ABD krizinde filmin son karesini yazdı…'Ankara'nın vakti var mı?'

ABD krizinde filmin son karesini yazdı…'Ankara'nın vakti var mı?'

Cumhuriyet yazarı Aydıntaşbaş, ABD ile Türkiye arasında pazarlıkların sürdüğünü, ancak şimdi olayın Ankara açısından daha çetrefil hale geldiğini belirtirken, “Dün sabah itibariyle Türkiye rahip Brunson’u vermeye razıydı şimdi ise ABD’ye iadesi siyaseten zor” dedi. Türkiye’nin büyük bir hesap hatası yaptığını öne süren Aslı Aydıntaşbaş, filmin son karesinde ne olacağının da tahminini yaptı.

Cumhuriyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş, Türkiye ile ABD arasındaki pazarlıkların sürdüğünü, ancak şimdi Ankara açısından olayın daha çetrefil hale geldiğini belirterek, “Dün sabah itibariyle Türkiye Brunson’ı vermeye razıydı, ancak bunu zamana yaymak istiyordu. Şimdi ise rahip Brunson’un alelacele ABD’ye iadesi, siyaseten zor. Bu meseleyi çözmek, her geçen gün daha da zorlaşıyor” dedi.

Aslı Aydıntaşbaş, ‘Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar’ başlıklı yazısında, geçen aylarda Türkiye ve ABD arasında çeşitli kanallardan yapılan pazarlıklarda, Brunson’ın bırakılması konusunda anlaşıldığını ifade ederek, “Brunson karşılığında Hakan Atilla, ‘cezasının kalan bölümünü çekmek’ için Türkiye’ye gönderilecekti. Türkiye ve ABD arasında buna imkân veren bir ‘tutuklu iadesi’ anlaşması var. Ankara, Washington’a Brunson’un ‘Seçimden sonra’ salıverilebileceğinin sinyalini verdi. Ancak Bloomberg’e göre, son dakikada yeni bir konu gündeme geldi. Halkbank’a yönelik ikinci bir iddianame ihtimali vardı. Ankara, Brunson karşılığında bu konuda da garanti istedi. Trump yönetimi, ‘Veremeyiz’ dedi” ifadelerini kullandı.

Hafta sonu ABD hükümetinin tavrının sertleştiğini belirten Aydıntaşbaş, şunları yazdı:

“Bunu zaten Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence’in tweet’lerinde de gördük. Bu zamana kadar hep Tayyip Erdoğan’a sempatiyle bakan Trump, ‘büyük yaptırımlar’ geleceğinden söz ediyordu. Washington’da görüştüklerim, Trump’ın Brunson konusundaki ricasının dikkate alınmamasından dolayı rahatsız olduğunu söylüyor. Trump yönetimi bir yandan Türkiye ile görüşmelere devam ederken, diğer yanda Ankara’ya yönelik bir dizi yaptırım hazırlığına başladı.

YAPTIRIMLAR GELDİ

ABD’nin yaptırımları, dün akşam saatlerinde geldi. ABD Hazine Bakanlığı, ‘ciddi insan hakları ihlalleri yapan yapıların başında’ diye tanımladıkları Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik ‘ABD’deki mal varlıklarını dondurma’ kararı aldı. Dayanağı, Magnitsky yasası. Hazine bu iki ismin Brunson’un tutukluluğunda rol oynadığını iddia etti.

Bu yaptırım kararı, ağır olmakla birlikte aslında sembolik bir adım. Ne Abdülhamit Gül ne de Süleyman Soylu’nun Miami’de daireleri, Amerikan bankalarında hesapları olduğunu sanmıyorum.

Amaç, Türkiye’ye ‘Ciddiyiz’ mesajı vermek.

‘ZOR NOKTADAYIZ’

Piyasalar da zaten bu yaptırım paketini ‘sembolik’ olarak algıladı. Dolar önce fırladı; sonra oracıkta durdu. Piyasa denilen akıllı yaratık, istese Trump yönetiminin daha sert bir ekonomik yaptırım uygulayabileceğini ve bundan imtina ettiğini düşünüyor olmalı. Bir şekilde Adalet ve İçişleri bakanlarının ‘insan hakları ihlali yapan yapıların başındaki isimler’ olarak tescillenmesine fazla tepki vermedi. Belki de sıradan buldu.

Yine de zor bir noktadayız. Türkiye, artık ‘yaptırım konan’ ülke konumunda. Anladığım kadarıyla Washington, Türkiye’nin Rusya (düşen uçak) ve Almanya’yla (Deniz Yücel ve Alman vatandaşlarının tutuklanması) yaşadığı krizleri iyi çalışmış. Korkarım çıkardığı sonuç ise sert bir tutum takınmadan istediğini alamayacağı yönünde.

‘TÜRKİYE BÜYÜK HESAP HATASI YAPTI’

Pazarlıklar devam ediyor ancak şimdi Ankara açısından olay daha çetrefil hale geldi. Dün sabah itibariyle Türkiye Brunson’ı vermeye razıydı, ancak bunu zamana yaymak istiyordu. Şimdi ise rahip Brunson’un alelacele ABD’ye iadesi, siyaseten zor. Bu meseleyi çözmek, her geçen gün daha da zorlaşıyor.

Türkiye büyük bir hesap hatası yapmış gözüküyor.

Yine de hâlâ diplomasi kanalları işliyor. Bir yandan Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo; diğer yandan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton arasında süregiden iki önemli hat var.

Bu noktadan sonra Çavuşoğlu ve Pompeo arasında cuma günü gerçekleşecek görüşme, önemli.

FİLMİN SON KARESİ

Geçen yazılarımda da belirttiğim gibi, filmin son karesinde muhtemelen Andrew Brunson serbest kalıp ülkesine dönecek, Hakan Atilla da Zarrab davasında aldığı 32 aylık cezanın kalan bölümünü çekmek için Türkiye’ye doğru yola çıkacak. İki taraf da bu takası kendi kamuoyuna bir ‘zafer’ olarak takdim edebilir.

Ancak bu ne zaman olacak? Ankara’nın ekime kadar vakti var mı? O zamana kadar ekonomi ne kadar hasar alacak? Türkiye yaptırım kararına karşı bir misilleme yapacak mı?

Hep birlikte izleyeceğiz...