Şaibeli 16 Nisan referandumunun 2’inci ayında, demokratik kitle örgütlerini temsilen Halkevleri Genel Sekreteri Dilşat Aktaş, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Murtaza Demir hileli referandumun iptali için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yaptı. Heyet, YSK’nin anayasaya aykırı biçimde mühürsüz pusulaları kabul etmesi ve referandum süreciyle ilgili Avrupa’da bir dizi temasta bulundu. AİHM önünde Mahmut Aslan heyeti temsilen basın açıklamasını okudu.

Adalet Yürüyüşü’ne destek

AİHM başvurusunun ardından Avrupa’da bulunan demokratik kitle örgütleri heyeti, Ankara’da başlayan Adalet Yürüyüşü’ne destek için yürüyüşüne katıldı. Yürüyüşe CHP Baaden Wurternberg Birlik Başkanı Kazım Kaya, Hessen Birlik Başkanı Ali Ercan, Strazburg Birliği Genel Sekreteri Burak Özkuzucu, CHP Parti Meclisi üyesi Emre Çam, Strazburg Birlik Başkanı Mustafa Kemal Özçelik, Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Birliği Başkanı İbrahim Vural katıldı. Heyet adına konuşan Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Murtaza Demir, Türkiye’de yapılan Adalet Yürüyüşü’ne destek eylemlerinin Avrupa’da da büyümesi gerektiğine değindi.

AİHM’deki adalet arayışının aydınlanmanın, çağdaşlığın, demokrasinin, laikliğin sesi olduğunu söyleyen Aslan, referandumun hedefinin gücün tek elde toplandığı bir rejim değişikliği olduğunun altını çizdi. YSK’nin mühürsüz pusula kararını anımsatıp referandumda halkın özgür iradesinin sandıklara yansıtılmadığını belirten Aslan açıklamasını şöyle sonlandırdı:

Referandum Anayasa’nın 18 maddesinin oylandığı gibi yansıtılsa da, Anayasa’nın 72. maddesini ve ülkenin tamamını etkileyen, cumhuriyet, laiklik, demokrasi ve adalet gibi değerlerini bertaraf eden, tek adam rejimine geçiş niteliğinde olan 16 Nisan 2017 halkoylaması meşru olmadığı gibi, halkın iradesini de yansıtmamaktadır.

Demokratik Kitle ve Meslek Örgütleri Platformu’nu temsilen AİHM’e başvurumuz, Türkiye’nin adalet arayışı ve sesi için, dünyanın neresinde olursa olsun bu hukuksuzluğa karşı sesimizi yükselteceğimizin göstergesidir. Güzel ülkemize en çok adaletin yakıştığı inancıyla, AİHM başvurumuz dünyada ve Türkiye’de adalet arayışının kararlılıkla devam edeceğinin evrensel ilanıdır.