Dün seçim vardı. Makale kaleme alınırken oylama devam ediyordu.

Seçim dışında bazı hassas konulara değineyim dedim.

Biraz başka derin konulara göz atalım. Unutmayalım. Hatırlayalım. Hatırlatalım. Hukuk ve vicdan katillerini unutmayalım.
Hukuk bir siyasi silah olarak kullanılmaya başlanırsa GUGUK olur ve o silahın kime doğrultulacağı hiç belli olmaz.

İçi boş da olsa şeytan doldurur. En iyi ihtimalle kurşun seker, döner ve elinde silah olanı, hatta belki de talimat veren
asıl suçluyu bile vurabilir.

Pervasızca kullanılan hukuk silahı hasımlaşan suç ortaklarının veya daha kötüsü karşı tarafın eline de geçebilir.

İşte o zaman güç odağının etrafındaki dalkavukların şebeklikleri de acıyı dindirmez.

Hadi onların yüz derileri kalındır, emir kullarıdırlar.

Geçimlerini bundan sağlıyorlar; ekmek parası hani.

Tarih, hele bizim yakın dönem siyasi ve hukuk tarihimizin guguk sayfaları bunun örnekleriyle doludur.

Son yıllarımızda yaşadığımız tertipli kumpaslı davalarımızı unutmadık. Mürekkepleri bile daha kurumadı. Ergenekon, poyraz, kozmik oda, casusluk vs...

Silahlı Kuvvetlerin itibarının ayaklar altına alınma çabaları. Hiç bir terör örgütü Silahlı Kuvvetler’e bu kadar zarar verememişti. Başbakanların başsavcısı olduğu CIA’nın Fetö şubesinin ürünü davalar.

TSK’nın kozmik odası basıldı zamane Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kendisine dönük çakma suikast iddiaları yaygaraları üzerine FETÖ’cü ajanların emriyle.

En gizli planlar, isimler, dosyalar önce Genel Kurmay kasalarına kondu.

Cumhurbaşkanı Gül ve zamanın Başbakanı Erdoğan’a karşı duramayan o zamanki Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ TSK’yı töhmet
altında bırakmamak için Kozmik Oda’ya girilmesine izin vermek durumunda kalmıştı.

“Kozmik oda” sözde hâkim ve savcıları gece gündüz günlerce “çalıştılar”. Başbuğ da Ergenekon’dan tutuklandıktan sonra FETÖ’cü savcılar 16 Mart 2013 de kasadaki bilgilere ve belgelere tam anlamıyla sahip oldular.

Eh, bu bilgilerin anında Pensilvanya, pardon CIA’ya gitmiş olma olasılığı sizce nedir?

Bence yüzde bin.
Muhtemelen dünya istihbarat tarihinde bu kadar çok gizli bilgi ve evraka bu kadar “ucuz” hiç erişilememiştir.

Yılların planları, muhtemel yurtdışı ve içi ajanlarımıza ait bilgi ve belgeler ve mukavemet güçlerimiz O oda ve kasaların içinde yok muydu sizce?

Olayda piyon rolündeki savcı ve hâkimler kimi kaçtı, kimi içerde yargılanıyorlar.

Pekâlâ, bunların siyasi sorumluları ve hatta sahte suç iddia sahipleri hesap verdi mi?

Savcı ve hâkimlere talimat veren FETÖ’nün eski ortakları hesap verdiler mi?

Onların vicdanı rahat mı?

Bu pişkinlik diyarında onlarda vicdan kalır mı? (!)

Mağdurlar yandı, piyon failler de yandı, daimi mağdur rolünü oynayanlar nedense hep kazandı!

Hem de dünya tarihinde eşine az rastlanır pişkinlik ve yavuz hırsız misali!

Hukuk keyfi ve günlük ihtiyaçlara göre oynanacak bir oyuncak değildir.

Bırakın, hukuk kendi mecrasında yolunu bulur.

İlişmeyin yeter!

Hukuk en çok mutlaka bir gün aslında onu ihlal edenlere gerekir.