Aladağ davasında tüm sanıkların tutukluluk haline devam

Aladağ davasında tüm sanıkların tutukluluk haline devam

Aladağ'da 11'i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği kız öğrenci yurdu davası devam ediyor

Adana'nın Aladağ ilçesinde 11'i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yaralandığı kız yurdu yangını faciasında kusurlu oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan 6 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşmada ifade veren yaralı bir öğrenci "Bulaşık yıkarken hep elektrik çarpıyordu" dedi. Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, "Tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi. Böylede olması gerekiyordu. Bu işin sadece yurt müdürüne yıkılarak, dernek yöneticilerinin işin içinden sıyrılmasını doğru görmüyoruz" diye konuştu. 29 Kasım 2016'da ortaokulda okuyan kız öğrencilerinin kaldığı kız öğrenci yurdunda elektrik sisteminin kısa devre yapması sonucu yangın çıktı. Yangında 10 öğrenci, 1 çocuk ile 1 eğitmen yaşamını yitirdi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında yurt müdürü Cumali Genç, yurt çalışanı Mahmut Deniz, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç tutuklandı. Sanıklardan Ramazan Dede yaşı gerekçesiyle ara kararla tahliye edildi. Yangın faciasıyla ilgili ikinci duruşma Kozan Adliyesi'ndeki salonun yetersiz gelmesi sebebiyle Kozan Ticaret Odasının konferans salonunda görüldü. Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nde 8 saat süren duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek, eksiklerin giderilmesi için 9 Ekim’e ertelendi. Tutuklu sanıklar Cumali Genç, yurt çalışanı Mahmut Deniz, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Mustafa Öztaş ve Mahir Kılınç yoğun güvenlik önlemleri altında mahkeme salonundan çıkartılıp cezaevine gönderildi.

ÇIKIŞTA DA KÜFÜR ETTİ

Bu sırada tutuklu sanıklardan Ramazan Keleş basın mensuplarına tepki gösterip küfür etti. Tutuklu sanıkların ailelerinden bazıları ise fenalaştı. Dışarıdaki grup daha sonra olaysız şekilde dağıldı. Keleş duruşma öncesi de gazetecilere "Ne çekiyorsunuz, karşınızda terörist mi var? Çekin çekin iyi çekin” diye tepki göstermişti.

YARALI ÖĞRENCİ: BULAŞIK YIKARKEN HEP ELEKTRİK ÇARPIYORDU

Duruşmada yangından yaralı olarak kurtulan Sema Karataş ifadesinde, olaydan 2 ay önce yurtta kalmaya başladığını, yurdun temizlik ve yemek işleriyle kendilerinin ilgilendiği bu konuda bir görevlinin bulunmadığını söyledi. Yangın sırasında 3’üncü katta olduğunu belirten Karataş şunları anlattı: "Yangın sırasında yangın merdiven kapıları kapalı ve üzerinde kol yoktu. Etüt odasına bir koku ve duman geldi. 3’üncü katın penceresinden atladım, altta battaniye tutuyorlardı. Yangınla alakalı bir tatbikat yapıldığını da hatırlamıyorum. Belletmen öğretmenin birisi yangın kapılarının anahtarını yanında taşırdı. Yurtta elektrik kesintisi olurdu. Bize öğretmenler ’su ısıtıcısı kullanmayın’ derlerdi çünkü arada bir sigorta atıyordu. Bulaşık yıkarken beni hep elektrik çarpıyordu. Bu durumu belletmen Gülsüm Hanım’a ilettim. Bana ’Olabilir düzelir’ dedi.Sanıkların hepsinden şikayetçiyim cezalandırılmalarını istiyorum." Duruşmada salonunda tutuklu sanık Mahir Kılıç vekilinin müşteki Sema Karataş’a yönelik, "Bu yurt olmasaydı eğitim hayatına devam edebilecek miydiniz?" sorusu kısa süreli tartışma çıkmasına neden oldu.

İTFAİYEDE 2 KİŞİ VARDI

Savunma tanığı olarak dinlenen Kazım Kocagöz ise evinin yurda 1 kilometre uzaklıkta olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Eşim yangın sırasında yurttaydı Cumali Genç’in (müdür) eşi ile birlikte oturmaktaydı. Ben hemen arabama binip itfaiyeye gittim. İtfaiyede 2 personel vardı. Bir itfaiye aracı ve bir personel benim arkamdan geldi. Yalnız itfaiyede şu sıkacak kimse yoktu. Yurdun önüne vardığımızda çığlık vardı. Merdiven yoktu. Biz ikinci kattaki yaralıları kurtardık. Komşulardan merdiven aldık. Diğer katlara merdiven ulaşmadı."

YURT MÜDÜRÜ: DERNEK YÖNETİCİLERİNİN KUSURU YOK

Tutuklu sanıklardan Cumali Genç ise yurt müdürü olduğunu, yurdun yönetiminden sorumlu olduğunu ve diğer dernek yöneticilerinin kusuru olmadığını belirterek, "Yangın bina girişindeki TEDAŞ kontrolünde olan sayaçta çıkmıştır" dedi. Bu sayacın bulunduğu alana müdahale etme durumlarının olmadığını savunan Genç sözlerini şöyle sürdürdü: "İstanbul Teknik Üniversitesi’nin bu yangınla alakalı raporunda şunlar denilmektedir; ’Ana panonun arkasındaki ikinci pano tutuşmuştur.’ Bunun sebebi olarak da yüksek seviyede elektrik çekiminden bahsediliyor. Ancak o gün yüksek elektrik çeken cihaz yoktur. Eğer biz sigorta amperini arttırsak zaten otomatikman yangın çıkardı. Yangın kurtarma işini biz yaptık. Benim yavrum da bu yangında vefat etti. Benim bir kusur ve ihmalim yoktur. Tahliyemi talep ediyorum." Tutuklu sanık Mahir Kılıç ise yurt müdürünün beyanlarına katıldığını ve yurt yönetimiyle kendisinin bir alakasının olmadığını belirterek 8 aydır tutuklu olduğunu tahliyesini ve beraatini istedi. Mahkeme heyeti Türkiye Barolar Birliği ve STK’ların duruşmaya katılma taleplerini reddedip, 7 sanıktan tutuklu bulunan 6 sanığın tutukluluğuna devam kararı verip duruşmayı erteledi

METİN FEYZİOĞLU: İZİN VERMEYECEĞİZ

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, duruşma çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi. Böylede olması gerekiyordu. Bu işin sadece yurt müdürüne yıkılarak, dernek yöneticilerinin işin içinden sıyrılmasını doğru görmüyoruz ve buna da izin vermeyeceğiz. Bir sonraki celse daha kalabalık geleceğiz” diye konuştu.