Adnan Bulut'tan 'Kadir Mısıroğlu' uyarısı: Buna deli, meczup dememek lazım

Adnan Bulut'tan 'Kadir Mısıroğlu' uyarısı: Buna deli, meczup dememek lazım

Kadir Mısıroğlu'nun 4 yıl önce paylaşılan "Heykellerin köpek leşi gibi sürüklendiğini göreceksiniz" sözleri tekrar gündem oldu. Gazeteci Adnan Bulut 'Kadir Mısıroğlu' ile ilgili "buna deli, meczup dememek lazım" diyerek uyarılarda bulundu. Bulut, Kadir Mısıroğlu'nun Atatürk'e ve cumhuriyet değerlerine ettiği küfür ve hakaretlerden dolayı, korkmayan, cesur cumhuriyet savcılarını göreve çağırdı. Bulut, Kadir Mısıroğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

Barış CAN-YURT Gazetesi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "hocam" dediği Kadir Mısıroğlu'nun 4 yıl önce paylaşılan sözleri heykel tartışmalarıyla birlikte sosyal medyada gündem oldu. Gazeteci Adnan Bulut Kadir Mısıroğlu'na tepki gösterdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Saray'da ağırladığı isimlerden olan Atatürk'e ve cumhuriyet değerlerine küfür eden Mısıroğlu gençlere yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullanıyor:

"İstediğimiz olmuş değildir. Yarı yoldayız. Nasıl buluğa ermemiş bir çocuğa 'niye evlenmiyorsun' demezsen Hükümet'e de 'niye şeriatı ilan etmiyorsun' diyemezsin. Vakti var. Her ulus bir zamana rehmolunmuştur. Sizin nesliniz İslam'ın mutlak galebesini, küfrün mutlak yıkılışını, heykellerin köpek leşi gibi sürüklendiğini görecek. Siz göreceksiniz. O gün beni hatırlayın." 

Etraftaki gençler ise "inşallah" diyerek sözlere katılıyor.

BU İTİBARI NEDEN GÖRÜYOR?

Adnan Bulut, Kadir Mısıroğlu'nun Erdoğan'ın sarayında ağırlanması için "meczupsa bu itibarı neden görüyor? Meczup değilse savcılar neden harekete geçmiyor? Atatürk için 'it leşi' demek suç değil mi?" sorularını yöneltti. Bulut, Kadir Mısıroğlu için "buna deli meczup dememek lazım. Buna deli meczup dedikçe biz bunu normalleştiriyoruz" dedi.

SARAYIN BAŞDANIŞMANI

Kadir Mısıroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanlarından biri olduğunu belirten Bulut "Adam sarayda başdanışman. Şu anda adam Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sarayı'nda başdanışman. Resmi statüsü var, sofrada yeri var, oturuyor. Tayyip Erdoğan ile sarayda fotoğrafı var. Bunlardan önce de kalktı dedi ki; 'Ne İstiklal Marşı vardır, ne de İstikla Savaşı vardır. İstiklal Savaşı diye bir şey yoktur. Boşu boşuna uyduruyorsunuz.' kimseden gık yok.

İstiklal Savaşını yok sayıyor. 'Bu halk kendi kendini kurtardı, Atatürk geldi, halkın başarısının üzerine oturdu.' diyor. Zırvalıyor...

Adam tüm cumhuriyet değerlerine küfür ediyor. Cumhuriyet'e, Atatürk'e aleni küfür ediyor." dedi.

KORKUSUZ, CESUR SAVCILAR GÖREVE

Korkusuz, cesur savıları göreve çağıran Bulut;  Bu yapılan suç, adam bunu alenen, her yerde her ortamda defalarca tekrarlıyor. Bugüne kadar bununla ilgili olarak savcılar çağırıp da; 'Sen neden böyle konuşuyorsun, nasıl böyle söylüyorsun, bu yaptığın suçtur' diye herhangi bir soruşturmaya ve kovuşturmaya tabii tutulmadı. Bunda sarayın başdanışmanı olmasının çok büyük etkisi var. Savcılar harekete geçmeye korkuyorlar. Türkiye'de sadece savcıların önünde 'cumhuriyet' ön eki vardır. Başka hiçbir meslek için kullanılmaz. Mesela cumhuriyet hakimi, cumhuriyet valisi, cumhuriyet milletvekili denmez. Cumhuriyet savcısı demek; Türkiye Cumhuriyeti adına gerekirse bu ülkenin cumhurbaşkanını, başbakanını, genelkurmay başkanını, herkesi cumhuriyet adına soruşturmaya yetki verilmiş, cumhuriyetin bütün gücü arkasında olan kişi demektir. Cumhuriyeti korumakla görevli olan kişi demektir. Ama ne yazık ki cumhuriyet savcılığı makamı son dönemde işlemiyor.Buradan korkmayan savcılara alenen duyuruyorum, adam suç işliyor, gereğini yapın." ifadelerini kullandı.

ATATÜRK'E KÜFÜR EDENLERE BİRŞEY YAPILMIYOR

"Atatürk'e hakaret edenlere, küfür edenlere hiç birşey yapılmadığını belirten Bulut "mesela ben arkadaşlarım, Süleyman Yeşilyurt ve Mustafa Armağan hakkında suç duyurusunda bulunduk. Nasıl olduysa Yeşilyurt'u tutukladır ve 2 ay sonrada serbest bıraktılar. Mustafa Armağan'a ise birşey yapmadılar. Bu adamlara birşey yapılmıyor. Ancak sonuna kadar bunlarla mücadele edeceğiz. Kimsenin Atatürk'e dil uzatmasına müsaade etmeyiz." dedi.

BUNUN HESABI SORULACAK

Bu dönemin gelip geçeceğini söyleyen Bulut "muhtemelen bu dönemin sonunda Atatürk'e küfredenler de Atatürk'e küfredilmesine seyirci kalanlar da bunun hesabını hukuk önünde vermek zorunda kalacak." ifadelerini kullandı. 

ADAM VATANA İHANET EDİYOR

Kadir Mısıroğlu'nun vatana ihanet ettiğinin altını çizen Bulut "Bu ülkenin temel taşlarından biri olan Alevilere de hareketler edip hedef gösteriyor. Aleviler için 'namaz yok, oruç yok, binbir yalan kimsiniz ulan siz?' diyor. Etmediği hakaret kalmamış. Bir de bunu TV yayınında yapıyor. Yayın yoluyla hakaret diye suçu daha da arttıran bir şuç daha vardır. Kamuoyuna açık bir şekilde yapıldığında suç daha da artar. Kimse bir şey yapmadıkça hakaretleri artarak ve sürekli devam ediyor. Bunlarla da sınırlı değil, konuşmalarına bakın, vatana resmen ihanet ediyor. 'Keşke Yunan gelseydi, ne hilafet yıkılırdı, ne de şeriat yıkılırdı.' diyor. Adam Yunan'ı Türkiye Cumhuriyeti'ne tercih ediyor. Böyle bir rezil, böyle bir ahlaksız, kindar biriyle karşı karşıyayız." dedi.

HÜKÜMETTEN SES YOK

Kadir Mısıroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sofrasında yer bulduğunu, itibar gördüğünü belirten Bulut, "Milletvekilleri itiraz ediyor, gazeteciler itiraz ediyor, toplumun geniş bir bölümünde tepki görüyor. Bu adamla ilgili hükümet kanadından ise hiç ses yok. 'Biz bu adamı saray danışmanlığından attık, bizimle alakası yoktur' dahi diyemiyorlar. Bunu diyemedikleri saray sofrasında baş köşeye oturtuyorlar. Adama itibar gösteriyorlar. Bu fotoğrafı gören cumhuriyet savcısının birşey yapma ihtimali var mı?" diye sordu.

FETHULLAHÇILAR GİTTİ YANDAŞLAR GELDİ

Kormayan, cesur, işini yapan cumhuriyet savcıları ile hakimlerin ya sürgün edildiğini, ya da ihraç edildiğini dile getiren Bulut "savcı denilen meslek grubunun hiçbir şeyden korkmaması lazım. Çünkü önünde  'cumhuriyet' titrini taşıyor. Türkiye'de her şey koktuğu ve çürüdüğü gibi  hukukumuzda tel tel dökülüyor. Yargıçlık müessesine yandaşlar dolduruluyor. Bundan önce fethullaçılar vardı. HSK'yı, adliyeleri, yargıtayı tamamen ele geçirmişlerdi. Şimdi de yandaş hakim ve savcılar 300'er, 500'er grublarla fethullahçılardan boşalan yerlere dolduruluyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen, korkmayan yargıçları da bir gecede çıkardığı KHK'lar ile ihraç ediyor. Ya da sürgün ediyor. Pasif göreve veriyor. İstanbul Ağır Ceza Mahmkemesi'ndeki 40 yıllık tecrübeli hakimi sürüyor, Silivri'deki Ticaret Mahkemesi'ne. 'Git sen orada icra işlerine bak' deniliyor. Adamda guruna yediremiyor, istifa edip çekip gidiyor. Bu iş genel yayın yönetmenini, gece editörü yapmak gibi bir şey." örneğini verdi.