Adaleti yeryüzüne çıkarmak için yürüdüler

Adaleti yeryüzüne çıkarmak için yürüdüler

Soma’da hayatını kaybeden 301 canın davasından adalet çıkmayınca, madenci anneleri oğullarıyla yer altına gömülen adaleti yeryüzüne çıkarmak üzere, bir avuç kömür ve çocuklarının mezarlarından altıkları bir avuç toprakla Soma’dan Ankara’ya yürüyüş başlattılar.

Ayşegül BAŞAR / YURT

Bugüne kadar yaşadıkları adaletsizlikleri, yol boyunca tüm engellere rağmen yaptıkları etkinlikleri ve yapamadıklarını, umutlarını ve umutsuzluklarını madenci annelerin ağzından dinledik.

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde 9 Temmuz Pazartesi görülen karar duruşması bu güne kadar geçen en kalabalık davalardan biri oldu. Adalet bekleyen aileler, mahkeme heyetinin yoklama almasının ardından başlamadan biten davanın, 11 Temmuz Çarşamba gününe ertelediğini öğrendiler.

MAHKEMEYE SIĞMADI

Çarşamba günü görülen davada ise dağıtılan ödül niteliğindeki cezalar ve Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan da dahil, 37 sanığın beraat etmesi ise aileler için bir başka yıkım oldu. Sinir krizi geçiren aileler, hastaneye kaldırıldı. Tepkiler, mahkeme salonu dışında da devam ederken, aileler oturma eylemi başlattılar.

VE YOLA ÇIKTILAR

Mahkeme kararlarına tepki gösteren madenci ailelerinden Gülsüm Çolak, Fatma Malkoç ve onların yakını Güldalı Yetim, evlatları için yola çıkarak, Soma’dan Ankara’ya yürüyüş kararı aldı. Bu karara da çok sayıda destek geldi. Kendilerine neden yola çıktıklarını sorduğumuzda annelerden Çolak, şöyle cevap verdi: 

“Üç yıldır devam eden davanın sonunda sorumluların hak ettikleri cezayı aldıklarını düşünmüyoruz. Adalet talebimizi daha yüksek bir sesle dile getirmek için yola çıktık. 3 yıldır davada her türlü baskı ve zorbalığa şahit olduk. Mahkeme heyetinin değiştirilmesi, sanıklara ödül niteliğinde bir mütalaa hazırlamaları, Avukatımız Selçuk Kozağaçlı’nın gözaltına alınması, gerçeklerin örtbas edilmeye çalışılması, hepsini yaşadık. Amacımız evlatlarını haksıza yitiren ve adalet talepleri susturulmaya çalışılan annelerin seslerine ses katmak, mahkeme salonlarını sıkışan sesimizi sokağa taşımaktı”.
Facianın yaşandığı günden bu yana devletin ilçede nasıl bir politika izlediğini anlatan anneler, “Çokça yardımlar taşındı. Devletten çok cemaatler, sivil toplum kuruluşları çeşitli dernek ve vakıflar buralara yardım etti. Her aileye 1500 lira maaş veriliyor. Bu onların hakkı ama geride kalan ailelerden özellikle çalışamaz olanlar ve çocuklarıyla ortada kalan kadınlar, bu maaşın ellerinden alınmasından çok korkuyorlar. Bunu kaybetmemek için sessiz kalmayı seçiyorlar. Onun dışında en çok yardımları cemaatler yapıyor. Bu bir politika olarak destekleniyor” görüşünü dile getirdi.

İLK DURAK ÇANAKKALE

Yürüyüşe geçen annelerin ilk durağı Çanakkale oldu. Burada bir adalet buluşması gerçekleştiren anneler, daha sonra geçtikleri Silivri’de engellerle karşılaştı. Burada Avukat Selçuk Kozağaçlı için yapılmak istenen açıklamaya izin verilmedi. Bir diğer buluşma adresi ise İstanbul Beşiktaş’taki Abbasağa Parkı oldu. Yıllardır oğulları için her cumartesi günü eylem yapan Cumartesi Anneleri ve Gezi’de yitirilen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan’ın da katılımıyla burada bir adalet paneli gerçekleştirildi. 

İstanbul’dan sonra anneler, çok fazla iş cinayetlerinin yaşandığı Tuzla Tersanesinde işçilerle birlikte basın açıklaması yaptı. Yine engellerle karşılaşan anneler, Eğitim-Sen’de Kocaeli İnsan Hakları Paneli organize etti. Kocaeli’nin ardından ailelerin diğer durağı, kara elmas diyarı olarak bilinen Zonguldak Kozlu oldu. Anneler, burada grizu patlamasından evlatlarını yitirmiş diğer anneler ve maden işçileriyle yan yana geldi.

POLİS ANKARA’YA SOKMAK İSTEMEDİ

Soma’dan Ankara’ya olan yolculuklarını değerlendiren aileler, yol boyunca yaşadıkları engelleri anlatırken, emniyetin her kilometrede bir güvenlik gerekçesiyle kontrollerde bulunduklarını ve HSK önüne gidilmesini istemediklerini kaydettiler. Soma’dan geldikleri minibüsten inip taksiyle devam etmek zorunda bırakılan anneler, Ankara’da avukatlarıyla buluşarak, sonunda HSK’ya geldiler.

HSK önünde gerçekleşenleri ise anne Yetim, şöyle anlattı:

“Yürüyüş yapmamıza engel olundu, yanımızda vekiller de vardı. Onların ısrarı üzerine ancak başkanın kalemiyle görüşebildik. Arkamızda kalanları dağıtmak için biber gazı sıkmışlar. Buluşmayı keserek HSK’dan çıktık ve burada bir açıklama yaptık. Buradan da bir şey çıkmayacağını görmüş olduk. İnsan hakları anıtı önünde çelenk koyarak son eylemimizi yapalım dedik, ona da engel oldular. Göçük altına gömdükleri adaleti biz yeryüzüne çıkaracağız. Her türlü adli yolun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Adalet yerini bulana kadar mücadelemiz devam edecektir.”