Adalet Yürüyüşü'ndeki Veysel amcanın oğlunun savunması ortaya çıktı

Adalet Yürüyüşü'ndeki Veysel amcanın oğlunun savunması ortaya çıktı

Darbe girişimi gecesi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde bulunan ve sabah polise teslim olan darbeci askerler arasında yer alan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Adalet Yürüyüşü'nde yürüyen Veysel Kılıç'ın oğlu Hava Harp Okulu öğrencisi Selahattin Kılıç'ın ifadesi ortaya çıktı. 

Selahattin Kılıç'ın ifadesinde, köprüye "Her zaman eğitimler haberli olur, bu eğitim habersiz olacak, askeriyeye olan itaatinizi ölçeceğiz, kimse araçtan inmesin" denilerek götürüldüğünü, köprüde tankın arkasında orta refüjde sabaha kadar beklediğini ve hiçbir şekilde ateş etmediğini iddia ettiği belirtildi.
 
Darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde yaşanan 2'si polis, 34 kişinin şehit olduğu olayla ilgili 135'i tutuklu, 143 asker hakkında hazırlanan iddianamede şüpheli askerlerin savunmalarına da yer verildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adalet Yürüyüşü'ne katılarak gündeme gelen Veysel Kılıç'ın oğlu Selahattin Kılıç'ın ifadesi de iddianamede yer aldı. 

İfadesinde Yeşilköy Hava harp okulu 2. Sınıf öğrencisi olduğunu belirten Kılıç'ın, ilköğretimini İstanbul'da tamamladığını, dershaneye gitmeden girdiği sınavlarda Hava Harp Okulunu kazandığını söyledi. 

"FETÖ YAPILANMASINI OKULUMUZDA FARK ETMEDİM"

Hafta sonları evci çıkarak İstanbul'a ailesinin yanına gittiğini, herhangi bir cemaat evinde kalmadığını anlatan Kılıç, FETÖ yapılanmasına dair bir bilgisinin olmadığını iddia ederek; "FETÖ terör örgütü ya da Fetullahçılarla ilgili medyada yazılanlar kadar genel bir bilgim var ancak bu şekilde bir yapılanmanın okulumuzda olduğunu fark etmedim. Beni bu şekilde bir grubun içerisine yönlendiren olmadı. Arkadaşlarımdan herhangi birinin de böyle bir yapılanma içinde olduğunu bilmiyorum. Okulda böyle bir şey duymadım" ifadesinde bulundu.   

O GÜN HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI KAMPI ZİYARET ETTİ

Olaydan dört gün önce Yalova'daki eğitim kampına katıldığını, kamp süresi boyunca da televizyon, bilgisayar, telefon, cep telefonu kullanmalarının yasak olduğunu anlatan Kılıç, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın kampı ziyaret ettiğini söyledi. Ziyaretin önceden duyrulmuş planlı bir ziyaret olduğunu Hava Kuvvetleri Komutanı ile tüm sıralı amirlerin orada olduklarını söyledi. Kılıç, akşam yat yoklamasına kadar da başka bir olay yaşanmadığını belirtti. 

"BU EĞİTİM HABERSİZ OLACAK, ASKERİYEYE OLAN İTAATİNİZİ ÖLÇECEĞİZ"

Yat yoklamasından 15 dakika sonra bir koşuşturma yaşandığını anlatan Kılıç bu durumun, kamp süresi içerisinde gerçekleşen gece eğitimleri olduğunu düşünerek giyinip tam teçhizat kuşandıklarını ve içtimaya çıktıklarını söyledi. Kılıç, "Metin Kazancı yüzbaşımızın elinde bir liste vardı. O listeden isimlerimizi okudu, ellilik, onluk, otuzluk gruplar oluşturdu. Ben ellilik ilk gruptaydım. Diğer arkadaşları yatmaya gönderdi. Kampta bulunan otobüsler geldi, bizi otobüslere bindirdiler, Yüzbaşı Mesut Metin Kazancı bizim bulunduğumuz araca geldi, "Her zaman eğitimler haberli olur, bu eğitim habersiz olacak, askeriyeye olan itaatinizi ölçeceğiz, kimse araçtan inmesin" dedi

"YALOVA'DAN ÇIKTIK, OSMANGAZİ KÖPRÜSÜNDEN PARA ÖDEYEREK GEÇTİK"

Herkese iki şarjör olacak şekilde kırkar adet mermi dağıtıldığını anlatan Kılıç devamında şunları anlattı; "Yalova'dan çıktık, Osmangazi köprüsünden para ödeyerek geçtik. İstanbul girişine geldiğimizde biraz ilerledikten sonra insan grupları görmeye başladık. Normalde araçlarla şehirden geçerken bizi gören insanlar alkışlıyordu, ancak bu kez karşılaştığımız insanlar bize taş atmaya başladılar. Köprüyü gördüğümüzde atılan taşlarla camların hepsini kırdılar. Köprüye geldiğimizde önümüze bir araç geldi, otobüs bir şeye çarpıp durdu. İnsanlar aşağıya inmemizi istiyordu. Aracı yumrukluyorlardı. Halktan insanlar aracın içine girmeye başladı. Komutanlar ve arkadaşlarım ön taraftan inmeye başladılar altı yedinci sırada ben de indim"

"SABAHA KADAR BEKLEDİM... BİR TEK EL ATEŞ ETMEDİM"

Kılıç köprü üstündeki darbecilerle buluşmalarını ise şu şekilde anlattı; "Önde inen komutanlardan ikisini halk darp etti, ben indiğimde beni de tuttular. Ben öğrenci olduğumu söyledim. Yan tarafta açılan boşluktan koşarak köprüye gittim. Arkamızdan komutanlarda geldi. Gazi Binbaşı, 'Buradaki toplanan insanlar terörist. Bundan sonra Turgay yarbayın komutasındasınız' dedi. Turgay yarbay benimde bulunduğum on kişiyi Anadolu yakasına doğru gönderdi. Koşarak ilerideki tankın arkasına geçtik. Köprünün üstünde ikisi önde birisi arkada üç tank vardı. Ben öndeki iki tanktan birinin arkasında yere yatarak bekledim. Üzerimize çok sayıda kurşun gelmeye başlayınca ben köprüdeki yolun yan tarafındaki refüje indim. Tankın arkasında kaldım. Sabaha kadar orada bekledim. Yanımda iki öğrenci asker daha vardı. Sabah 07.30'a kadar burada bekledik. Komutanlarımız bizi görmediği için bize herhangi bir talimat vermediler. Ben olay sırasında bana zimmetli G3 piyade tüfeğimle bir el bile ateş etmedim. Sabah yakalandığımızda el svaplarımız ve silahlarımız alındı. Hiç bir şekilde ateş etmediğimin tespit edileceğine inanıyorum. Köprü kameralarından da bulunduğum yer görülebilir. Emir komuta zinciri içerisinde ne olduğunu bilmeden tatbikat zannıyla komutanların verdiği emri uyguladım"