'AGİT'teki FETÖ krizi, çalışma grubu formülüyle önlendi' 

'AGİT'teki FETÖ krizi, çalışma grubu formülüyle önlendi' 

AGİT’te FETÖ'ye yakın STK’ların toplantıya katılmasıyla başlayan gerilimin bir diplomatik krize dönüşmesi, dönem başkanı Avusturya’nın “çalışma grubu” formülüyle önlendi.

DW Türkçe'den Değer Akal'ın haberine göre, Türkiye'nin, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) toplantılarına FETÖ'ye yakın sivil toplum kuruluşlarının katılmasına gösterdiği sert tepki, büyük bir diplomatik gerilime yol açtı. FETÖ'ye yakın bazı derneklerin AGİT toplantılarına alınmasını "Bu AGİT'e ihanettir" sözleriyle protesto eden Türkiye'nin, AGİT'in 7-8 Aralık tarihlerindeki Bakanlar Konseyi toplantısı öncesinde veto kartını öne sürmesiyle tansiyon daha da tırmandı. Ancak tüm katılımcı ülkelerin konsensüsü ile karar alınabilen AGİT'in dönem başkanlığını yürüten Avusturya, gerilimin 24. AGİT Bakanlar Konseyi toplantısını tehlikeye düşürmesi, öngörülen kararların Türkiye tarafından bloke edilmesi ihtimali üzerine yoğun bir temas trafiği başlattı.

KRİZİ ÖNLEYEN FORMÜL

Ankara-Viyana hattındaki yoğun diplomasi trafiği sonrasında dönem başkanı Avusturya, konuyla ilgili gayri resmi danışmalarda bulunmak üzere bir çalışma grubu oluşturdu, başkanlığını İsviçre'nin AGİT nezdindeki Büyükelçisi Claude Wild üstlendi. Avusturya'nın istişarelerde bulunmak için çalışma grubu kurmasıyla gerilimde tansiyon düşürüldü, Ankara veto tehdidini bir daha gündeme getirmedi ve Bakanlar Konseyi'nde alınması öngörülen kararlar geçtiğimiz hafta Viyana'daki toplantıda alındı.

Bugüne kadar dört kez bir araya gelen çalışma grubuna başkanlık eden İsviçre Büyükelçisi Claude Wild, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, başlattıkları çalışmanın "AGİT etkinliklerine hükümet dışı örgütlerin katılımı ile ilgili kuralların nasıl daha etkin bir şekilde uygulanabileceğine" odaklandığını söyledi. Wild, gayri resmi olmakla birlikte istişarelerin hükümetler arası nitelik taşıdığını, görüşmelerin içeriği ile ilgili şu aşamada bilgi paylaşmanın AGİT teamüllerine uygun olmadığını aktardı.

UZLAŞI ARAYIŞI

Dönem başkanı Avusturya'nın AGİT nezdindeki diplomatları, katılımcı ülkelerin kaygılarını ciddiye almakla birlikte, on yıllardır AGİT çalışmalarına katkı sağlayan, zenginleştiren, hükümet dışı örgütlere kapıların olabildiğince açık tutulmasının önemine işaret ediyor.Dengeli bir tutum için, mevcut kuralların uygulanması konusunda bir mutabakat sağlanması gerektiğini söyleyen diplomatik kaynaklar bu amaç doğrultusunda istişarelerde bulunan çalışma grubunda sivil toplum kuruluşlarının toplantılara katılımı konusunda ortak bir anlayışın geliştirilmesinin hedeflendiğini vurguladı. Avusturyalı bir diplomat, "Bu istişarelerde, olabildiğince çok sivil toplum kuruluşunun AGİT etkinliklerine katılımının devam etmesini sağlayacak bir mutabakata ulaşılmalı" dedi.

GERİLİM NASIL TIRMANDI?

DW Türkçe'nin edindiği bilgilere göre Gülen gerilimi, Eylül ayında Varşova'da yapılan AGİT İnsan Hakları Uygulamaları Toplantısı öncesinde tırmanmıştı. Yılda bir kez yapılan ve Avrupa'nın en büyük insan hakları ve demokrasi konferansı olarak nitelendirilen AGİT toplantısına katılacak STK'lar listesinde Gülen'e yakınlığı ile bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın yer aldığını gören Türk tarafı harekete geçti ve söz konusu vakıf temsilcilerinin katılımının engellenmesi için girişimlerde bulundu.Türk tarafı, Avusturya makamlarına, 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen'in bu vakfın onursal başkanı olduğunu, vakfın Türkiye'de 23 Temmuz 2016'da Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığını iletti.

VARŞOVA'DA PROTESTO

Türkiye'nin AGİT ve Avusturya yetkilileri nezdinde yaptığı girişimlerin sonuç vermemesi üzerine Eylül ayı başında, Varşova'daki toplantının açılışında söz alan Türkiye'nin AGİT nezdindeki Büyükelçisi Engin Soysal, çok sert bir konuşma yaparak toplantıyı terk etti. Konuşmasında, "Türkiye'deki darbe girişimi Fethullah Gülen liderliğindeki terör örgütü tarafından yapılmıştır" diyen Soysal, "sözde STK" olarak nitelendirdiği Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Onursal Başkanı'nın Fethullah Gülen olduğunu dikkat çekti. Soysal, "Benim burada, askeri teçhizatımızı, savaş uçaklarımızla tanklarımızı kullanarak, 250 vatandaşımızı öldüren, 2 bini aşkın vatandaşımızı yaralayan, meclisimizi bombalayan, seçilmiş hükümetimizi devirmek, Cumhurbaşkanımızı öldürmek isteyenlerle çok yakından ilişkili olanlarla aynı masa etrafından oturmamı beklemek isyan sebebidir" diye konuştu.

İHANET SUÇLAMASI

Güvenliği tesis etme hedefini taşıyan AGİT'in bu vakfın toplantılara katılmasına izin vermesinin kabul edilemez olduğuna işaret eden, resmi Türk delegasyonunun toplantıdan ayrılmak zorunda olmasından "büyük üzüntü" duyduğunu söyleyen Soysal sözlerini şu sert ifadelerle tamamladı:

"Bu kurulmasına ve gelişmesine destek verdiğimiz AGİT'e yapılmış bir ihanettir. Örgütümüzün güvenliğin geliştirilmesi yönündeki asil hedefinin korunmasına desteğimiz sürecektir. Bu nedenle bu ihanetin parçası olmayacağız. Bu ihanetin tekrar etmemesi için de ilave adımlar atmaya devam edeceğiz."

İTİRAZ EDEN TEK ÜLKE TÜRKİYE DEĞİL

Türkiye'nin bu protestosu AGİT'te büyük yankı uyandırdı. Avusturya dönem başkanlığının devreye soktuğu istişare sürecinin nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor. Ancak ülkeler arasında terör tanımı konusundaki görüş ayrılıkları, Avrupa'da Gülen yapılanmasının bir terör örgütü olarak tanınmıyor olması nedeniyle, Türkiye'nin beklentilerinin istişareler sonucunda ne ölçüde karşılanabileceği belirsizliğini koruyor. AGİT konularında uzman Stephanie Liechtenstein, birkaç yıldır güvenliğin insani boyutuyla ilgili AGİT çatısı altında yapılan toplantılara katılacak STK'larla ilgili sadece Türkiye değil başka bazı üye ülkelerden de itirazlar yükseldiğini söyledi.

AGİT'in çalışmalarını izleyen Güvenlik ve İnsan Hakları Gözlem Platformu'ndan (SHRM) Liechtenstein, "Türkiye yalnız değil, son birkaç yıldır diğer bazı üye ülkeler de AGİT toplantılarına STK'ların katılımıyla ilgili net kriterlerin belirlenmemiş olmaması ile ilgili itirazda bulunuyor. Ciddiye alınan bu itirazların görüşülmesi ve çözüm aranması için şimdi bir çalışma grubu oluşturuldu. Kriterler belirlenmesine, insani boyut toplantılarının önümüzdeki yıllarda da devam edebilmesini sağlamaya dönük bir girişim bu" dedi. Liechtenstein, her şeye rağmen bu görüşmelerin büyük önem taşıdığını vurgularken, "AGİT, 57 üye ülkenin mutabakatıyla kararlar alınan bir uzlaşı örgütü. Kuruluşundan bu yana AGİT'te görüş ayrılıkları olan pek çok konuda müzakereler yoluyla mutabakatlar sağlanabildi" değerlendirmesini yaptı.