AKP'li Esayan: Milletimiz bu oyuna da geçit vermeyecektir...

AKP'li Esayan: Milletimiz bu oyuna da geçit vermeyecektir...

AKP İstanbul Milletvekili ve Akşam gazetesi yazarı Markar Esayan, demokrasilerde seçim sistemlerinin siyasal partilerin gözü gibi sakınması gereken ortak zemini olduğunu söyledi.

Esayan, "Eğer seçim sistemi zeminine zarar verirsek, yani su zehirlenirse, o zaman üzerine bastığımız demokrasi zemini kayar ve ülke bunalıma girer" dedi.

Esayan'ın "Suyu zehirlememek lazım..." başlığıyla (13 Mart 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

Daha önce yazdığım “Nasıl tarih dışı kalınır?” başlıklı makalemde seçim sistemimizle ilgili reform yasa teklifinin içeriğinden uzunca bahsetmiştim. Dün itibarıyla da bu kanun teklifi TBMM Genel Kurulu’na gelmiş bulunuyor.

CHP ve HDP ruh ikizleri gibi bir süredir aynı taktiği gütmekte, Türkiye’nin seçimlerini de içeren siyasal sisteminin altını oymak üzere bazı tavırlar sergilemekte. Gezi krizinde “Sandık her şey değildir” sloganı ile önümüze gelen taktiğin devamı bu.

Komisyonda da ifade etmiştim. Savaşlarda bile tarafların riayet ettiği bir kural vardır. O da şehir suyunu zehirlememektir. Çünkü su en temel ihtiyaçtır. Naziler Stalingrad muhasarasında şehir suyunu da zehirlemiş ve bu temel kuralı ihlal eden taraf olmuştu.

Teşbihte hata olmaz. Kimseye onların kolayca yaptıkları gibi Nazi benzetmesi yapıyor değilim. Demokrasilerde de seçim sistemi özellikle siyasal partilerin gözü gibi sakınması gereken ortak zemindir. Eğer seçim sistemi zeminine zarar verirsek, yani su zehirlenirse, o zaman üzerine bastığımız demokrasi zemini kayar ve ülke bunalıma girer.

İstemediğiniz bir sonuçla her karşılaştığınızda, CHP ve HDP gibi seçim sistemini hedef alamazsınız. Çünkü gerçekten de Türkiye’nin seçim sistemi dünyadaki örnekleriyle mukayese edildiğinde en iyi çalışan sistemlerden biridir. Şu anda yapılmak istenen reform da, bu sistemi daha da ileri götürmek içindir.

CHP ve HDP’nin “mühürsüz oy” diye ortalığı vaveylaya verdiği durum seçilmiş bir hezeyana dayanıyor. Taklit edilmesi imkansız, kağıdın daha üretim aşamasında içine yerleştirilen filigranla, paradan farksız olan seçim zarfı ve pusulasına, YSK’nın anteti, İl Seçim Kurulu’nun mühürü vuruluyor. Bu teklifle, sandık kurulunun son mührü vurmayı ihmal ettiği durumda, YSK’ya bu oyları geçerli sayma yetkisi veriliyor. Zaten 1984’ten beri de YSK böyle oyları bir örnek dışında hep geçerli saymış. Üstelik bu itirazların çoğunu CHP yapmış ve YSK’ca kabul edilmiş. YSK’nın gerekçeli kararında, usülüne uygun kullanılmış bir oyun sadece sandık kurulunun ihmaliyle mühürlenmemiş olmasının oy hakkının önüne geçemeyeceği belirtiliyor.

Ama CHP ve HDP ısrarla bu konuyu seçimlerin meşru olmadığına dair bir kampanyaya çevirmeye çalışıyor. Hatta, bırakın yapılmış seçimleri, 2019’da yapılacak seçimleri de daha şimdiden gayrimeşru ilan etmenin zeminini hazırlıyor gibiler.

Halktan umudunu kesmiş, siyasetten soğumuş, çareyi siyaset dışı alanlarda arayan bir çürüme halidir bu. Seçmenlerini marjinaleştirmeye, “militan demokrasi” dedikleri mühendislik çerçevesinde işin içine sokağı katmaya dönük bir taktikle karşı karşıyayız.

Milletimiz bu oyuna da geçit vermeyecektir.