AKP kurucusundan bomba açıklama: KHK’lar geçersizdir!

AKP kurucusundan bomba açıklama: KHK’lar geçersizdir!

Esenyurt'ta 'Hayır Bileşenleri' tarafından düzenlenen '12 Eylül ve Tek Adam Rejimi' konulu panele CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AKP kurucularından Prof. Fatma Bostan Ünsal ve HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy konuşmacı olarak katıldı. Panele AKP kurucusu akademisyenin sözleri damga vurdu.

Ardıl Batmaz / YURT

'12 Eylül ve Tek Adam Rejimi' konulu panelde konuşma yapan AKP kurucularından Prof. Fatma Bostan Ünsal, Türkiye'de yargının, siyasi ideallerin tahkimi altında olduğunun altını çizerek, "Şuandaki iktidarın makbul gördüğü kadın profilinden, farklı kadın profiline çeşitli şekillerde ayrımcılık yapıldığını görüyoruz. Büyük bir utançla görüyoruz. Kadınların da bu idelojik ayrışmada, o ayrımcılığı gördüklerinde, hissettiklerinde mücadele ettiklerini görüyoruz. Tecavüzcüsüyle evlendirilme olayında hemen ayaklandılar, o yüzden kadınları takdir ediyorum" dedi.

Meclis tarafından onaylanmayan KHK'ların geçersiz olduğunu savunan Prof. Ünsal, "Tek adam yönetiminin engellenmesi için bazı mekanizmalar var. Tek adam rejimini engelleyen en önemli mekanizmalardan biri yerelleşmedir. Bir başkası ise 'yargı'dır. Türkiye'de yargı ne kadar siyasi ideallerin tahkimi altında bir daha gördük. 1991 yılında AYM'nin OHAL KHK'larıyla ilgili, yargı yetkisi olduğunu öne süren bir iştihak var. Bugünki anayasa mahkemesi üyelerinden pek çoğu, anayasa mahkemesinin 91 yılındaki KHK'larını olumlu bulurken, bu dönemde kendilerine başvurulduğunda ise yetkisi olmadığını ifade ediyor. Anayasada şu madde var; KHK'lar 1 ay içerisinde meclis tarafından onaylanır. Bu ifade aslında meclis tarafından onaylanmayan KHK'nın geçersiz olduğunu söylemek anlamına gelir. Türkiye'de şu an da OHAL KHK'ları meclis tarafından onaylanmıyor. Ve referandumda yine KHK'larla ilgili şöyle bir ifade var; 3 ay içerisinde meclis tarafından onaylanmazsa KHK, geçersizdir. Bu aslında belli, meclis tarafından onaylanmıyorsa geçersizdir. AYM kendi yetkilerini sınırladığı gibi, anayasa değişikliklerine de, OHAL KHK'larıyla olabileceğine kapı açmıştır. En son OHAL KHK'sıyla bütün meclise kilit vurulmuştur. Bir başka husus 'sivil toplum'dur. Güçlü bir sivil topluma ihtiyaç vardır. Herkesin eşit olarak girebildiği ve birbirimizi dinleyebileceğimiz bir alana ihtiyacımız var. Ancak bu alanlarda mücadele edebiliriz" diye konuştu.

CHP'Lİ ALTAY: ASIL KRAVATLI DARBE OHAL'İN İLANIYLA 20 TEMMUZ'DA YAPILMIŞTIR

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 27 Mayıs 1960 darbesinin, darbelerin anası olduğunu ifade ederek, "15 Temmuz kalkışmasından sonra, asıl kravatlı darbe OHAL'in ilanıyla 20 Temmuz'da yapılmıştır. 7 defa demokrasimiz ağır müdahaleye maruz kalmıştır. 27 Mayıs 1960  darbelerin anasıdır. Bütün bu ülkenin başına gelenlerin sebebi 27 Mayıs'tır. O zaman Menderes, Zorlu, Polatkan asıldı. Demokrasi tarihimizin en büyük ayıbıdır. Ayıpların başladığı olaydır. 12 Mart'ta Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan asıldı. Türkiye için kara bir lekedir. 12 Eylül'de sanıyorum 500 küsür idam kararı verilmekle birlikte, 50 kişi idam edildi. Ama o 50 kişinin sembolü, yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren'dir" şeklinde konuştu.

"20 TEMMUZ DARBESİYLE SEMİH'İ VE NURİYE'Yİ KAYBETMEK ÜZEREYİZ"

Sözlerine 20 Temmuz darbesinin Türkiye'yi, dünyaya rezil ettiğini ifade ederek devam eden Altay, "Ve şimdi 15 Temmuz'da 251 insan evladı, vatan evladı her şeye rağmen kalkışmaya karşı durarak canlarını yitirdiler. 20 Temmuz darbesiyle de şimdi Semih'i ve Nuriye'yi kaybetmek üzereyiz. Ayrıca 20 Temmuz darbesi, Türkiye'yi dünyaya hakikaten rezil eden demokrasimizi gerçekten yerle yeksan eden bir tablodur. 6 Milyon oy almış bir siyasi partinin, genel başkanı, grup başkan vekilleri, eş başkanlarının, sayısını bilmediğim belediye başkanlarının cezaevlerine koyulması, gerçekten geçmiş darbeyi, darbecileri  mumla aratan bir durumdur. 12 Eylül'de 31 gazeteci tutuklandı, şimdi cezaevinde 161 gazeteci var.  20 Temmuz darbesinin bedeli, 12 Eylül darbesinin bedelinden daha ağırdır demokrasimiz için” diye konuştu.

"TÜRKİYE'Yİ YILLARDIR DİKTATÖRLER YÖNETİYOR"

Engin Altay sözlerini şöyle sürdürdü: Baş açmak, baş kapatmak üzerinden, mezhep üzerinden insanları sömürerek, Türkiye'yi yıllardır diktatörler yönetiyor. Herkes şunu bilmeli, baş açmakla din elden gitmez, baş kapatmakla da laiklik elden gitmez. Olay budur. 

"AKP'NİN METAL YORGUNLUĞU, TÜRKİYE'NİN ERDOĞAN YORGUNLUĞU VAR"

Şimdi 3 şeye direneceğiz. Ve 3 şeyin bu ülkeden, temelli olarak ortadan kalkması için mücadele edeceğiz. Aslında hepimizin bildiği şeyler. Yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılmasına izin vermeyeceğiz. Kim yaparsa yapsın, hangi gerekçeyle yaparsa yapsın izin vermeyeceğiz.  İnanç üzerinden yapılan siyasete de izin vermeyeceğiz. Etnik ayrımcılık üzerinden yapılan siyasete de izin vermeyeceğiz. Cesur olacağız. Türkiye'nin 'Kürt' sorunu çözülmeden, bu saatten sonra çözülecek bir şey olamaz. Kürt sorununu çözmek zorundayız. Bu demokrasimizin önünü açacaktır. AKP'nin metal yorgunluğu, Türkiye'nin Erdoğan yorgunluğu var. Türkiye, Erdoğan yorgunluğunu 2018'de atacaktır üzerinden. 

HDP’Lİ ÖZSOY:  ERDOĞAN, TOPLUMU KUTUPLAŞTIRIYOR

Recep Tayyip Erdoğan'ın toplumu sürekli bölüp, parçalayıp, kutuplaştırıp  yan yana gelmelerini engelleyerek kazandığını belirten HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy, "Recep Tayyip Erdoğan, kaç yıldır toplumu sürekli bölüp, parçalayıp, kutuplaştırıp  yan yana gelmelerini bir şekilde engelliyor. Bu şekilde kazanıyor. Dolayısıyla konuşmamım sonunda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; O bölüp, parçalayıp, kutuplaştırdıkça, bizim yan yana gelip birleşmemiz gerekiyor. Geçen gün biliyorsunuz Hatun Tuğluk'un Ankara'da gömülmesine müsade edilmedi. Ben de oradaydım. Hatun Tuğluk 74 yaşında vefat etti. Daha öncede kendisini ziyaret etmiştim. Hayatı, 1980 darbesiyle, son 1.5 yıldır yaşadığımız darbe sürecini birbirine bağlıyor. Hatun Tuğluk'un 1 oğlu Aytekin Tuğluk, 80 darbesinin hemen arefesinde Elazığ cezaevinde işkence gördü. 37-38 yıl önce. 37-38 yıl sonra kızı Aysel Tuğluk, cezaevinden çıkarıldı annesinin taziyesine gelebilmesi için" şeklinde konuştu.

"OGÜN SAMAST MESELESİNİ ÇOK ANDIRAN BİR ŞEKİLDE FOTOĞRAF ÇEKTİRMİŞ"

Süleyman Soylu'nun, cenaze saldırganlarından biriyle fotoğraf çektirmesini Ogün Samast meselesine benzeten Özsoy, "Biz cenazeye defnetmeye gittiğimiz zaman, bir takım insanlar cenazeye saldırdılar, mezarı tekmelediler sonra bunlardan bir tanesinin evvelki gün Süleyman Soylu'yla fotoğrafı ortaya çıktı. Süleyman Soylu gitmiş, Ogün Samas meselesini çok andıran bir şekilde fotoğraf çekmiş" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE, 'TEK MEZAR' SİYASETİNE GİDİYOR"

Hişyar Özsoy sözlerini şöyle sürdürdü: Aslında şu 2-3 gündür Hatun Ana üzerinden yaşananlar, memleketin kısa bir özetini gösteriyor. Mesele Tayyip Erdoğan meselesi değildir. Tayyip bey bir insandır. Gidecek. O gittikten sonra, şöyle yada böyle bu meseleler devam edecek. Geçen gün bize diyorlardı mezarda; Alevileri gömdürmeyiz, Ermenileri gömdürmeyiz, Kürtleri gömdürmeyiz. Ne gömdüreceksiniz? Türkleri gömdüreceğiz. 'Tek mezar'. Türkiye, 'tek mezar' siyasetine gidiyor."

"ERDOĞAN NE YAPARSA TERSİNİ YAPACAĞIZ"

Referandumda benim en çok aldığım soru şuydu; Niye HDP, CHP ile birlikte hareket ediyor? Bunu söyleyeceğine, 'biz ne istiyoruz' bunun üzerine konuşalım. Türkiye'de çok geniş toplumsal kesimler 'Hayır' dediler. AKP'nin içersinde de çok fazla insan 'Hayır' dedi. Eski AKP kurucuları da 'Hayır' dediler. Bu meseleyi; CHP, HDP, AKP, MHP üzerinden düşünürsek kesinlikle kaybederiz. Kriz çok daha derin. Parti siyasetini aşan bir yerde düşünmemiz lazım. Erdoğan, önümüzdeki 100 yıl için bir devlet kurmaya çalışıyor. Diyor ya; 2023'te önümüzdeki 100 yıl için bir devlet kuracağız. Biz de diyoruz ki; O devlet bize yaşam hakkı tanımıyor. Bizim yeni bir devlet kurmamız lazım. Nasıl yapacağız? Çok basit. Erdoğan ne yapıyorsa tersini yapacağız. 

GÜRBÜZ ÇAPAN: ESENYURT'U ALIRSANIZ İSTANBUL'U DA ALIRSINIZ

Kapanış konuşması yapan Esenyurt Kurucu Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan ise, bir kent meclisinin kurulmasını gerektiğini ifade ederek, "Herkesin kol kola girmesi gerektiğine hepimiz mutakıbız. Esenyurt ile ilgili bir şey söyleyeceğim. Ne yapmalıyız, ne yapabiliriz? Ne yaparsak bunu aşabiliriz diye. Yine bu salonda herkes toplandı, 'Hayır' toplantısı yapıldı. Kürt, Türk, Alevi, Sunni herkes kol kola girdi. Bir belaya karşı durdular. Bunu tekrar becerebiliriz. Bunu becermenin yolu, herkesin Haziran seçimlerini temel alan, o oranda, her bir nüfusa bir temsilci olan Esenyurt meclisi oluşabilir. Bir kent anayasası hazırlanabilir. Onun çalışması yapılabilir 2 sene içerisinde. Esenyurt'u alırsanız bence İstanbul'u da alırsınız" ifadelerini dile getirdi.Bu projeyle yola çıkabilirsiniz. Ne yapacağınızı, hangi tarihte nasıl yapacağınızı, Belediye başkanını, meclis üyelerini hatta milletvekillerini belirleyen bir kent meclisi kurulabilir. Aleviler başka yerde duruyor, Kürtler başka yerde duruyor, göçmenler başka yerde duruyor. 

"BU AYIBI TÜRKİYE CUMHURİYETİ KALDIRAMAZ"

Gürbüz Çapan sözlerini şöyle sürdürdü: Bir proje ile bir araya gelmeliyiz. Mutlaka bir birimizden başka kimsemiz olmadığını göreceksiniz. Mezara, toprağa girmemizi engelliyorlar. 80 yaşında bir kadını toprağa gömdürmediler. Bu ayıbı, Türkiye Cumhuriyeti kaldıramaz. Bu panele katılan herkese teşekkür ediyorum.