşabileceğine dair sahte umut pompalanıyor.


Ergenekon'daki kirli isimler üzerinden yapılan yayınların benzerleri Cemaatçi polisler için yapılıyor. Darbe ve kontrgerilla mağdurlarının yerini Cemaat'in rol üstlendiği davaların mağdurları alıyor. “Ergenekon Davası'nın asıl sahibi demokrasi güçleridir,” denirdi şimdi “F Tipi davasının asıl sahibi cumhuriyet güçleridir,” deniyor. Ergenekon davaları sürecinde Taraf'ın üstlendiği misyonu Aydınlık, DSİP'in üstlendiği rolü de İşçi Partisi almış görünüyor.


***

Ne diyelim, bilge sakallı 150 küsur yıl önce söylemişti; “Bütün tarihsel olaylar iki kez yinelenir. İlkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak.”


Ergenekon Davası'nda, 'derin devlet'le hesaplaşılacağını düşünürken kendisini yargı önünde bulanların durumu ne kadar trajikse, yakın zamanda bizzat AKP yargısının hedefi olanların şimdi AKP'nin Gladyo'yla hesaplaşabileceği beklentisi içine girmesi de o kadar komik...


Halkın önünde ise trajedinin de komedinin de figüranı olmadan, kendi göbeğini kendi kesmek zorunluluğu duruyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar