ABD’nin yeni dışişleri bakanı Türkiye ile İran’ı bir tutuyor

ABD’nin yeni dışişleri bakanı Türkiye ile İran’ı bir tutuyor

ABD’de Başkan Donald Trump, işadamı kökenli Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’u görevden alıp, yerine CIA Başkanı Mike Pompeo’yu getirdi. Pompeo, İran’a karşı açık cephe alan, Türkiye’deki mevcut yönetimi de “İran’la bir tutan” bir isim.

Sözcü'den Zeynep Gürcanlı'nın haberine göre eski bir asker ve eski bir senatör olan Pompeo, “Türkiye mesaisine” Trump'un Başkanlık seçim kampanyası sırasında başlamıştı. Kampanya sürerken Türkiye'de 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi olmuş, Pompeo da o dönemde “tarafını” attığı bir tweet ile ortaya koymuştu.

15 Temmuz gecesi, Türkiye darbeyi püskürtmeye çalışırken, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Türk hükümetine destek tweete atmış, Pompeo ise İranlı bakanın tweetini alıntılayarak, hem İran'a, hem de Türkiye'ye “İslamcı diktatörlük” demişti.

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, 15 Temmuz için attığı tweette, “Türk insanının seçilmiş hükümeti ve demokrasiyi cesurca savunması, bölgemizde askeri darbelere yer olmadığını ve bunların yenilmeye mahkum olduğunu kanıtlamıştır” demişti. Zarif'in bu tweetini alıntılayan Pompeo ise, “Cevad Zarif ve İran hükümeti, ancak Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümeti kadar demokratiktir. Her ikisi de İslami totaliter diktatörlüklerdir” ifadesini kullanmış, üstelik bu tweeti Erdoğan için açılmış resmi hesaba da göndermişti.

İLK YURTDIŞI GEZİSİ TÜRKİYE'YE OLDU

Pompeo, Trump Başkan seçildikten sonra CIA Başkanı olarak atandı. Ve ilk ziyaretini de, daha önce “İslami totaliter diktatörlük” dediği Türkiye'ye yaptı. Pompeo'nun Şubat 2017'de, Trump yönetiminin göreve başlamasından sadece günler sonra yaptığı Ankara ziyareti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başkan seçildikten sonra Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde kararlaştırılmıştı.
O dönemde Erdoğan, Trump'a FETÖ elebaşısını Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesinin bir an önce gerçekleştirilmesini istemiş, ayrıca ABD yönetiminin PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD-YPG'ye füze ve silah vermesini eleştirmiş, buna son verilmesini istemişti.

Trump ise tüm bu konuları görüşmek üzere, en yakınındaki isimlerden olan CIA Başkanlığı’na o dönem yeni atanmış durumdaki Pompeo'yu Ankara'ya göndereceğini telefonda Erdoğan'a bildirmişti. Pompeo Ankara'da en üst düzeyde ağırlandı, kendisine Türkiye'nin endişeleri ve müttefiki ABD'den beklentileri tek tek anlatıldı. Ancak Pompeo'nun ziyaretinin ardından Trump yönetimine FETÖ elebaşısı Gülen'in iadesi, ne de YPG konusunda tek bir olumlu adım atmadı. Aksine, Pompeo'nun Ankara ziyaretinin ardından, Washington'un o güne kadar sadece hafif silah ve mühimmat verilen YPD-YPG'ye ağır silah da verilmesi kararı çıktı.

ESKİ ASKER, ESKİ VEKİL, MUHAFAZAKAR KANADIN ÖNDE GELEN TEMSİLCİSİ

Trump yönetimiyle birlikte CIA Başkanı olan Pompeo, eski bir asker. Bir dönem, ABD'de siyasetindeki en muhafazakar ve dinci kesimi barındıran Çay Partisi'nden kongre üyesi de seçilen Pompeo, Trump'a “dünya görüşü en çok benzeyen isim” olarak biliniyor. Pompeo, ülkesinde de kürtaj karşıtı görüşleri ve ABD'nin tüm dünyada çok eleştirilen, tutuklulara yaptığı su işkencesini savunan sözleri ile çok tartışılmıştı.

TRUMP YÖNETİMİ ASKERLERE EMANET

Pompeo'nun Dışişleri Bakanı olmasıyla birlikte, Trump yönetimin en kilit unsurları da “askerlere emanet edilmiş” oldu. ABD Başkanı Trump'ın Başkan Yardımcısı Pence, eski bir general. Yine Savunma Bakanı Mattis de “kuduz köpek” adıyla anılan eski bir asker. Trump'ın en yakınındaki isimlerden ulusal Güvenlik danışmanı McMaster da muvazzaf bir asker, general. ABD yönetiminin en kilit görevlerinden olan Dışişleri Bakanlığı görevini bırakan Rex Tillerson, bir sivil olarak bu kadroda öne çıkıyordu. Şimdi onun yerine de eski bir asker olan Pompeo'nun getirilmesi, Washington'da askeri ağırlığı iyice arttırdı. Bunun da, Türkiye'yle olan ilişkilerde en çok krizin yaşandığı ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un, tüm Orta Doğu politikalarında ağırlığını iyice artırması bekleniyor.

İRAN NÜKLEER ANLAŞMASINA KARŞI

Pompeo, Kansas'tan vekil seçildiği ABD Kongresi’nde de İran'la yapılan nükleer anlaşmaya en çok karşı çıkan isimler arasında yer almıştı. Pompeo'nun bir diğer ses getiren çıkışı ise, “İslam adına” hareket ettiklerini iddia eden teröristlere karşı, Müslüman din adamlarını eleştirmesi olmuştu. Guantanamo konusunda da tüm dünyanın eleştirilerine kulak kapatan Pompeo, işkencelerle anılan bu hapishanenin açık kalması gerektiğini savunup, orada açlık grevi yapan mahkumlar için de “bana kilo almış gibi geldiler” demişti. Pompeo'nun bir başka çok tartışılan görüşü ise, ABD'nin gizli belgelerini sızdıran Snowden konusunda olmuştu. Pompoe, Snowden'in “idam edilmesi gerektiğine inandığını” söylemişti.