Seçim sonrasına yönelik fikir jimnastiği sürerken, cumhurbaşkanı hangi parti veya ittifakın adayı olacaksa meclis çoğunluğu da onlarda olacağı algısı bulunduğu, bu durum olasılıklar arasında yer alsa da, başka tabloların da meydana gelebileceği hesaplanıyor. İktidarın, Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi için ayrı oy pusulalarına karşın aynı zarf istemesinin temelinde, seçmenin bilinç altında tek seçim imajı yaratmayı hedeflediği kaydediliyor.

Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, ‘Seçim sonucu böyle çıkarsa’ başlıklı yazısında, seçim sonrası olasılık hesaplarına değindi. Özkan, şunları kaleme aldı:

YÜRÜTMEYLE YASAMA SENKRONİZE Mİ?

“Şöyle bir hava var.. Zannediliyor ki; cumhurbaşkanı hangi partinin veya ittifakın adayı olacaksa Meclis çoğunluğu da onlarda olacak. Yani yürütmeyle yasama senkronize olacak. Bu olasılıklardan biri ama başkaları da var. Sonuç öyle çıkarsa ne olur/ne olacak sorusunu sorduran.

Başlayalım..

Olasılık bir: İktidar bloku (AKP-MHP ittifakı) yüzde 40’lar civarında oy alır.. Meclis’te çoğunluğu sağlayamazlar.. Çoğunluk muhalefet partilerine geçer.. Ama Erdoğan cumhurbaşkanı seçilir..

Sonuç böyle olursa ne olur? Yürütmenin istediği yasayı yasama organına çıkaracak gücü olmazsa hayat nasıl devam eder? Muhalefet partileri yürütmeyi kıskaca almak için bir dizi yasa çıkarır mı? Çıkarırsa ne olur? Kısaca, bu sonuç yeni bir seçimi doğurur mu?

Olasılık iki: İktidar bloku en az yüzde 50 oyla Meclis çoğunluğunu elde eder, 300’den fazla milletvekili çıkarır ama Erdoğan ilk turda seçilemez.. İkinci turda, muhalefet partilerinden birinin ikinci tura kalan adayı yüzde 50+1’e ulaşır..

Sonuç böyle olursa ne olur? Meclis çoğunluğuna sahip olan AKP/MHP ittifakı ne yapar? Yürütmenin elini ayağını bağlamak için yasal düzenlemelere başvurur mu? Yoksa seçim kararı alıp sandığa mı başvurur? Kısaca, bu sonuç da yeni bir seçimi doğurur mu?

BU OLASILIKLARIN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN…

İktidar bloku bu olasılıkların önünü kesmek için subliminal önlemler alıyor.. Nedir bu?

Oy pusulaların ayrı ama zarfın tek olması.. Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi için ayrı oy pusulalarına mühür basacağız ama aynı zarfa koyacağız..

İktidarın aynı zarfı istemesinin nedeni bu..Cumhurbaşkanı ile milletvekili seçimini kafalarda birleştirmek.. Seçmenin bilinç altında tek seçim imajı yaratmak..

ÖNCE YEREL SEÇİM Mİ GENEL SEÇİM Mİ?

Aslında erken seçim olur/olmaz tartışmalarının odağında bu var.. İktidar partisini meşgul eden soru bu.. Hangisini önce yapacağı..

Yerel seçimi öne çekmek anayasa değişikliğiyle mümkün.. İttifakın oyu yetmiyor.. Muhalefet altı yedi ay öne çekmeye evet der mi? Zannetmiyorum..

Yerel seçim yerinde kalacak, zamanında yapılacak gibi duruyor.. 2019’un mart ayında..

Yerel seçimin durumu böyle ama cumhurbaşkanı ve genel seçimin zamanı isteğe bağlı.. Meclis kararıyla oluyor.. Yani iktidar partisi ne zaman isterse..

İşte erken seçimin sık sık gündeme gelmesi veya gündemden çıkmamasının nedeni bu..

O ZAMAN SEÇİMLER RİSKE GİRER

Kimi diyor ki; iktidar önce yerel seçimi yaparsa.. Yerel seçimde yerel dinamikler daha etkili olur.. İstediği sonucu elde edemezse, İstanbul, Ankara gibi büyük kentleri kaybederse.. Muhalefet moral bulur.. Cumhurbaşkanı seçimi de genel seçim de riske girer..

Kimi de diyor ki; Cumhurbaşkanı yerel seçimi önce yapmak niyetinde.. Durumu yerel seçimle test etmek istiyor.. İstediği sonucu alırsa, kasım seçimini garantiler.. İstediği sonucu alamazsa, onarım için önünde 6-7 aylık süre var..

Birinci görüşü savunanlar erken seçimde ısrarlı.. Bu yılın sonbaharında veya 15 Temmuz pazar günü..

İkinci görüşü savunanlar ise seçimlerin zamanında olacağında ısrarlı..

Kısaca, temel soru bu..

Yerel seçim mi önce, genel seçim mi?”