İliç: Göz göre göre gelen felaketin perde arkası

İliç: Göz göre göre gelen felaketin perde arkası

Erzincan İliç'te meydana gelen maden faciasının ardından bölgede yaşananlar, faciaya giden yolda yaşanan iletişim krizi ve yöneticilerin tavırları yeniden gündeme geldi.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden faciasında felaketin eşiğinden dönüldü. Siyanür tartışmalarının yaşandığı korkunç olayda Fırat Nehrine bulaş yaşanmaması insanlık ve bölgeyi uçurumun kenarından aldı. Ancak faciaya giden süreçte yaşananlar, aksaklıklar, ihmaller ve iletişim çağındaki iletişimsizlik, kısacası perde arkasında yaşananlar herkesi hayretler içinde bıraktı. 

65d300cf721699be74ead311.webp

kısadalga yazarı İbrahim Gündüz, İliç'teki facianın perde arkasında yaşananları "13 Şubat sabahı: Maden şirketinin en 'kârlı' altın madeni çöküyor, yöneticiler uyuyor!" başlığı altında anlattı. 

"13 Şubat sabahı... SSR Mining’in “en kârlı ve en verimli madenimiz” diye övündüğü Çöpler Altın Madeni'nde kurulduğu günden bu yana en büyük kriz yaşanıyor ama kimsenin aklına telefonu kaldırıp da Denver’la konuşmak gelmiyordu... Hem de içinde bulunduğumuz iletişim çağında!" diye başlayan yazı dizisinden öne çıkanlar şöyle:

ilic-te-kayip-9-isci-icin-calismalar-suruyor-16856581-amp.jpg

SİYANÜR LİÇLEME SAHASINDAKİ ÇATLAKLAR

"Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat 2024 sabahı 07.30’da işbaşı yapan işçilerin ilk dikkatini çeken şey, siyanür liçleme sahasındaki çatlaklar olmuştu. Üstelik bu çatlaklar her geçen dakika milim milim genişliyor ve olası bir felaketin işaretlerini veriyordu. Yani birileri için “nakit para basan” bu devasa makinede, bir şeyler yanlış gidiyordu.

BİR TÜRLÜ SAHAYI TAM KAPATMA KARARI GELMİYORDU

İşçiler, durumu sahadaki mühendislere, onlar da ofisteki amirlerine ilettiler. Biri gitti biri geldi, kontrol üzerine kontroller yapıldı ama bir türlü sahayı tam kapatma kararı gelmiyordu.

tema-sebihkarahisar-1-k-551x431-1.jpg

MADENDEKİ TÜM YÖNETİCİLER ÇATLAKLARDAN HABERDAR!

Bir süre sonra liç alanından çekilen ve cep telefonlarıyla paylaşılan fotoğraflar madende taşeron olarak çalışan firmaların yöneticilerini de tedirgin etti. İliç Savcılığı’nın 15 Mart 2024 tarihli Bilirkişi Raporu’ndan öğreniyoruz ki, madendeki bütün yöneticiler çatlaklardan haberdar.

Madenin Jeoteknik mühendisi Ali Rıza Kalender, liç bölgesinde çok büyük kaymalar olduğunu görüyor ama doğu bölgesinde radar olmadığı için tam emin olamıyor. Yani iki yıldır alınması için yazışmalar yapılan ama bir türlü alınamayan radarlar olsaydı, kaymanın gerçekleşeceği saatler öncesinden çok daha net olarak bilinecekti.

Çünkü Jeoteknik Mühendisi Ali Rıza Kalender, alanın batı kısmını gözleyen radarlar da bile büyük bir hareketlilik gözlemişti. Ali Rıza Kalender bu durumu üstlerine rapor da etmişti. Ancak Kalender’in en büyük hatası, bu hareketliliği “zemin oturması” olarak yorumlaması oldu. Ancak liç sahasına gidenler ve onların çektikleri fotoğraflar bunun bir zemin oturması olmadığını çok net anlatıyordu.

786974image1.jpg

KAPASİTENİN OLDUKÇA ÜZERİNDE BİR YÜKLEME YAPILMIŞ

15 yıldır Çöpler’de Tesis Operatörü olarak görev yapan Sıddık Gün, 15 Şubat 2024'te jandarmaya verdiği ifadesinde çok açık konuştu: “Buraya 23’üncü kata kadar izin alınmıştır. Çünkü kapasitesi ancak o kadarını kaldırabilir" denmişti. Fakat şu anda yığın liç alanına 33’üncü kat atılmış durumda, yani kapasitesinin oldukça üzerinde bir yükleme yapılmış durumdadır.”

AKILLI TAŞERON İNİSİYATİF ALIRKEN, DİĞER TAŞERONLAR HABERSİZ

O gün o madende belki de en akıllı davranıp inisiyatif alabilen kişi taşeron firması Mürekkepçiler’in sahibi Hüseyin Mürekkepçi oluyordu. 13 yıldır o madende çalışıyor olmanın verdiği tecrübe ve öngörüyle, çatlakları ve yarılmaları gördükten sonra sıkıntının büyük olduğunu anlayan Hüseyin Mürekkepçi, saat 11.00 sıralarında önce kendisine ait olan iş bölümünü durduruyordu. O işi durdurunca ona bağlı diğer firmalarda işi durdurmak zorunda kalıyordu. Yani Mürekkepçi bu kararıyla yüzden fazla insanın canını kurtarıyordu. Yöneticilerin yapamadığını o yapıyor ve ardından personelini ve araçlarını alarak sahayı terk ediyor ve yetkililere öğleden sonra çalışmayacaklarını bildiriyordu.

Ancak diğer taşeron firmalar Hüseyin Mürekkepçi kadar şanslı da değildi öngörülü de...

Madenin bir başka taşeronu Karsa firmasında kaynakçı olarak çalışan Bülent Kara ifadesinde, kendilerine liç sahasında yaşanan olayla ilgili gelen bir mail ve mesaj olmadığını söylüyordu. Mürekkepçiler ve ona bağlı çalışan şirketler sahadan ayrılıyor ama ne olduğundan habersiz ya da amirlerine güvenen Karsa personeli ise yığın liç bölgesinde bulunan ve toprak altında kalan konteynırlarda bekletiliyordu.

1258486-1278485002.jpg

Benzer bir ifadeyi Anagold’un ana taşeronu olan Çiftay A.Ş’nin çalışanları ve yöneticileri de veriyor. Maden Mühendisi Abdullah Özbey, yığın liç bölgesinde meydana gelen çatlama ve yarılmalardan haberdar olmadıklarını ve bu nedenle de Çiftay’ın madende çalışan 1170 personeline bildirimde bulunamadıklarını söylüyordu. İşte bu nedenle Çiftay’ın şoförü Uğur Yıldız, saat 14.28’de kamyonuyla Manganez diye adlandırılan ana iletişim yolundan, çöken liç sahasının hemen altındaki bölgeden geçiyordu.

Bir başka taşeron olan Keklikler Şirketi Müdürü Aydın Keklik de hiçbir bildirim almadıklarını ve bu nedenle de personelleri Mehmez Kazar’ın enkaz altında kalan konteynırın içinde bulunduğunu söylüyordu: “Oraya gitmesini kim ya da kimler söyledi ben de bilmiyorum ve araştırılmasını ben de istiyorum. Çünkü benim operatörüm olan Mehmet Kazar'ın o gün kullandığı dozer, toprak kaymasının altında kalmıyor; kaymanın meydana geldiği bölgenin üst tarafında kalan bir bölgede hala duruyor..."

Yani Mehmet Kazar kullandığı dozerini güvenle bir yere çekmişti ancak amirlerinin yanlış kararlarının kurbanı olmuştu. Asla bulunmaması gereken, liçin doğu ucundaki konteynırların içinde bekliyordu.

resmi-gazete-de-yayimlandi-erzincan-daki-maden-kazasi-arastirilacak-1707947766-953-x750.webp

"SAAT FARKI DOLAYISIYLA DENVER'DAKİLER UYKUDAYDI"

Saatler öğleden sonra 2'yi gösterirken çatlaklar artık insanı yutacak büyüklüğe ulaşmıştı. Radar operatörü, Madenin jeoteknik mühendisi Ali Rıza Kalender, bu kez kaymaların çok arttığını rapor ediyor ve tehlikenin büyüklüğüne dikkat çekiyordu. Kalender, normalde 20 mm olması gereken radar hareketlerinin 90 mm’ye kadar çıktığını belirtiyor ve anormal duruma dikkat çekiyordu. Ali Rıza Kalender, ilerleyen günlerde soruşturma derinleştikçe göz altına alınan dokuzuncu çalışan olacaktı.

Bütün bunlar olurken Madenin Kanadalı Başkan Vekili İain Ronald Guille, SSR Mining’in ABD-Denver’daki merkezine gönderdiği e-maile yanıt bekliyordu. Ancak saat farkı dolayısıyla Denver’dakiler uykudaydı! En azından kamuoyuna yapılan açıklamalar bu şekildeydi.

Çünkü maden yangın yerine dönmüş durumdayken, bir başka deyişle maden KALP KRİZİ geçirirken, İain Ronald Guille veya bir başka üst düzey Türk yöneticinin Denver’da bulunan Anagold Türkiye Müdürü Selçuk Yalçın Demirci’yi telefonla aramamış olması eşyanın tabiatına aykırıydı.

erzincan-da-maden-kazasinda-gercek-kayip-sayisi-ne-kadar-3931.jpg

"KİMSENİN AKLINA TELEFONU KALDIRIP DENVER'LA KONUŞMAK GELMİYORDU"

SSR Mining’in “en kârlı ve en verimli madenimiz” diye övündüğü Çöpler Altın Madeninde kurulduğu günden bu yana en büyük kriz yaşanıyor ama kimsenin aklına telefonu kaldırıp da Denver’la konuşmak gelmiyordu! Hem de içinde bulunduğumuz iletişim çağında!

Burada yorum hakkımızı kullanarak diyoruz ki, 'konuştular ancak olayı küçümsediler.' Olayın büyüklüğünü ve riskin ciddiyetini kavrayamadılar. Çünkü Iain Ronald Guille, olayı yorumlayabilecek ne kapasiteye, ne tecrübeye ne de öngörüye sahip bir yönetici değildi.

GÖZ GÖRE GÖRE YAŞANAN ÇÖKÜŞ

Herkes onun ağzına bakıyordu ama Guille krizin boyutlarını ölçebilecek ve şalter indirme kararı verebilecek çapta bir yönetici değildi. Olmadığı da ortaya çıktı. Koskoca liç sahası üst üste yapılan hatalar sonucunda bağıra bağıra çöktü. Bilirkişi raporundaki jeoloji uzmanının ifade ettiği gibi belki de ne yaparlarsa yapsınlar çöküşü önleyemeyeceklerdi ancak akıllı ve tecrübeli bir yönetici en azından 9 insanın ölümünün önüne geçebilirdi.

Hatta bırakın bölgeden işçileri tamamen çıkartmayı saat 14.00 sıralarında, çöküşten tam 28 dakika önce, artık çökmeyle ilgili çok güçlü işaretler ortadayken bir grup çalışan liç sahasının tepesine fotoğraf çekmeye gönderiliyordu. Bu kişilerden Kenan Öz ve Adnan Keklik konteynır bölgesinde kaldıkları için bir daha dönemediler.

istanbul-barosundan-erzincandaki-maden-kazasina-iliskin-suc-duyurusu-s8zz.jpg

Bağımsız Maden İşçileri Sendikası’nın hazırladığı rapora göre, Çöpler’de son dönemlerde sorgulamayan, sadece emirleri yerine getiren genç ve tecrübesiz mühendisler çalıştırılıyordu.

Raporda, ”Bu süreçte, işçilerin sağlığını görece önemseyen veya hedeflenen üretimin makul olmadığını ifade eden, tecrübe ve bilgi sahibi olan mühendisler yerine daha ucuza çalıştırabildikleri, tecrübesiz ve şirket talimatlarını harfiyen uygulamak kaydıyla işe alınan genç mühendis ve yöneticiler çalıştırılmıştır” ifadeleri dikkat çekiyordu.

FELAKETİN EŞİĞİNDEN BÖYLE DÖNÜLDÜ

Türkiye tarihinin en büyük felaketinin eşiğinden döndü.

Siyanürlü liç alanı sağa-sola değil de dikine aksaydı, yani doğu-batı yönlerinde değil de kuzeye doğru bir çökme yaşansaydı, felaketin boyutları çok daha büyük olacaktı. Çünkü liç sahasının tam altında madenin yönetim ofislerinin yanı sıra sülfürik asit ve siyanür liç tankları ile yüksek basınçlı oksijen tankları bulunuyor.

Ayrıca madenin on binlerce tonluk siyanür, sülfürik asit, nitrik asit, silika, gliserin, nitrojen gibi çok tehlikeli kimyasallarının bulunduğu depoları da bu bölgede bulunuyor. Siyanür liç sahası yanlara değil de dikine doğru aşağı çökseydi yüzlerce çalışanın toprak altında kalmasıyla birlikte yukarıda sayılan on binlerce ton kimyasal, siyanürlü liç çamuruyla birlikte Fırat Nehri’ne sürüklenecekti. Madenin hemen altında Fırat’ın kıyısına inşa edilen yeni Çöpler köyünde yaşayan yüzlerce vatandaş da bu liç seline kapılarak hayatını kaybedecekti.

anyconv-d7aj-cover.webp

"EN BAŞTAKİ İSİM 'KUSURSUZ'"

Bilirkişi raporunda, Anagold Madencilik Şirketi, “kasten veya taksirle çevreyi kirletme” suçundan asli kusurlu bulundu. Facia günü Çöpler Altın Madeni’nde en üst düzey yönetici olan Genel Müdür Yardımcısı İain Ronald Guille ve birçok yardımcısı da asli kusurlu bulundu. Ancak bilirkişiler her ne hikmetse, Anagold Türkiye Müdürü Cengiz Yalçın Demirci’yi kusursuz buldu. Oysa Cengiz Yalçın Demirci, İain Ronald Guille’nin facia günü mesaj atıp, onay beklediği kişi. “Saat farkı vardı, maili üç gün sonra gördüm” açıklamaları ise inandırıcı bulunmuyor.

EN KARLI SAHA!

CEO Rodney P. Antal’ın yönettiği SSR Mining, ABD, Toronto, Nasdaq ve Avustralya borsalarında işlem gören hisseleri ve ABD, Kanada ve Arjantin’de de madenleri olan uluslararası bir şirket. Çöpler Altın Madeni, SSR Mining’in en kârlı sahasıydı. Şirketin Nasdaq’a bildirdiği 31 Aralık 2021 bilançosuna göre Çöpler’de 329 bin 276 ons (yaklaşık 9,5 ton) altın üretilmiş. Yıllık üretim ABD’deki Marigold’da 235 bin 282 ons, Kanada’daki Seabee’de ise 118 bin 888 ons seviyesinde. Çöpler sahasının 2021 yılı satış geliri 607 milyon 900 bin US dolar.

Şimdi şirketin en verimli ve nakit para basıyoruz dedikleri madenlerinde deyim yerindeyse deprem oluyor ve yangın çıkıyor ama ne Türkiye Müdürü’nün ne de CEO’nun haberi yok. Tam yedi saat geçiyor. Saat farkı varmış ve uyuyorlarmış!

Ve bu ülkeyi yönetenler Türkiye’nin en önemli su kaynaklarından birisi olan Fırat nehrinin kıyısında böylesine riskli ve tehlikeli bir madeninin işletilmesine izin veriyor. Çevresinde yaşayan onlarca köyün ve İliç’de yaşayan binlerce vatandaşın canını, böyle yönetilen bir şirketin inisiyatifine bırakıyor.

eenfo6kl3esxu1-f0brceg.webp

ALTINI ALIRKEN SORUMLU, ÇÖKERKEN DEĞİL!

Ayrıca madenin yüzde 80’le ana ortağı olan Kanadalı SSR Mining Şirketi ile yüzde 20 ortağı olan Çalık Holding de bilirkişi raporuna girmedi. Yine üst üste verilen ÇED raporları, denetim yetersizliği gibi kamunun eksikliklerine ilişkin hiçbir ibare de raporda yer almadı.

Madenin yüzde 20 ortağı olan Çalık Holding, facia olur olmaz, “Biz sadece finansal ortağız. Sorumluluğumuz yok” açıklamasa yaptı. Bu açıklama kısmen doğru olabilir ama eksik. Çalık Holding o madenin birinci kapasite artışında sülfat tesisini yapan şirketin sahibidir. Evet Çalık Holding finansal ortak ama Çalık Holding aynı zamanda madenin koruma kalkanıdır. Çalık Holding’in siyaset-bürokrasi ilişkileri aracılığıyla işçilere ve çevreye yönelik her türlü kuralsız davranış güvence altına alınmaktadır. Çalık Holding o madenin sigortasıdır.

Kanadalı ve Amerikalılar da benzer bir açıklamalarla operasyonel sorumluluğun kendilerinde olmadığını söylediler. Onlar her zaman olduğu gibi kazanca ortak ama zarara asla ortak olmazlardı. Siyanürlü maden çalışırken ve altınlar bölüşülürken sorumluluk alanlar, felaket anında birden ortadan kaybolmuşlardı.

Birisi Kanadalı yönetici Iain Ronald Guille olmak üzere 9 çalışan tutuklandı. Bütün suç onlarındı. Ama günler geçtikçe ortaya çıkan gerçekler kimin gerçek sorumlu olduğunu net olarak ortaya koyuyordu.

erzincan-maden-kazasinda-ifadeler-ortaya-cikti-toprak-kaymiyor-yerine-oturuyor-demisler-pbfp.webp

ÇÖKEN LİÇ TOPRAĞI TAŞINIYOR, ASIL BÜYÜK TEHLİKE İSE...

Madende bugünlerde hiçbir üretim yapılmıyor ama çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın söylediği 400 bin kamyonluk çöken liç sahasını taşıyorlar. Bölgede sıkı güvenlik önlemleri uygulanıyor. Madendeki çalışmalar hakkında kimseye bilgi verilmiyor. Çöken liç toprağı nereye götürülüyor basına ve vatandaşlara bilgi verilmiyor. Jandarma Fırat ırmağı üzerine kurulu Bağıştaş Baraj Gölü’ndeki ölü balıkların görüntüsünü çeken köylülere bile müdahale ediyor. Köylüler baraj gölü üzerinden ölü balıkların toplandığını söylüyor.

Çöpler’deki siyanürlü maden bir başka büyük tehlike daha barındırıyor: 197 futbol sahası büyüklüğündeki zehirli atık barajı. Deprem fay hattı üzerinde bulunan bu atık barajının bir şekilde patlaması veya sızdırması durumunda çok daha büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya kalınacak.

Benzer şekilde madenin Çakmaktepe ocağı ise İliç ilçesinin tam tepesindedir. Burada yapılan dinamit patlatma işlemleri şu anda bile İliç şehir merkezinde Kazım Karabekir ve Abdullah Paşa mahallelerinde yaşayan çocuklar başta olmak üzere bütün İliç halkını yoğun şekilde etkilemektedir. Her gün saat 12:15’te yapılan patlatmalar deprem benzeri bir etki yaratmaktadır. Çakmaktepe bölgesindeki çalışmalar böyle devam ederse İliç ilçesi haritadan silinecek. Çünkü bölgedeki sondajlar ilçenin tam tepesinde yapılmaktadır.

erzincandaki-maden-kazasi-716-2-41.webperzincandaki-maden-kazasi-716-2-41.webp

DANIŞTAY VE AYM 'DUR' DEDİ

Bütün bu olumsuz gelişmeler yaşanırken Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nden Çöpler Altın Madeni’yle ilgili iki önemli karar geldi.

Danıştay, Haziran 2023’de Çöpler Altın Madeni kapasite artışına karşı açılan davanın reddi kararını bozdu. Hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığını belirten Danıştay 6’ıncı Dairesi, yeniden keşif yapılmasına karar verdi. Yani yüksek mahkeme, Erzincan İdare Mahkemesi tarafından yaptırılan keşfin ‘yetersiz’ olduğuna kanaat getirdi.

Anayasa Mahkemesi ise 17 Ocak 2024’te verdiği bir kararla, Anagold Madencilik’in özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğine karar verdi. İliç’te yaşayan Eşref Demir’in başvurusunu değerlendiren AYM, projeye verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının yanı sıra, Erzincan İdare Mahkemesi tarafından yapılan bilirkişi keşfinin eksikliklerini içeren 18 maddelik bir karara imza attı. AYM, bölgede yeterli bütüncül etkileri gözeten keşif yapılmadığını belirtti. İliç’teki çevrecilerin avukatı İsmail Hakkı Atal, AYM’nin kararı sonrası yaptığı değerlendirmede, kararı uygulamayan her hâkimin gelecekte ortaya çıkabilecek risklerden sorumlu olacağını kaydetti.