32 yılla yargılanan tecavüzcüye beraat!

32 yılla yargılanan tecavüzcüye beraat!

Diyarbakır'da bir kadını tehdit ederek tecavüz eden, zorla alıkoyan ve ziynet eşyalarını yağmalayan 23 yaşındaki şahsa istenen 32 yıllık cezaya savcı 'İmkanı varken polise başvurmamış, ifadelerinde çelişki var' diyerek ve 'kesin ve inandırıcı delil bulunmadığını' söyleyerek itiraz etti. Mahkeme, Sanık Ş.D.'nin beraatine karar verdi

Diyarbakır'da, 2016 yılında meydana gelen olayda, cezaevinde birlikte kaldığı şahsın kız arkadaşı olan 31 yaşındaki S.Ö.'yü tehdit ederek cinsel istismarda bulunduğu, telefon ve ziynet eşyasını zorla yağmaladığı ve bir evde zorla hapsederek tecavüz eden 23 yaşındaki Ş.D., cinsel istismar ve saldırıya maruz kalan kadının şikayeti üzerine tutuklandı.

Nitelikli cinsel saldırı, nitelikli yağma ve cinsel amaçlı olarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından 32 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Ş.D.'nin, 'iddia edilen suçları işlediğinin sabit olmaması' nedeniyle beraatine ve tahliyesine kara verildi. Sanığın avukatlık ücretinin de hazine tarafından karşılanması kararlaştırıldı.

İddianameye göre; başka bir suçtan Diyarbakır E tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan 23 yaşındaki Ş.D., tahliye olduktan sonra koğuşta birlikte kaldığı M.G.Ö.'nün 31 yaşındaki sevgilisi S.Ö.'yü telefonla arayıp, erkek arkadaşından haber getirdiğini söyleyerek görüşmek istedi. 2016 yılı Haziran ayında S.Ö. ile bir parkta buluşan Ş.D., kadına, cezaevindeyken fotoğraflarını gördüğünü ve aşık olduğunu söyleyerek arkadaşlık teklifinde bulundu. Teklifi kabul etmeyen S.Ö.'yü rahatsız etmeye başlayan Ş.D., kendisiyle birlikte olmasını, olmazsa erkek arkadaşı ile cinsel ilişkiye girdiğini ailesine anlatacağını söyleyerek, mağdura psikolojik şiddet uygulamaya başladı. S.Ö.'nün, baskıdan kurtulmak için 14 Temmuz 2016 günü Ş.D. ile buluştuğunu belirten savcı, şüphelinin olayları ailesine anlatma tehdidi ile kadından zorla altın kolyesini aldığını kaydetti.

CİNSEL SALDIRI, ZORLA ALIKOYMA VE YAĞMA SUÇLARINA 32 YIL İSTENDİ

Şüphelinin, kadını zorla eve götürüp, iki kez cinsel saldırıda bulunduğunu belirten savcı, cinsel saldırıya maruz kalan kadının o gece aynı evde tutulduğunu ifade etti. Ş.D.'nin, daha sonra kadının cep telefonuna el koyup 600 lira karşılığında sattığı, GSM hattını borçlandırarak bir telefon ve tablet aldığı belirtilen iddianamede, genç kızın bu süreçte birden fazla kez cinsel saldırıya maruz kaldığı kaydedildi. Ş.D.'nin daha sonra S.Ö.'yü üvey ablasının evine götürdüğünü belirten savcı, mağdurun 3-4 gün boyunca zorla bu evde tutulduğunu ve tecavüze uğradığını ifade etti. Şüpheli tarafından sürekli darp edilen mağdurun, ablasını görme bahanesiyle evden kaçıp, polis merkezine gittiğini belirten savcı, hastaneye sevk edilen S.Ö.'nün vücudunda çok sayıda yaralanma tespit edildiğini ve tedavi altına alındığını kaydetti. İddianamede, 22 Temmuz 2016 günü tutuklanan Ş.D.'nin nitelikli cinsel saldırı, nitelikli yağma ve cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından 32 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

"KORKUMDAN SESİMİ ÇIKARAMADIM"

İddianamenin kabulünün ardından tutuklu sanık Ş.D.'nin yargılaması Diyarbakır 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. İfadesi alınan sanık Ş.D., cinsel saldırıda bulunmadığını, mağdur ile rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini ve eşyalarını yağmalamadığını söyledi. Mağdur S.Ö. ise, sanığın sürekli kendisini arayıp, mesaj attığını belirterek, "Takıntılı bir şekilde aramaya, mesaj atmaya devam etti. Koğuş arkadaşı olan sevgilim, ona bazı özel şeylerimizi anlatmıştı. Ailemden çekindiğim için korktum. Bunları aileme anlatacağını söylüyordu. 15 Temmuz darbe teşebbüsünden bir gün önce beni zorla bir yere götürdü. Alkollüydü ve orada beni dövdü. Cep telefonumu ve altın kolyemi zorla aldı. Korkumdan sesimi çıkaramadım. Birden fazla kez cinsel saldırıya uğradım. Sürekli dövüldüm. Korktuğum için ne dese yapıyordum.Telefon hattım üzerinden cep telefonu ve tablet aldı. 2 bin 500 lira borçlanmış oldum. Beni baskı altına aldığı için kimseden yardım isteyemedim" dedi.

SAVCI: 'İMKANI VARKEN POLİSE BAŞVURMADI'

Mağdur S.Ö.'nün ablası A.A. da tanık olarak alınan ifadesinde, sanığın kardeşini kaçırdığını belirterek, "Kardeşim geri geldiğinde, saçı başı dağınıktı, yüzü mosmordu, çok darp edilmişti. Kardeşimin bir haftadır nerede olduğunu bilmiyorduk" dedi. Duruşmada görüşünü açıklayan savcı, tanık ifadeleri ile mağdurun ifadeleri arasında çelişki bulunduğunu söyledi. Mağdurun güvenlik kuvvetlerine başvurma imkanı olmasına rağmen başvuruda bulunmayıp, sanıkla görüşmeye devam etmesinin hayatın olağan akışına uymadığını belirten savcı, bu nedenle beyanlarına itibar edilemeyeceğini vurguladı. İddia edilen suçlarla ilgili kuşku sınırlarını aşan, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığını belirten savcı, sanık Ş.D.'nin beraatine karar verilmesini istedi.

MAHKEME: 'DARP EYLEMİNİ DİĞER SUÇLARI İŞLEMEK İÇİN YAPMADI'

Kararını açıklayan Mahkeme, sanık Ş.D.'nin iddia edilen suçları işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine ve tahliye edilmesine karar verdi. Sanığa 3 bin 960 lira avukatlık ücretinin hazineden ödenmesine hükmeden mahkeme, sanığın tutuklu kaldığı süre nedeniyle hazine aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açabileceğini de bildirdi. Gerekçeli kararda, sanığın normal yollarla mağdur ile birden fazla kez cinsel ilişkiye girdiği belirtilerek, "Mağdurun altın kolye ve telefonunu alarak sattığı, mağdur adına tablet ve cep telefonu alarak kendisini borçlandırdığı anlaşılmakta ise de; sanığın inkara yönelik savunmasının aksini ispatlayacak yeterlilikte somut ve inandırıcı delil elde edilememiştir. Mevcut şüphe sanık lehine değerlendirilerek beraat kararı vermek gerekmiştir. Sanık ile sevgili olan mağdurun birlikte İzmir'e gitme planı çerçevesinde paraya ihtiyaçları olduğu için rızası kapsamında söz konusu malzemeleri sattığı kanaatine varılmıştır. Alınan raporda sanık ve mağdur arasında çok sayıda telefon görüşmesi tespit edilmiştir. Mağdurun, sanıktan kaçıp kurtulma, adli birimlere başvurup, yardım isteme olanağı varken sanık ile görüşmeye devam etmesi karşısında, mevcut şüphe sanık lehine değerlendirilmiştir. Mağdurun polise müracaatı sırasında vücudunda darp, cebir izleri mevcut olup, sanık da mağduru darp ettiğini beyan etmiş ise de, sanığın dengesiz bir kişilikte olduğu, yaşadıkları tartışmalardan dolayı mağduru darp ettiği, darp eyleminin diğer suçları işlemek amacıyla gerçekleştirilmediği sonucuna varılmıştır" denildi.